CHP'li Çakırözer'den TBMM'de basına sansüre sert tepki: 'Böyle bir zamanda sırası mıydı Tele1'i kapatmanın'
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, "On binlerce yurttaşımız enkaz altında kurtarılmayı beklerken o bölgeden kesintisiz yayın yapan bir televizyon kanalı tam üç gün karartıldı" açıklamasında bulundu.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, dün TBMM Genel Kurulu’nda Şubat ayı Basın Özgürlüğü raporunu paylaştı.
"Gerçek habere, bilgiye her şeyden çok ihtiyaç duyduğumuz bu süreçte gazetecilerin ödülü yine sansür, tehdit ve yasaklar oldu" diyen Çakırözer, "On binlerce yurttaşımız enkaz altında kurtarılmayı beklerken o bölgeden kesintisiz yayın yapan bir televizyon kanalı tam üç gün karartıldı. Böyle bir zamanda sırası mıydı Tele1'i kapatmanın" ifadelerini kullandı.
Çakırözer'in açıklamaları şöyle:
“Deprem bölgesinde 26 basın emekçisi yaşamını yitirdi. Bu büyük felaket karşısında iki gün boyunca hareketsiz kalarak kayıpların artmasında sorumlu olan iktidar, ilk günden itibaren kalkıp 85 milyonunun gerçeklerden haberdar olması için çalışan gazetecileri hedef aldı. Gerçek habere, bilgiye her şeyden çok ihtiyaç duyduğumuz bu süreçte gazetecilerin ödülü yine sansür, tehdit ve yasaklar oldu. On binlerce yurttaşımız enkaz altında kurtarılmayı beklerken o bölgeden kesintisiz yayın yapan bir televizyon kanalı tam üç gün karartıldı. Böyle bir zamanda sırası mıydı Tele1'i kapatmanın?
“YAPTIRDIĞINIZ REKLAM HABERLERİNİZDEN BİZ UTANDIK, SİZİN HİÇ Mİ YÜZÜNÜZ KIZARMIYOR”
Cumhurbaşkanı bile iki günlük gecikmeyi itiraf ederek af diliyor ama o gecikme nedeniyle yaşanan can kayıplarını eleştiren kanallara en ağır cezaları vermekten geri durmadınız. Halk TV, Fox TV ve Tele1'e 7 milyon lira para ve yayın durdurma cezaları kestiniz. Şimdi bir özür bile dilemeyecek misiniz o kanallardan? Soğuktan donarken ‘Çadır yok’ diye feryat edenlerin sesini duyuran kanallara ceza yağdırırken diğer taraftan dağıtmadığınız ama stok yapıp sattığınız çadırlar için ‘Kileri de varmış, antresi de varmış’ diye yaptırdığınız reklam haberlerinizden biz utandık, sizin hiç mi yüzünüz kızarmıyor?
“İHMALLERİNİZ NEDENİYLE BÖLGEDEN YÜKSELEN TEPKİLER DUYULMASIN DİYE BASINI SANSÜRLEDİNİZ”
İhmalleriniz nedeniyle bölgeden yükselen tepkiler duyulmasın diye basını sansürlediniz. 20'den fazla gazeteci gözaltı ve engellemelerle haber yapmaktan alıkonuldu. Fatih Altaylı, Enver Aysever, Merdan Yanardağ, Seyhan Avşar, Mir Ali Koçer'i soruşturmalarla susturmak istendiler. 250 yurttaşımıza mezar olan Ebrar Sitesi önünde Maraş Belediye Başkanına soru soran Fox TV muhabiri Gülşah İnce; Maraş'ta T24'ten Gökçer Tahincioğlu, Malatya'da Halk TV'den Ferit Demir, Hatay'da Anıl Olcan; Diyarbakır'da Ahmet Kanbal, Adıyaman'da Rabia Çetin korumalarla, güvenlik güçlerince engellendiler. Adana'da hastanede çekim yapan Evrensel muhabiri Volkan Pekal'ı, Urfa Birecik'te yıkılan binayı çeken gazeteciler Mahmut Altıntaş ve Sema Çağlak'ı gözaltına alındı.
“DEPREM BÖLGESİYLE KALMADI UZAKTAN EĞİTİM KARARINI PROTESTO EDEN ÖĞRENCİLERE UYGULANAN POLİS MÜDAHALESİNİ GÖRÜNTÜLEYEN GAZETECİLER DE ENGELLENDİ”
Enkaz başında haber takibindeki onlarca gazeteciyi OHAL gerekçesiyle engellendi. Deprem yardımlarını haberleştiren Deutsche Welle muhabiri Alican Uludağ'ı troller tarafından hedef gösterilip, ajanlıkla suçlandı. Böyle bir felakette dahi hedefte gazeteciler vardı. İçişleri Bakanı koordinasyonun yetersizliğini haberleştiren yayın kuruluşlarını hedef alırken küçük ortağı da zamanını gazeteciler hakkında suç duyurusunda bulunmak için harcadı. Deprem bölgesiyle de kalmadı, üniversitelerde uzaktan eğitim kararını protesto eden öğrenciler ve onlara yönelik orantısız polis müdahalelerini görüntüleyen gazeteciler engellendi.
“ELEŞTİRİLERE KATLANAMADIĞINIZ İÇİN GEREKÇE DAHİ GÖSTERMEDEN EKŞİ SÖZLÜK'Ü KARARTTINIZ”
Basını engellemekle yetinilmedi. Bölgede artçı depremler sürerken daha arama kurtarma çalışmaları bitmemişken hiç utanmadan televizyonlara ‘Aman rutine dönün, depremzedeleri konuşturmayın’ diye talimat verildi. Enkaz altındaki yüz binlerce depremzede sosyal medya aracılığıyla yardım çığlığı atarken, siz onlara arama kurtarma ekibi göndereceğiniz yerde seslerini kısmanın derdine düştünüz. Twitter'ı TikTok'u saatlerce, hukuksuzca ve vicdansızca sansürlediniz. Eleştirilere katlanamadığınız için gerekçe dahi göstermeden Ekşi Sözlük'ü kararttınız.
“ŞU EN KISA AYDA 31 GAZETECİ, HÂKİM KARŞISINA ÇIKTI”
Tam 340 haber ve internet sitesine erişimi engellediniz. Ülkenin tek gündemi dayanışmayken sizin önceliğiniz sansür oldu, baskı oldu. Şu en kısa ayda 31 gazeteci, hâkim karşısına çıktı. Diyarbakır'da, Ankara'da davalarda 25 gazeteci hâlâ tutuklu. Metin Uca ifadesi yüzünden gözaltına alındı, Emin Çapa 2 tweet'i nedeniyle ifadeye çağrıldı. Biz anbean ekran karşısında haber beklerken sırası mıydı gazetecilerle uğraşmanın, soruyorum sizlere.”