Çakırözer: 'Döviz kuru yayıncılık sektörü için sabitlenmeli'
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, döviz kurunun, gazeteler ve yayıncılık sektörü için sabitlenmesi gerektiğini söyledi.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, döviz kurunun, gazeteler ve yayıncılık sektörü için sabitlenmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye’de anayasa, yasalar, BM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmeleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının basın özgürlüğünü güvence altına aldığına işaret eden Çakırözer, ancak fiiliyatta böyle olmadığını, basına yönelik baskı, kısıtlamaların Türkiye’de çok sesliliği de yok edebildiğini savundu.
Çakırözer, iki hafta önce yayımlanan Basın Kartı Yönetmeliği ile basın özgürlüğüne bir darbe daha vurulduğunu öne sürdü.
WİKİPEDİA 21 AYDIR YASAKLI
Sosyal medyada ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilecek birçok paylaşımın soruşturma, dava konusu haline getirildiğini, dünyanın en büyük online ansiklopedisi Wikipedia'nın Türkiye’de 21 aydır yasaklı olduğunu kaydeden Çakırözer, bu yılın 11 ayında 672 içerik, dergi, gazete, haber hakkında erişim engeli kararı verildiğini ifade etti.
Bu yılın ilk 10 ayında Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından radyo ve televizyonlara 4 milyon 653 bin 451 bin TL para cezası verildiğine değinen Çakırözer, medyada tekelleşme, el değiştirmeler ve ekonomik baskıların gazetecileri işsiz bıraktığını, basın kuruluşları ve gazetecilere yönelik her türlü engelleme, tehdit, saldırının cezasız, yaptırımsız kalmasının kaygı verici olduğunu bildirdi.
EKONOMİK BASKILAR BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ TEHDİT ETTİ
Ekonomik baskıların da basın özgürlüğünü tehdit ettiğini kaydeden Çakırözer, gazete kağıdı fiyatının, döviz krizinin de etkisiyle geçen yıla oranla en az 2 kat arttığını, artan maliyetleri karşılamakta zorlanan gazetelerin, kapanmak, belirli sürelerle yayın durdurmak, sayfa sayısı düşürmek, fiyatlarına zam yapmak gibi seçenekleri kullanmak zorunda kaldığını belirtti.
Çakırözer, gazetelerin yayın hayatını etkileyen bir başka konunun ise ilan gelirlerindeki azalma olduğunu, muhalif ve eleştirel basın organlarına karşı önceki yıllarda başlayan ilan ambargosunun 2018’de de devam ettiğini ileri sürdü.
Gazeteler ve gazeteciler için 2018'in işsizlik, baskı, tehdit, sansür, erişim engeli, soruşturma, tutuklama ve davalar yanında ekonomik olarak artan baskılarla geçtiğini savunan Çakırözer, gazetelerin ve gazetecilerin bekleyen tüm sorunlarına, ne ilk 100 günlük ne de ikinci 100 günlük eylem planında yer verildiğini ifade etti.
Çakırözer, gazetecilik faaliyetinin suç olmaması, terör ve şiddeti teşvik etmediği, nefreti körüklemediği sürece kimsenin düşüncesi, yazısı, eleştirisi ne kadar aykırı olursa olsun yargılanmaması gerektiğini savundu.
Tutuklu gazeteciler için Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarının uygulanmasını isteyen Çakırözer, "Basın kartları ortak ilkeler çerçevesinde devlet tarafından değil ,gazeteci meslek örgütleri tarafından verilmeli. Kağıt temini bir devlet politikası olmalı, kağıt üretimi stratejik olarak öncelikli sektörler arasına alınmalıdır. Yerli kağıt üretimi konusunda kapsamlı altyapı yatırımları gündeme alınmalıdır. Döviz kuru, gazeteler ve yayıncılık sektörü için sabitlenmelidir. İşsizlik oranının zaten yüksek olduğu bu alanda gazetecilerin işçi çıkarmasının önlenmesi için vergi ve sigorta primi ödemeleri belirli bir tarihe kadar ertelenmelidir. Medya ve yayıncılık sektörünün devamlılığı için devlet kağıtta, vergi ve sigorta primlerinde sübvansiyon uygulamalıdır. Basın İlan Kurumundan yazılı basının yanı sıra yerel televizyonların da faydalanması sağlanmalı." diye konuştu.