İstinaf Mahkemesi'nden Deniz Yücel kararı
Die Welt muhabiri Deniz Yücel’in Türkiye’de bir yıl boyunca tutuklu kaldığı gerekçesiyle açtığı tazminat davasının reddi ile ilgili hüküm İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi tarafından bozuldu.
Die Welt muhabiri Deniz Yücel’in Türkiye’de bir yıl boyunca tutuklu kaldığı gerekçesiyle açtığı tazminat davasının reddi ile ilgili hüküm İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi tarafından bozuldu.
Karar sonrasında Yücel’in hukuksuz tutuklulukla ilgili başvurusu yerel mahkemede yeniden değerlendirilecek.
İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi, Yücel’in “haksız ve hukuka aykırı tutukluluğu” nedeniyle açtığı 2 milyon 980 bin liralık tazminat davasını 25 Eylül 2108 tarihinde reddetmişti. Mahkeme gerekçeli kararında Yücel’in Die Welt gazetesinde yayımlanan yazıları sebebiyle “zincirleme biçimde terör örgütü propagandası yapmak” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” suçlarından yargılandığı ana davanın henüz karara bağlanmamış olması nedeniyle tazminat talebini reddettiğini duyurmuştu.
Yücel’in avukatı Veysel Ok 27 Eylül 2018 tarihinde karara itiraz etmişti.
8 Mayıs 2019 tarihinde ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi bu kararı bozdu. Bozma kararında Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) uyarınca bir kısım tazminat nedenleri konusunda karar verilmesi için davanın esasıyla ilgili bir kararın verilmesi zorunluluğunun bulunmadığı belirtilirken, gözaltı süresi yasada açıkça belirtilmiş olduğu ve sanığın yasadaki bu süre içinde hâkim önüne çıkarılıp çıkarılmadığının tespiti konusunda karar verilmesi için davanın esası hakkında karara verilmesine de gerek bulunmadığının altı çizildi. İlk derece mahkemenin bir karara varmadan önce tüm tazminat nedenleri için incelemede bulunması gerektiğine hükmeden İstinaf Mahkemesi, davanın yeniden görülmesi için dosyayı 17. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi.
Tazminat davasının yeniden görülmesi için duruşma tarihinin verilmesi bekleniyor.
“Tüm gazeteciler için emsal olacak”
Bozma kararına ilişkin Yücel’in avukatı Veysel Ok: “Deniz’in hukuksuz tutukluluğu ile ilgili olarak açtığımız tazminat davası incelenmeden reddedilmişti. Biz bu karara olan itirazımızı istinaf mahkemesine taşımış ve dosyanın incelenmeden reddedilmesinin hukuksuz olduğunu belirtmiştik. İstinaf Mahkemesi böylece bizim talebimizi kabul etmiş oldu.”
Ok, bu kararın Türkiye’deki tüm tutuklu gazeteciler için emsal olacağının altını çizdi: “Bu karar gösteriyor ki gazeteciler görülmekte olan davaları kapsamındaki yargılama sürecinde yaşadıkları hukuksuz durumlarla ilgili tazminat davası açabilecekler.”
“Deniz’in tazminat davası tekrar görülecek ve bu kez tutukluluğu sırasında yaşadığı hukuka aykırı süreçten doğan maddi ve manevi tazminatın ödeneceğini umuyoruz.”
Tazminat taleplerini değerlendirmek için hükmün kesinleşmesine gerek yok
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ağır Ceza Dairesi, bozma kararını şu şekilde gerekçelendirdi: “İlk derece mahkemesinin red kararı, ön koşul olarak hükmün kesinleşmesini gerektiren tazminat nedenleri (CMK m. 141/1-e) bakımından doğru ise de, davacının dilekçesinde CMK 141. maddede sayılan birden çok tazminat nedenine dayandığı ve tüm nedenler için kararın kesinleşmesi gerekmediği göz önünde bulundurularak, ceza kararının kesinleşmesini gerektirmeyen tazminat nedenlerine dayalı talepler konusunda, dayanak ceza dosyasının incelenerek tazminat gerektiren bir durum olup olmadığını değerlendirme yapmak yerine, yazılı şekilde kararın kesinleşmediğinden bahisle red kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırılık oluşturmuştur.” Hüküm bu nedenle bozuldu ve dosyanın İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verildi.
İlk derece mahkemesinin Yücel’in tazminat talebini halen derdest olan dosya nedeniyle reddetmesinin usul ve yasaya aykırılık oluşturduğu tüm üyeler tarafından oybirliği ile kabul edildi.
Die Welt muhabiri Deniz Yücel (44) Türkiye’de bir yıl boyunca iddianame hazırlanmadan tutuklu kalmış, 16 Şubat 2018 tarihinde ise tahliye edilmişti.
Yücel’in propaganda suçlamasıyla yargılandığı ana davanın dördüncü duruşması 16 Temmuz tarihinde görülecek.