Bakanlık Çalışan Gazeteciler Günü'nde soruları yanıtsız bıraktı!

Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili Murat Emir’in, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) yoluyla Adalet Bakanlığı’na sorduğu “tutuklu gazeteciler” ile ilgili sorular Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından yanıtlandı.

Yanıtta; Ülkemizde fikir ve ifade hürriyetinin T.C. Anayasa’sında, güvence altına alındığını, Türk Ceza Kanunu’nda “fikir veya ifade suçu” olarak nitelendirilebilecek bir suç tipi bulunmadığını, ceza infaz kurumlarında salt basın faaliyeti dolayısıyla herhangi bir hükümlü ve tutuklu bulunmadığı belirtilmektedir.

Yine yanıta göre; “Ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü ve tutuklulardan; mesleğini basın çalışanı olarak beyan edenler; bazı kuruluşlar tarafından yayınlanan listelerde adı basın çalışanı olarak geçen şahıslara ilişkin olarak, SGK’da kayıtlı meslekleri, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı kayıtlarına göre basın kartı sahibi olup olmadıkları araştırılmaktadır.

Ancak, yapılan araştırmalar ve hükümlü tutuklulardan alınan yazılı beyanlar incelendiğinde, bazı hükümlü ve tutukluların basın faaliyetine ilişkin somut hiçbir bilgi bulunamadığı, bazı hükümlü ve tutukluların ise çeşitli kuruluşlar tarafından yayınlanan listelerde adı geçtiği ve kamuoyunda basın çalışanı olarak bilinmesine rağmen, meslek beyanında basın çalışanı olmadıklarını beyan etmişlerdir.

Bazı kuruluşlar tarafından, basın faaliyeti dışında görev yapan hükümlü ve tutuklularda basın çalışanı olarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır” şeklinde ifade edilmiştir.

Murat Emir yaptığı açıklamada; ‘’Yasal hakkımızı kullanarak son derece basit bir soru sormamıza rağmen, Adalet Bakanlığı net bir cevap vermemek için her yolu deniyor. Tutuklu veya hükümlülerin, sarı basın kartı sahibi olup olmadıklarını araştırdıklarına göre, net rakamları biliyor olmalılar. O halde sorumuz çok açık olmasına rağmen cevabı neden bizimle paylaşmıyorlar? Türkiye artık, dünyada en çok gazetecinin hapishanede olduğu ülke durumundadır ve Adalet Bakanlığı da bu durumun elbette farkındadır.

Ülkemizde, kaç gazetecinin cezaevinde olduğunu söylemeyerek, devekuşu misali bu sorunu gizleyebileceklerini zannetmektedirler. Oysa Türkiye’nin bu sorunun üzerine açık yüreklilikle gitmesi ve hapisteki gazeteciler sorunu utancından bir an evvel kurtarılması gerekmektedir.

Türkiye, basın özgürlüğünün, düşünce ve ifade özgürlüğünün en geniş biçimde yaşandığı bir ülke olmadan demokrasimiz de ülkemiz de kurtulmayacaktır.’’ dedi.