Mahkeme Cumhuriyet'i haklı buldu: Erdoğan'ın avukatının isteğine ders niteliğinde 'basın özgürlüğü' yanıtı
Kararda, haberde sarf edilen sözlerin, talep edenin kişilik haklarına zarar niteliğinde olmadığı, yaşanan maddi olaylara dair yorum ve değerlendirmelerle kamuoyunun bilgilendirilmesi amacıyla basın özgürlüğü çerçevesinde kaldığı vurgulandı.
OdaTV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ve OdaTV Haber Müdürü Barış Terkoğlu’nun “Cendere” isimli kitabında anlatılan ve dava dosyasına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı ile yüksek yargı mensuplarının müdahalesini anlatan bölümün Cumhuriyet gazetesinde haber yapılmasının ve Terkoğlu’nun konuyu gazetenin köşesine taşımasının ardından Erdoğan’ın avukatı Mustafa Doğan İnal, ilgili sulh ceza hâkimliğine başvurarak haberle ilgili cevap ve düzeltme metninin gazetede yayımlanmasını istedi.
Ancak hâkimlik bu talebi reddetti. Hâkim verdiği karara basın ve ifade özgürlüğünün giderek kısıtlandığı bugünlerde ders gibi gerekçeler yazdı. Kararda, ifade özgürlüğünün insanın özgürce, bilgi ve düşünce sahibi olabilme, zihninde oluşturduğu düşünceler nedeniye kınanmama olduğuna dikkat çekildi.
BİLGİ EDİNME, YAYMA...
Cumhuriyet'ten Seyhan Avşar'ın haberine göre, basın özgürlüğünün ifade özgürlüğünün ayrılmaz bir parçası olduğuna vurgu yapılarak “İnsanların bilgiye ulaşma ve fikir elde edebilme yönündeki en önemli araçlardan olan basının yazılı, görsel ve işitsel araçlarla sunduğu ve kamu hizmetini gerçekleştirme yolunda sahip olduğu özgürlüktür” denildi.
“Temel hak ve özgürlükler arasında düşünce ve kanaat açıklama özgürlüğünün önemli bir yeri bulunmaktadır” ifadelerinin kullanıldığı kararda, “Bu özgürlüğün kullanılabilmesinin en önemli ve etkin yollarından birisi basındır. Basın özgürlüğü bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma hakkına sahiptir. Düşünceyi açıklama ve basın özgürlüğü, onu kullananlar açısından olduğu kadar gerçekleri öğrenme özgürlüğüne sahip kişi ve kitleler açısından da temel hak niteliğindedir. Böylelikle basın özgürlüğü bir yönüyle halkı ilgilendiren haber ve görüşleri iletme özgürlüğüdür. Diğer yönüyle ise bu özgürlük hakkı, bu bilgi ve görüşleri alma hakkıdır. Bu şekilde basın ‘halkın gözcülüğü’ ve ‘kamunun bekçi köpeği görevi’ni yapar. Çoğunlukla özgürlükçü, demokratik toplumlarda düşünceyi açıklama özgürlüğü sadece genel kabul gören ve zararsız veya önemsiz sayılan düşünceler yönünden değil, aynı zamanda halkın bir kısmı tarafından benimsenmeyen, kural dışı, hatta rahatsız edici, endişe verici, sarsıcı düşünceler için de geçerlidir” denildi.
Kararda, talep edene yönelik hakaret, iftira, tehdit gibi suç unsuru içerecek içerik olmadığı belirtildi. Söz konusu haberde talep edenin adının kimliğinin açık bir şekilde yer almayıp şeref ve haysiyetine ihlal edici ya da hakkında gerçeğe aykırı yayım yapıldığına ilişkin basın hürriyetinin haber verme sınırlarını aşan sözlerin olmadığı kaydedildi.
Kararda haberin, yaşanan maddi olaylara dair yorum ve değerlendirmelerle kamuoyunun bilgilendirmesi amacıyla basın özgürlüğü çerçevesinde kaldığı kaydedildi.