Nagehan Alçı, köşe yazarının tacizini anlattı
Habertürk yazarı Nagehan Alçı, oyuncu Talat Bulut davasına ilişkin yazdığı taciz yazısıyla oldukça konuşulmuştu
Nagehan Alçı, bugünkü yazısında ise medya sektöründeki tacizlere değinerek, isim vermeden bir köşe yazarının yaptığı tacizi aktardı.
Nagehan Alçı, "Bunun gibi hikaye çok, bunu yolu medya koridorlarından geçmiş herkes biliyor. O hikayelerin kahramanlarının gün yüzüne çıkması için birilerinin dürüstçe konuşmaya başlaması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
İŞTE ALÇI'NIN BUGÜNKÜ SES GETİRECEK O YAZISI:
Talat Bulut dosyası kapandı mı?
Talat Bulut’la ilgili yazdığım yazı tahmin ettiğim gibi çok ses getirdi. Hakkındaki taciz iddiasına savcılığın takipsizlik vermesi belli ki görünenin çok ötesinde bir rahatızlık yaratmış. Mesajlar, e-mailler yağıyor…
’Bu dosya bir kadın savcıya verilmeli’ tezime yargının içinden çok önemli bir isimden de destek geldi. Hatta desteğin ötesinde ‘Bu dosya yeniden açılacak ve sanırım tam da dediğiniz gibi bir kadın savcıya verilecek’ dedi konuştuğum üst düzey bir kadın yargı mensubu. O da takipsizlik kararından çok rahatsızdı. Dediğim gibi kadın savcıların ve hakimlerin çoğalması ülkemizde kadın haklarının da güçlenmesini beraberinde getirecektir. Dünyanın tüm ülkelerinde böyle oldu bu.
Öte yandan Talat Bulut, Mucize 2 filminin kadrosundan çıkarıldı. Şayet Mahsun Kırmızıgül bu tartışmalar üzerine böyle bir karar almışsa bravo! Bence tam da suçlamaların kaynağı olan Yasak Elma dizisinin yapımcısı Fatih Aksoy setteki bunca rahatsızlığa ve set çalışanlarının açıkça ‘Bulut ile çalışmak istemiyoruz’ açıklamasına rağmen onunla yola devam kararı almışken Kırmızıgül’ün kararı çok önemli.
Bu açıklamalar itiraf
Malesef yaşananlar Türkiye’de tacizin ne kadar içselleştirildiğinin bir kanıtı. Bulut’un ‘Duymayan Kalmasın’ programında kendini savunmak için söyledikleri zaten tek başına kadınları taciz ettiğini ispatlıyor. Fatih Aksoy bu sözleri tasvip mi ediyor yoksa? Ne demişti? ‘Kızım yapma deyip, sarıldım. Bütün kostümcülere sorun, hepsine sarılır yanaklarından öperim….’
Bırakın yalnızca o gün ve o kıza, zaten daha önce bunu defalarca yaptığını kendisi söylüyor. Üstelik bunu kendini savunmak için yapıyor! Karşı karşıya olduğumuz zihniyetin vehametini bundan daha iyi anlatan bir şey olamazdı herhalde! Üzerine bir de ‘Bu kızla ileride kim evlenecek? Kocasının yüzüne nasıl bakacak’ demesi tam da savaşmamız gereken kafanın karşımızda durduğunu gösteriyor. Yahu madem kadınlar taciz edilirlerse evlenemezler diye düşünüyorsun, madem bu feci anlayışa sahipsin, o zaman neden set çalışanlarına sarılıyorsun, öpüyorsun?
Bulut olayında dizi kadrosu açık bir şekilde kostümcü kızın yanında. Şevval Sam’ın ‘Bu tip durumlarda beyan esastır’ sözü çok önemli bir hatırlatma. Set çalışanları zaten ayakta.
Maalesef durum içler acısı. Batı’da kadınlar bu konuya yönelik hassasiyet oluşması için büyük mücadele verdiler. MeToo ve Time’s Up kampanyaları devam ediyor. Artık böyle bir iddiada bulunanın bırakın bizdeki gibi hakarete uğraması, söyledikleri tam da Şevval Sam’ın hatırlattığı gibi esas kabul ediliyor.
Bu işin burada bitmemesi için artık susanlar konuşsun. Dizi sektöründe tacize uğrayanlar başlarına geleni anlatsın. Onlar değil, tacizcileri utansın! Beren Saat’in de kendisine yapılanları, kim yaptıysa açık açık söylemesi gerçek bir kadın ihtilalininin kıvılcımını çakabilir diye düşünüyorum. Bu devrimi buradan başlatmazsak çok geç olabilir…
*****
Medya ayağına dair
Cuma günkü yazımda medyada da kadın çalışanlara yönelik taciz vakalarının olduğunu ve orada da konuşma vaktinin geldiğini yazdım. Benim bildiğim çok net örnekler var. Mesela bugün herkesin gayet iyi tanıdığı bir köşe yazarının, o dönem kendi gazetesinde çalışan bir arkadaşımın evinde iş arkadaşları için düzenlediği doğumgünü partisinde herkes gittikten sonra kalıp, yapmaya çalıştıkları… O arkadaşım daha sonra medyadan ayrılıp başka bir sektöre geçti de ancak kendine gelebildi. Elbette rızası olmadığı için ismini veremem…
Bunun gibi hikaye çok, bunu yolu medya koridorlarından geçmiş herkes biliyor. O hikayelerin kahramanlarının gün yüzüne çıkması için birilerinin dürüstçe konuşmaya başlaması gerekiyor. Elbette bu temiz kampanyaya birileri iftira pisliğini bulaştırmasın diye de teyakkuzda olunması şart. Öte yandan medyanın bir bütün olarak kadınlara şiddet, taciz ve tecavüz noktasında açıklama yapanları desteklemesi gerekiyor.