RTÜK 29 Yıllık Radyonun Lisansını İptal Etti!
RTÜK'ün CHP'li üyesi İlhan Taşçı, Açık Radyo'nun lisansının iptal edildiğini duyurdu. Taşçı, karara gerekçe olarak, daha önce verilen yayın durdurma cezasına uyulmamasının gösterildiğini bildirdi.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) daha önce üst sınırdan 189 bin 282 TL idari para cezası ve beş program durdurma cezası verdiği Açık Radyo’nun lisansını iptal etti.
RTÜK’ün CHP’li üyesi İlhan Taşçı sosyal medyadan yaptığı açıklamada, lisansın iptal edilmesine gerekçe olarak “toplumu kin ve düşmanlığa tahrikten” 5 gün program durdurma cezasına uymayıp yayınların sürdürülmesinin gösterildiğini bildirdi.
Taşı sosyal medyadan yaptığı açıklamada şunları yazdı:
“RTÜK, Açık Radyo’nun lisansını iptal etti. Gerekçe, kurulun daha önce verdiği ‘toplumu kin ve düşmanlığa tahrikten’ 5 gün program durdurma cezasına uymayıp yayını sürdürmesi. Oysa yayıncı para cezasını ödemiş, ancak yayın kesmemiş. Bu durum yayıncı lehine yorumlanmalıydı.”
RTÜK, Açık Radyo’nun lisansını iptal etti.
— İlhan Taşcı (@ilhantasci) July 3, 2024
Gerekçe, kurulun daha önce verdiği “toplumu kin ve düşmanlığa tahrikten” 5 gün program durdurma cezasına uymayıp yayını sürdürmesi.
Oysa yayıncı para cezasını ödemiş, ancak yayın kesmemiş. Bu durum yayıncı lehine yorumlanmalıydı.
NE OLMUŞTU?
RTÜK, 22 Mayıs 2024 tarihinde aldığı karar ile 24 Nisan günü yapılan Açık Gazete programında geçen “Osmanlı topraklarında gerçekleşen tehcir ve katliamların, soykırım olarak adlandırılan katliamların 109. yıldönümü, sene-i devriyesi. Bu yıl da anma yasaklandı biliyorsunuz” ifadeleri nedeniyle, Açık Radyo’ya üst sınırdan 189 bin 282 TL idari para cezası ve beş program durdurma cezası vermişti.
RTÜK duyurusunda, “… gazetecilerin somut kanıtlara dayanmaksızın toplumun birlik ve beraberliğini bozacak, toplumu kutuplaştıracak, toplumun itibarını zedeleyebilecek nitelikte iddialarda bulunmasının ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği, ayrıca, Cengiz Aktar tarafından söz konusu ‘soykırım’ nitelemesinin yayın sırasında açıkça dile getirilmesi ve bir düzeltme girişiminde bulunulmamasının kamusal sorumluluk ve sorumlu yayıncılık anlayışıyla bağdaşmadığı gibi toplumu kin ve düşmanlığa tahrik eden ve toplumda nefret duyguları oluşturabilecek nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır” ifadeleri kullanılmıştı.