Erbil Tuşalp Gazetecilik Ödülü, Timur Soykan'a verildi

TAKSAV tarafından düzenlenen “Erbil Tuşalp Gazetecilik Günleri-II” etkinliği, "İnsan hakları, demokrasi ve medya" başlığıyla yapıldı. TAKSAV’ın kurucularından gazeteci, yazar Erbil Tuşalp adına düzenlenen Gazetecilik Ödülü'ne Timur Soykan layık görüldü.

Erbil Tuşalp Gazetecilik Ödülü, Timur Soykan'a verildi

İzmir Kültürpark’taki İzmir Sanat Merkezi’nde Toplumsal Araştırmalar, Kültür ve Sanat için Vakıf (TAKSAV) tarafından düzenlenen “Erbil Tuşalp Gazetecilik Günleri-II” etkinliği, "İnsan hakları, demokrasi ve medya" başlığıyla bugün yapıldı.

Etkinliğe İspanyol gazeteci Alfonso Armada Rodriguez konuşmacı olarak katılırken, panelde de Prof. Dr. Selçuk Candansayar, Prof. Dr. Ülkü Doğanay, Timur Soykan, Dr. Merdan Yanardağ ile Doç. Dr. Didem Yılmaz basın özgürlüğü, demokrasi ve medya üzerine görüşlerini dile getirdi. Etkinliğe, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Mustafa Özuslu da izleyici olarak katıldı.

"TELE1 HALKTIR SUSTURULAMAZ" SLOGANI ATILDI

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) üç günlük kapatma kararı verdiği TELE1 TV'nin Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, konuşmasına başlamadan önce izleyiciler "TELE1 halktır, susturulamaz" diye slogan attı. Yanardağ ise verilen ceza ile ilgili şunları söyledi:

"TELE1'e bu cezanın verilmesinin sebebi halkı din, mezhep ve ırk ayrımı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik etmek. Ben sordum. Toplumun hangi kesimini hangi kesimine karşı kin ve düşmanlığa tahrik etmişiz. Nedeni bir Diyanet eleştirisi. Bartın'da 41 madencinin iş cinayetiyle ölmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bunu kader planlaması diye açıklaması üzerine gelişen bir tartışma bu. Bir milletvekili katıldığı bir canlı yayında Diyanet'in siyasal islamcı bir yapıya sahip olduğunu ve yeniden düzenlenmesi gerektiğini söylüyor. İmam hatipleri bile doğru düzgün tartışamadık. İmam hatiplerin müfredatına baktım. Bir de IŞİD'in Suriye ve Irak'ta açtığı medreselerdeki müfredata baktım. Bire bir aynı. Aynı referanslara sahip eğitimleri. TELE1'e bu ceza verildi. TELE1'in karartılmak istenmesi Türkiye'nin karartılması anlamına gelecek. Seçimlere giden Türkiye'de o karanlıkta bir numara çevirecekler. O karanlıkta halkın iradesini, seçmenin tercihini çalmaya çalışacaklar. Çünkü bunu yerel seçimlerde yapamayacaklarını bizim gibi birçak televizyonun varlığı nedeniyle yapamadılar. Önümüzdeki seçimlerde HALK TV'yi, TELE1'i, KRT'yi var olan diğer medya kuruluşlarını, sansür yasasının bu dönemde çıkması tesadüf değil, susturarak gitmeye çalışacaklar. TELE1'e bir ceza daha verilirse bu lisans iptaline yol açacak. Tamamen kapatılacak. Türkiye'nin 2023'te gideceği seçimlerle yakından ilgilidir. Bütün medyayı ilgilendiren bir tehditle saldırı ile karşı karşıyayız."

TİMUR SOYKAN ÖDÜLÜNÜ ALDI

TAKSAV'ın 2020 yılında hayatını kaybeden Erbil Tuşalp adına düzenlediği Gazetecilik Ödülü'ne layık görülen Timur Soykan da etkinlik sonunda ödülünü İzmir Büyükşehir Belediye Başkanvekili Mustafa Özuslu'nun elinden aldı. Zafer Arapkirli, Ayşegül Aktürk, Prof Dr. Raşit Kaya, Prof Dr. L. Doğan Tılıç, Faruk Bildirici, Dilek Gappi, Turgay Olcayto, Gökhan Durmuş ve Can Güleryüzlü'den oluşan jürinin "BirGün gazetesinde yayımlanan titiz araştırma ve analiz yazılarını kitaplara dönüştürmesi, yükselen gazetecilik faaliyetleri" gibi gerekçelerle ödüle layık gördüğü Timur Soykan, paneldeki konuşmasında medya sektöründeki sıkıntıları anlattı.

TİMUR SOYKAN: "SUSMAYACAĞIZ"

Soykan ödülü aldıktan sonra duygularını ise ANKA Haber Ajansı'na anlattı. Soykan şöyle konuştu:

"Erbil Tuşalp mesleğimizin çınarı. Hak haberciliğini, insan haklarına duyarlı olmayı, demokrasi kültürünü, gazetecinin demokrasi için çalışması gerektiğini Erbil hocamızdan öğrendik. Onun adına bir ödül almak benim için çok büyük bir onur. TAKSAV da benim için çok önemli. Üniversite hayatım boyunca etkinliklerine katıldığım, etkinliklerini organize ettiğim bir yer. TAKSAV ve Erbil Tuşalp bir arada benim için çok çok büyük bir onur oldu. Mesleğimizi yaptık. Erbil hocamız, Doğan Tılıç, Merdan Yanardağ, Namık Koçak. Onlardan öğrendiğimiz bir gelenek var. Susmayacağız. Gazeteci dediğin gerçeği yazmaya devam edecek. Meslek ahlakımız bunu gerektiriyor. Halka gerçekleri ulaştırmak. Ustalarımızdan öğrenmişiz. Bunu devam ettirmeye çalışıyoruz. Sadece ben değil, pek çok meslektaşım var. Çalışan, uğraşan, büyük emekler veren, riskler alan, tutuklanan ama sözünü sakınmayan. Gazetecilik böyle. Türkiye'nin de bu konuda sağlam bir geleneği var. Ben de onlardan biri olmaya çalışıyorum. " (ANKA)

Etiketler
Erbil İnsan hakları