Ayşenur Arslan: Hayatım, Atatürk'ten ya da Abdi İpekçi ve Uğur Mumcu'dan daha değerli değil
RTÜK'ün verdiği 5 günlük ekean karartma cezası için “Kusura bakmayın korkutamadınız” diyen Ayşenur Arslan ve Halk TV çalışanları, ülke için doğruları söylemeye devam edeceklerini söylüyorlar.
RTÜK, hukuki süreç tamamlanmadan Halk TV ekranlarını 5 gün süreyle kararttı. “Önce infaz, sonra karar” uygulamasıyla ‘telafisi imkansız ceza’ dönemine geçildi. Üstelik RTÜK aynı 'suç'un yeniden işlendiğine karar verirse, bu kez Halk TV'nin lisansının iptal edilmesi gündeme gelebilecek.
Sözcü'den Damla Güler'e konuşan Halk TV çalışanları ise, "Hakikatin peşinde koşmaya devam edeceğiz" diyor.
ATATÜRK İLKELERİNE AYKIRI YAYINDAN CEZA VERDİLER
İktidarın, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) eliyle muhalif medyayı susturma girişiminin son örneği Halk TV oldu. RTÜK'ün ‘program durdurma' yerine ‘yayın durdurma' cezası vermesi sonucu Halk TV, 5 gün izleyicisiyle buluşamadı. Üstelik bu karar hukuki süreçler tamamlanmadan uygulamaya konuldu. Zira dosya karara bağlandığında RTÜK'ün kararı haksız da bulunabilir. Halk TV'yi bekleyen bir tehdit daha bulunuyor.
YENİ CEZA GELİRSE
Bu süreçte aynı maddeden, RTÜK'ün vereceği ikinci bir ‘ceza' kanalın tümden kapanmasının yolunu açabilecek. Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, “Halk TV, bu iktidar döneminde, ‘Devletin bölünmez bütünlüğü ve Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı yayın yapmaktan' cezalandırıldı” diyor.
Halk TV’nin hakikatleri anlatmaya devam edeceğini belirten Ayşenur Arslan, “Patronundan kurgucusuna, Türkiye için varız” diye konuştu.
"ÖDEYECEĞİM BEDELİ ÖNEMSEMİYORUM"
RTÜK, Ayşenur Arslan’ın Medya Mahallesi programındaki dış politika eleştirilerini yasa ihlali saydı. “Halk TV'nin 5 gün boyunca karartılması bize, nerede olduğumuzu gösterdi, tabii Türkiye'nin nereye gittiğini de” diyen Arslan, şunları söyledi:
“Kendi adıma, ödediğim ve belki daha da ödeyeceğim bedeli hiç önemsemiyorum. Hayatım, idam fermanıyla kendisini ateşe atan Atatürk'ten ya da suikasta kurban giden Abdi İpekçi ve Uğur Mumcu'dan daha değerli değil. Ancak onların uğruna hayatını verdiği Türkiye çok çok değerli. İşte bunun için varız. Bunun için hakikatin peşinde koşup anlatıyoruz. Kusura bakmayın, korkutamadınız!”
HUKUKSUZLUKLA KARŞI KARŞIYAYIZ
Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, RTÜK’ün verdiği ekran karartma cezasının ülkenin içinde bulunduğu siyasi atmosferden, demokrasi darlığından ayrı düşünülemeyeceğini belirtti. “RTÜK, aynı maddeden iki kez ceza verince, kanalın kapanma olasılığı gündemde şimdi. Aynı madde bir kez daha işletilmiş olursa, Halk TV'nin nefes borusu tamamen kesilmiş olacak” diyen Toktaş, tam bir hukuksuzlukla karşı karşıya bulunulduğunun altını çiziyor. Toktaş, yaşanan süreci şöyle anlattı:
ÖNCE İNFAZ GELDİ
“Mahkeme, RTÜK'ten 30 gün içinde savunma vermesini istedi. Heyet istese, o savunma gelinceye kadar yayınları sürdürmemizi engellemeyebilirdi. Ama öyle olmadı. Önce infaz, sonra karar.. Üstelik, 5 günlük karartma kararıyla ilgili esastan görüşmeye geçilip karar verilinceye kadar aynı maddeden bir ceza daha verilmesi halinde Halk TV kapatılmış olacak. Esastan karar Halk TV lehine çıksa bile, şu anki cezadan dolayı kanalın lisansı iptal edilmiş olacak. Yani hukuki ifadeyle ‘Telafisi imkansız’ bir ceza uygulamasıyla karşı karşıyayız.”
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun kuruluş yasasının değiştirilmesi gerektiğini söyleyen Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Toktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yasa ve uygulamalar kötüye kullanılmaya çok açık. Bugün RTÜK'te çoğunluğu elinde tutan iktidar bloku, yarın muhalefete düştüğünde kendisine yakın kanallara da aynısının uygulanma olasılığı olduğu bilinciyle hareket etmeli. Türkiye, siyasi partileri kapatma utancından kurtulmuştu. Şimdi demokrasinin olmazsa olmaz kurumlarından yayın organlarını kapatma utancından da kurtulmalı. Elbette yayın kuruluşları yasal denetimden azade olamaz, olmamalıdır. Fakat kanal kapatmak yerine, daha farklı denetim/yaptırım yolları bulunmalı, bulunabilir.”
"'HEPİNİZİ EZERİM' MESAJI VERİLİYOR"
Gazeteci Emin Çapa, Halk TV'nin yayın durdurma cezasına ilişkin, “Halk TV’nin 5 gün kapatılmasının birincisi bu kanala dönük, ikincisi topluma dönük iki ayrı mesajı var. Kanala dönük olan lisans iptali tehdidi. İktidar diyor ki, ‘Haddini bilmez, dilini tutmazsan aynı cezayı bir daha verir TV yayın lisansını toptan iptal ederim.’ Bu yayıncılık anlamında çok ağır bir tehdit. İktidar açık açık Halk TV’nin oto sansür uygulamasını istiyor” dedi. İkinci mesajın ise toplumdaki tüm muhaliflere dönük bir uyarı olduğunu söyleyen Çapa, şunları kaydetti:
“İktidar tüm muhaliflere, ‘Ben artık öyle bir noktaya geldim ki, en ufak bir eleştiriye bile tahammülüm yok, hak hukuk falan da tanımam, hepinizi ezerim’ mesajı veriyor. Sürekli olarak tekrarlanan ‘Silivri soğuktur’ mesajının altında yatan da bu. Aslında iktidar hukuksuzluğun altını çizen bu söylemin yayılmasını destekliyor. Çünkü bu yolla hem muhaliflerin, hem de o insanların çevresinin oto sansür uygulamasını, susup kenara çekilmesini istiyor.”
VİCDANLILAR ÜRKTÜ
Halk TV'nin kapatılmasının vicdan ve akıl sahibi insanları ürküteceğini söyleyen Çapa, sözlerini şöyle tamamladı: “Şu an hepimiz kralın çırılçıplak olduğu bir anda bulunuyoruz. ‘En az 50 komşusunu öldürmekten çekinmeyeceğini’ açık açık söyleyenler hakkında ne polis, ne RTÜK hiçbir şey yapmazken, Halk TV’nin kapatılması zerre vicdan ve akıl sahibi olanları ürkütmüştür diye düşünüyorum. Türkiye’de işler yolunda olsaydı, ekonomi tıkır tıkır işleseydi, dış politikada her şey yolunda olsa, yargı bağımsızlığı olsaydı, iktidar muhalifleri susturmak için çırpınır mıydı? Türkiye’yi iyi günlere taşıyacak imkan kalmadı. Tüm enerjilerini kralın çıplak olduğunu söyleyen muhaliflerin seslerini kesmeye harcıyorlar.”