RTÜK'te 'fişleme' dönemi: 'Korkuyla başvuruları azaltıp, sorunu çözdüklerini düşünüyorlar'
RTÜK üyesi İlhan Taşcı; RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in talimatıyla, televizyon ekranlarına ilişkin şikayetlerde T.C. kimlik numarası ve açık adres bilgilerinin de istenmeye başlandığını açıkladı.
Yakın geçmişte izleyiciler televizyonlarda gördükleri kadına şiddetten, kişilik haklarına saldırıya kadar pek çok konuda, RTÜK’e; doğrudan telefon hattı veya e-posta üzerinden şikayette bulunabiliyorlardı.
Başvurucuların şikayeti RTÜK’ün kayıtlarına otomatik olarak; kanalına, konusuna ve yasada belirtilen ilkelerden hangisinin ihlal edildiğine kadar sisteme işleniyordu.
Ancak CHP’li RTÜK üyesi İlhan Taşcı, ANKA Haber Ajansı'ndan Sinan Tartanoğlu'na bu uygulamada değişiklik yapıldığını, şikayet şartlarına vatandaşların kişisel bilgilerinin de eklendiğini açıkladı.
Buna göre; RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in talimatıyla hiçbir yasal gerekçeye de dayanılmadan, şikâyetçilerden; adı, soyadı, T.C. kimlik numarası, ikamet edilen il ve ilçe bilgilerinin istenmeye başlandı. T.C. kimlik numarasını vermek istemeyen vatandaşların, yayınlara ilişkin şikayetleri de sisteme işlenmemeye başlandı.
Konuyu değerlendiren Taşcı, “Eğer yıllardır uygulanan şikayetle ilgili bir uygulama değiştiriliyorsa, buna karar verecek olan Üst Kurul’dur. Elbette bu işin ideal ve hukuki olan kısmı. Ama olayın çok daha ileri bir boyuta taşındığı tabloyla karşı karşıyayız” dedi.
''ŞİKAYET SAYISI YÜZDE 80 AZALDI''
T.C. kimlik numarası bildirme zorunluluğundan önce RTÜK’e aylık ortalama 15 bin ila 25 bin arasında şikayetin ulaştığı bilgisini veren Taşcı, “Kimlik numarası uygulamasına geçilmesinin ardından bir anda şikayet sayısı yüzde 80 civarında düştü. Aylık ortalama gelen şikayet sayısı şu anda 3-4 bin dolayında. Bunun en önemli nedeni izleyicilerin kimlik numarası vermek istememesi ve vermeleri halinde başlarına bir iş gelebileceği korkusu” dedi.
''BİNLERCE ŞİKAYET OLAN KANALLARLA İLGİLİ RAPOR HAZIRLANMAMASI ELEŞTİRİMİZ RAHATSIZ ETTİ''
Bugüne kadar T.C. kimlik numarasına hiçbir şekilde gereksinim duyulmazken, birdenbire bu uygulamaya geçilmesinin nedenini sorgulayan İlhan Taşçı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şikayet edilen kanallara baktığınızda, kendisini iktidara yakın konumlandıran televizyonlar en çok şikayet edilenler sıralamasında her gün ilk üçte, mutlaka yer alıyorlar. Haklarında on binlerce şikayet olan bu kanallarla ilgili rapor hazırlanmamasına, Kurul’da görüşme yapılmamasına yönelik eleştirilerimiz ve kamuoyunda oluşan rahatsızlık RTÜK içinde de birilerini huzursuz etti.
''FİŞLEME ANLAMINA GELEBİLECEK NİTELİKTE BİR YÖNTEM''
Bu yöntemle birden fazla sonuç hedeflendi. Birincisi ve en önemlisi yurttaşların korkutularak, demokratik denetim haklarını kullanması engellenmektedir. Yasada dahi öngörülmemişken, T.C. kimlik numarasını istemek ve şikayet için zorunlu hale getirmek kimin kimi, nasıl şikayet ettiğini öğrenmeye dönük, hatta fişleme anlamına gelebilecek nitelikte bir yöntemdir.
''YASAYA AYKIRI YAYINLARI PERDELEMEK''
İkincisi ise yapılan şikayetlerle görüşülen dosyalar arasındaki rakamsal uçurumu bu yöntemle kapatmak. Üçüncüsü ise iktidara yakın olup haklarındaki binlerce şikayete rağmen doğru düzgün rapor yazılmayan yandaş kanalların yasaya aykırı yayınlarını perdelemek. ATV’de program yapan Müge Anlı’nın migren iğnesi yapılmadığı gerekçesiyle sağlık emekçilerinin şiddeti hak ettiğine yönelik sözleri nedeniyle 90 bin şikayet ulaşmış, ama RTÜK bu şikayetleri görüşmemişti. Bu olay özelinde dahi neyin amaçlandığı çok açık.”
''YURTTAŞIN ŞECERESİNİ İSTEMENİN ANLAMI NE''
Korku ve baskıyla yurttaşların hak arama yöntemlerinin engellendiğini vurgulayan İlhan Taşcı, “Şikayeti yapanın kimliğinin hiçbir önemi yok. Önemli olan şikayet edilen yayının içeriğidir. Çünkü RTÜK’ün görevi ekranlardaki yayın ilkelerinin ihlalini denetlemektir.
Bu görevini doğru düzgün yapıp, şikayet dosyalarını görüşüp karara bağlamak yerine şikayet sayılarını insanlardan kimlik beyan etmelerini zorunlu kılarak, korkuyla başvuruları azaltıp, kendilerince sorunu çözdüklerini düşünüyorlar. İzlediği yayınla ilgili şikayetini iletecek yurttaşın neredeyse şeceresini istemenin anlamı ne” dedi.
Taşcı, “Şikayet eder yurttaş, sen de açar bakarsın yayına yasaya aykırılık var mı yok mu, hepsi bu. Bu uygulamayı Üst Kurulda görüşmeden, tek başına aldığı kararla uygulamaya koyan Ebubekir Şahin bilmelidir ki, şikayet sayıları azaldığında, ekranlardaki yasaya aykırı yayınlar ortadan kalkmıyor. Odada fil duruyor, gözünü kapatması hiçbir şey ifade etmeyecek” diye konuştu.
''İYİ NİYETLE DE YASAYLA DA BAĞDAŞMADIĞI AÇIK''
Denetleyici organ olan RTÜK eliyle kamu denetiminin sekteye uğratılmasını “ironik” olarak yorumlayan RTÜK Üyesi İlhan Taşcı, “Ekranlardaki yayın ihlalleriyle ilgili şikayet için T.C Kimlik Numarasını istemek, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda öngörülen kimlik numarasının ölçülü istenmesi ilkesine de Dilekçe Kanunu’na da aykırıdır.
Bu uygulamanın iyi niyetle de yasayla da bağdaşmadığı açıktır. Yasada kimlik numarası istenmesi öngörülmemişken, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in bunu istemekteki gerekçesi, hedefi nedir? Hangi amaçla kullanmaktadır ve kullanacaktır; hukuki dayanağı nedir? Bu soruların tamamını açıklamak zorundadır” dedi.