'Türkiye, dünyadaki en büyük gazeteci hapishanesi'
Avrupa Konseyi raporunda, Avrupa genelinde cezaevindeki 130 gazeteciden 110'unun Türkiye'de olduğu bildirildi. Konsey, Avrupa'da basın özgürlüğünün Soğuk Savaş'tan bu yana en kötü dönemini yaşadığı uyarısında bulundu.
Avrupa Konseyi, Avrupa genelinde gazetecilerin durumunun alarm verici boyutlara ulaştığı uyarısında bulundu.
Konsey'in Salı günü yayınladığı raporda, gazetecilere ve medyaya yönelik cinayet, saldırı, gözdağı, itibarsızlaştırma gibi baskı yöntemlerinin rutin hale geldiğine dikkat çekilerek "Avrupa'da basın özgürlüğünün Soğuk Savaş yıllarından bu yana hiç bu kadar tehdit altında olmadığı" tespiti yapıldı.
Rapora göre Avrupa Konseyi üyesi 47 ülkenin 32'sinde geçen yıl gazetecilere yönelik toplam 140 saldırı vakası bildirildi. 2018 yılı sonu itibarıyla 110'u Türkiye'de olmak üzere 130 gazetecinin cezaevinde bulunduğuna dikkat çekilen raporda "Türkiye'nin gazeteciler için dünya çapındaki en büyük hapishane olduğu" değerlendirmesine yer verildi.
Gazetecilere yönelik saldırılarda "cezasızlık iklimi"
DW Türkçe'nin haberine göre; Avrupa Konseyi raporunda, aralarında Türkiye, Rusya, çeşitli Balkan ülkeleri ve Azerbaycan'ın da bulunduğu birçok ülkede gazetecilere yönelik saldırılar konusunda bir "cezasızlık ikliminin" sürdüğü belirtilerek yetersiz soruşturmalar nedeniyle 90'lı yıllardan bu yana 17 gazeteci cinayetinin aydınlatılamadığı vurgulandı.
Konsey raporunda 2018'de en az iki gazetecinin mesleğini icra ettiği için öldürüldüğü belirtilerek Slovak gazeteci Jan Kuciak ve Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülen Cemal Kaşıkçı cinayetlerine işaret edildi. Ayrıca Bulgaristan ve Rusya'dan iki gazetecinin ölümünün şüpheli olduğu belirtildi.
Bulgaristan'da televizyon haberciliği yapan gazeteci Viktoria Marinowa, Ekim ayında tecavüze uğradıktan sonra öldürülmüştü. Diğer vakada ise Rus araştırmacı gazeteci Maxim Borodin Nisan ayında evinin balkonundan düşerek hayatını kaybetmiş, Rus yetkililer olayın intihar vakası olduğunu belirterek soruşturmayı kapatmıştı.
Konsey raporunda gazetecilere yönelik saldırılar arasında, Karadağ'da bir gazeteciye yönelik bombalı saldırı, Milano'da bir gazeteciye bıçaklı saldırı olayı ve Ukraynalı bir internet haber sitesi çalışanlarına yönelik zehirli gaz saldırı teşebbüsü de sayıldı.
Politikacıların sözlü saldırıları
Avrupa Konseyi'nin raporunda gazetecilere yönelik artan sözlü saldırıların da endişe verici olduğu ve bu saldırıların bizzat politikacılar tarafından da yapıldığı belirtildi.
Çekya Cumhurbaşkanı Milos Zeman'ın Eylül ayında gazeteciler hakkında "soyu tükenen türler arasında yer almadıklarına üzülüyorum" demesi politikacıların sözlü saldırılarına örnek gösterildi.
Avrupa Konseyi ayrıca araştırmacı gazetecilerin haber kaynaklarının korunması ilkesinin zayıflatılmasına yönelik bir eğilim olduğu uyarısında da bulundu. Haber merkezlerinde yapılan aramalar ve telefon dinlemelerinin bu eğilimin bir parçası olduğu değerlendirmesinde bulunan Konsey, aralarında Fransa, İngiltere ve Polonya'nın da bulunduğu bazı ülkelerin, vatandaşların kitlesel gözetimini kolaylaştıran yasalar çıkardığına ve bunun gazetecilerle haber kaynaklarını da etkilediğine dikkat çekti.
Jagland: Basın özgürlüğü erozyonu önlenmeli
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjörn Jagland, üye ülkeleri "basın özgürlüğü konusundaki erozyonu" önleme ve gazetecilerin güvenliğini iyileştirme konusunda adım atmaları için uyardı. Jagland, basın ve ifade özgürlüğünün tüm diğer hakların korunabilmesi için gerekli olduğunu söyledi.
Rapora konu olan veriler, aralarında uluslararası gazeteci örgütleri, Sınır Tanımayan Gazeteciler ve Uluslararası Pen Kulübü'nün de bulunduğu 12 partner örgütten Avrupa Konseyi'ne düzenli olarak aktarılan bilgilerden oluşuyor.
İlgili devletlerden konuyla ilgili bilgi talep ettiğini belirten Avrupa Konseyi, vakaların sadece yüzde 40'ı ile ilgili yanıt geldiğini, Rusya, Türkiye, İtalya, Bosna Hersek ve Azerbaycan'ın kendilerine yöneltilen hiç bir soruya yanıt vermediğini bildirdi.