Cumhuriyet'te Demirtaş - Kavala tartışması

Cumhuriyet'te Demirtaş ve Kavala haberlerine yer verilmesini eleştiren yeni yazar Bartu Soral'a gazetenin genel yayın yönetmeninden cevap geldi.

Cumhuriyet'te Demirtaş - Kavala tartışması

Cumhuriyet'te Demirtaş ve Kavala haberlerine yer verilmesini eleştiren yeni yazar Bartu Soral'a gazetenin genel yayın yönetmeninden cevap geldi.

Cumhuriyet gazetesinin yeni yazarı Bartu Soral, dün yayınlanan yazısında gazetenin yayın çizgisine yönelik eleştirilirde bulunarak, Cumhuriyet'in Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş'a dair haber ve röportajlara yer vermesine tepki göstermişti.

AİHM'in Demirtaş hakkındaki kararının haberleştirilmesini bile eleştiren Soral, "Acaba yarın AİHM'den örneğin Apo için, Nazlı Ilıcak için de bir karar çıkarsa; 'diren Apo, diren Nazlı' mı denilecek" diye yazmıştı. Soral, yazısında, "Basılı gazetenin bir yerlerinde, internet sayfasında, sık sık; ya Kavala, ya 'Başkan Apo'nun heykelini dikeceğiz' diyen Selahattin Demirtaş, ya üst perdeden bir HDP haberi/röportajı, ya bir köşe yazısına rastlıyorum…" demişti.

Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya ise bugünkü yazısında Soral’a cevap vererek, "Cumhuriyet'in yayın çizgisi bellidir. Kasap ya da hırdavatçı işletmek isteyen birileri çıkabilir. Biz yalnızca gazeteciliği biliriz. Cumhuriyet'in tarihini bilmeden, 'yazar' olunmaz" dedi.

GAZETEDE DEMİRTAŞ VE KAVALA’YA YER VERİLMESİNİ ELEŞTİRDİ

Soral dün yayınlanan 'Çizgi nedir?' başlıklı yazısında, "Evet Cumhuriyet gazetesi ideolojik bir gazetedir. İdeolojisi Kemalizmdir. Sözde her fikre açık olduğu iddiasında ama özde kapitalizmin çizdiği çerçevede demokrasicilik oynayan, tek sesliliğin temsilcisi olan bir gazete değildir… Bir süredir gazetedeki yayın çizgisi dikkatimi çekiyor. Basılı gazetenin bir yerlerinde, internet sayfasında, sık sık; ya Kavala, ya 'Başkan Apo'nun heykelini dikeceğiz' diyen Selahattin Demirtaş, ya üst perdeden bir HDP haberi/röportajı, ya bir köşe yazısına rastlıyorum... Olay yargıdaki sıkıntıları ve mağduriyetleri vurgulamaktan öte bir hale geçer, bunun üstünden terörle ilişkili olanları masum gösterme lobisine dönüşürse soru işaretleri oluşur. Hukukun üstünlüğünü savunmak, temel hak ve özgürlükleri korumak, evrensel değerlere sahip çıkmak ile emperyalizmin aparatı olduğunu 40 senedir Türk halkının kalbine sokanları savunur duruma düşmek arasında kalın bir çizgi var" diye yazdı.

'İŞLETME NEDİR BİLİRİM'

Soral yazısının 'Kasap mısın hırdavatçı mı?' başlıklı bölümünde ise şu ifadelere yer verdi:

"Büyük kurumları yönettim. Yöneticilik nedir, işletme nedir bilirim. Bir dükkân ya kasaptır, ya manavdır, ya hırdavatçıdır, ya tuhafiyedir. Yani ne sattığı bellidir. Uzmanlığı açıktır. Sattığı ürün iyiyse, rakiplerini geride bırakır. Ben akıllıyım; aynı dükkân içinde hem hırdavat satarım, hem tuhafiye, hem et, hem sebze... Böylece daha çok müşteri gelir dersen... Hiçbirisini satamazsın! Herkes almak istediği malı uzmanından alır. CHP’nin durumu da buna benziyor. Her bir şeyi satarsam çok oy alırım diye düşünüyor. Gel vatandaş bizde Seyid Rızacı var, Amerikan gizli servisinin yan örgütü Stratfor ajanı var, kefere Kemal diyen var, sağcı ağız da var... Bir Kemalist yok ama mühim değil, onu da CHP adıyla alıyoruz zaten, hesabı yapılıyor. Güzel. Ama adı dışında diğerleri oy getirmiyor, götürüyor... Özellikle PKK bağlantısı aleni olan HDP tutkusu... Düşünce zenginliği ile emperyalizm sözcülüğü arasında koca bir fark var."

'NE KASAPLIĞI BİLİRİZ NE HIRDAVATÇILIĞI'

Cumhuriyet'in Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya ise bugün yayınlanan yazısında Bartu Soral’a cevap verdi.

Küçükkaya, 'Elinizdeki gazete…' başlıklı yazısının ilgili bölümünde şu ifadeleri kullandı:

"Yeri gelmişken bir kez daha anımsatalım.

Gazetecilik evrensel bir meslektir. Kuralları açık ve nettir. Burada yinelemeye gerek yok...

Yabancı meslektaşlarım gazeteye röportaj için ziyaretime geldiğinde 'Cumhuriyet sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en özel gazetesidir' derim. Kuruluşunda, Kurtuluş Savaşı'nın harcı vardır.

Cumhuriyet’in yayın çizgisi bellidir. Kimsenin gücü o çizgiyi değiştirmeye yetmez, zaten yetmedi de...

Kasap ya da hırdavatçı işletmek isteyen birileri çıkabilir. Ne kasaplığı biliriz ne de hırdavatçılığı. Bizim parayla, pulla işimiz olmaz. Biz yalnızca gazeteciliği biliriz. Bir de aydınlanma ışığımız olan Atatürk’ü!..

'TARİHİMİZİ BİLMEYEN YAZAR OLAMAZ'

Habercilikten taviz vermiyoruz, değerli yazarlarımızın her dönemde korkmadan vurguladıkları ‘hukuksuzlukları’ ele alan yazılarıyla daha da güçleniyoruz.

Cumhuriyet’in simge ismi Uğur Mumcu Ağabeyimiz ne demişti:

'Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz!..'

Cumhuriyet'in tarihini bilmeden, 'yazar' olunmaz!.."