Emin Çölaşan isyan etti: Bu rezalete dur demek kimsenin aklına gelmiyor

Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan, gazetelerin gerçek satış rakamlarını toplumdan gizlemesini eleştirdi.

Emin Çölaşan isyan etti: Bu rezalete dur demek kimsenin aklına gelmiyor

Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan, gazetelerin gerçek satış rakamlarını toplumdan gizlemesini eleştirdi.

"Açıklanan rakamlarına bakmaya gerek yok" diyen Çölaşan, "Birkaçı dışında hepsinin amacı gerçekleri ters yüz edip çok satıyor görünmek ve ‘Saygınlığını' bu yolla kurtarmak ve ikincisi, devletin resmi ilan pastasından daha büyük bir parasal gelir elde etmek!" ifadelerini kullandı.

Çölaşan, "İşin bu boyutu da devletin ayıbıdır. Yıllardır herkesin gözleri önünde süren bu rezalete dur demek her nedense kimsenin aklına gelmemektedir!" dedi.

Emin Çölaşan'ın Sözcü'deki yazısı şöyle:

Sevgili okurlarım, her gün elinize alıp okuduğunuz, ya da hiç okumadığınız gazetelerin kaç adet sattığını merak eder misiniz?

Bu rakamlar çok ilginçtir…

Şimdi bir SÖZCÜ Gazetesi çalışanı olarak önce şunu söyleyeyim, bizim gazete Türk basınının yeni amiral gemisi oldu.

Bu unvan eskiden Hürriyet'e aitti!

Toplum ve bizim basın çevreleri onu amiral gemisi olarak tanımlardı.

Hem haberciliği ile hem de gerçek satış rakamlarıyla ses getirirdi.

O kadar ki, bir zamanlar, yıllar önce tirajı bir milyona vurmuştu.

★★★

Şimdi size bazı gazetelerin dün açıklanan haftalık satış ortalamalarını vereyim. Küsuratları yazmıyorum:

-Sözcü 201 bin.

-Hürriyet 197 bin.

-Sabah 196 bin.

-Milliyet 123 bin.

-Cumhuriyet 24 bin. (Açıklanan rakam hilesizdir.)

-Aydınlık 2 bin.

★★★

Ne yazıktır ve ne acıdır ki, SÖZCÜ dışında irili ufaklı pek çok gazete, satış rakamlarını şişiriyor.

Hile yapmayan gazetelerin en başında SÖZCÜ geliyor.

Hele Hürriyet ve Milliyet gibi bazıları var ki, olanları akıl almıyor.

Çoğu gazete satış rakamını yüksek göstermek için bazı yollar seçmiş durumda…

Örneğin bunlar bazı evlere ve kurumlara beleş, para istemeden veriliyor.

Ya da şehirlerarası otobüs terminallerinde, Türk Hava Yolları uçaklarında, hava limanlarında, otellerde ve bir sürü başka yerlerde yine ücretsiz ikram ediliyor!

★★★

Biliyorsunuz, bütün medya kuruluşlarında görülen durum yazılı basında da aynen gerçekleşti.

Medya kuruluşları bu iktidar tarafından başarıyla (!) devşirildi.

Hürriyet, Milliyet, CNN-Türk ve Kanal-D gibi medya kuruluşları, kamu kaynakları ve kamu bankaları tarafından sağlanan akıl almaz boyutta olanaklar ve kredilerle iş adamı merhum Erdoğan Demirören'e armağan edildi.

Aynı durum Sabah için geçerli.

İktidara çok yakın bir gruba teslim edildi.

Yazılı basında yandaş medya denilen ilk üç büyük gazete şimdi işte bunlardan oluşuyor!

AKP iktidarının ve özellikle Recep Bey'in sesi olmayı başardılar.

★★★

Gazeteciliğe bundan 43 yıl önce ilk adımı Milliyet'te atmıştım ve dokuz yıla yakın orada görev yaptım.

Sonra 22 yıl boyunca Hürriyet'te çalıştım ve kovuldum!

Bu iktidardan önce her ikisi de saygın gazetelerdi.

Mesleğimizin nasıl yapılması gerektiğini o iki gazetede çalışırken yeterince öğrenmiş olduğumu sanıyorum.

★★★

Şimdi ise satış rakamlarını toplumdan gizlemek ve gerçek dışı bilgiler vermek, doğrusu hiçbir gazeteye yakışmıyor.

Önce, satış rakamının 197 bin olduğunu açıklayan Hürriyet'e bakalım.

Size sadece Ankara örneğini vereyim.

Bu gazetenin Ankara taşrası sadece 11 bin adet basılıyor. (Taşra deyince Eskişehir, Konya, Kayseri, Yozgat, Çankırı, Çorum, Kırşehir, Nevşehir ve Sivas'ı kapsıyor.)

Ankara şehir baskısının rakamı ise 15 bin.

Ankara, İstanbul'dan sonra gelen en büyük ikinci merkez. Dolayısıyla bu rakamlarla Türkiye genelinde 197 bin satışa ulaşmak asla mümkün değil!

★★★

Gelelim Milliyet'e… Bu gazetenin aynı illeri kapsayan baskı sayısı sadece 3300…

Ankara şehir baskısı ise 4200.

Bu rakamlar her iki gazete tarafından açıklanan Türkiye genelindeki satış rakamlarının gerçek olmadığını, bilerek abartıldığını bize gösteriyor.

★★★

Diğer gazetelerin her hafta salı günleri Medya Radar internet sitesinde açıklanan rakamlarına bakmaya gerek yok.

Birkaçı dışında hepsinin amacı gerçekleri ters yüz edip çok satıyor görünmek ve ‘Saygınlığını' bu yolla kurtarmak!..

Ve ikincisi, devletin resmi ilan pastasından daha büyük bir parasal gelir elde etmek!

İşin bu boyutu da devletin ayıbıdır.

Yıllardır herkesin gözleri önünde süren bu rezalete dur demek her nedense kimsenin aklına gelmemektedir!

Etiketler
Emin Çölaşan