Time'ın 2022 için sıraladığı 10 global risk: Türkiye de aralarında!
Dünyanın en saygın haber ve politika dergilerinden Time, 2022 için 10 global riski sıraladı. Türkiye, oynak para birimi, yüksek işsizlik ve enflasyon oranı ile listeye girdi.
ABD'de haftalık yayın yapan Time dergisi, 2022 yılı için izlenmesi gereken 10 global riski sıraladı. Türkiye, zayıf bir ekonomi ile seçimlere giden ve bu paralelde dış politikada çok daha ‘atak' olabileceği öngörülen bir ülke olarak ilk 10 global risk arasında gösterildi.
Sözcü'den Özlem Ermiş Beyhan'ın aktardığına göre Time dergisinin her yıl geleneksel olarak yıl başında yaptığı sıralamada, o yıl dikkatle izlenmesi gereken global risklere işaret ediliyor. Dergi 2022 için Türkiye'ye listede 10'uncu sırada yer verirken Türkiye ile ilgili şu analizi aktardı:
ANKET SONUÇLARI
“Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023'teki seçimler öncesinde düşen anket sonuçlarını tersine çevirmeye çalışırken, 2022'de Türkiye'nin ekonomisini ve uluslararası konumunu yeni düşük seviyelere çekecek. İşsizlik ve enflasyon yüksek, lira daha zayıf ve daha oynak, ancak Erdoğan ortodoks ekonomi yönetimini reddetti. Dış politikası, seçmenleri ekonomik krizden uzaklaştırmak için bu yıl daha “atak” hale gelecek. 2022'de pek olası olmayan bir erken seçim durumunda, tüm bu riskler daha da ağırlaşacak.”
JEOPOLİTİK KRİZLER
Dergi, koronavirüs pandemisinin, küresel ısınmanın negatif etkilerinin ve bir dizi bölgesel jeopolitik krizin 2022 yılında etkili olacağını öngördü. Listede ilk sırada yer alan koronavirüs riskinin gelişmiş ülkelerde biteceğini ancak yoksul ülkelerde sıkıntının süreceğini öngören Time, pandeminin bu yılın tamamında gelişmekte olan ülkeleri daha fazla borçla baş başa bırakacağını, hükümetlerin daha da fakirleşen halkın tepkisi ile yüzleşmek durumunda kalacağını vurguladı.
Tüketicinin yeni gücü “iptal”
Time dergisi yıla rekor kârlar umudu ile giren dünyanın en büyük markaları için zorlu bir dönem başladığını öngördü. Tüketicilerin ve çalışanların e-ticaretle gelen “iptal kültürü” sayesinde daha da güçlendiğini vurgulayan yazıda bu gücü sosyal medyanın artırdığı belirtildi, “Çokuluslu şirketler çevresel, kültürel, sosyal ve politik mayın tarlalarında yönlerini bulabilmek için çok daha fazla vakit ve para harcamak zorunda kalacak” denildi.