Prof. Dr. Tayar: Virüslerin yaşayabilmesi için canlı hücrelere ihtiyaç var
Prof. Dr. Mustafa Tayar, koronavirüsün, öksürme, hapşırma gibi yolarla önce ellere, daha sonra da para, cep telefonu gibi nesnelerle kişiden kişiye bulaştığını belirterek, "Virüslerin yaşayabilmesi için canlı hücrelere ihtiyaç var." dedi.
Türkiye’de ilk koronavirüs vakasının görülmesi üzerine birçok uzman korunma yöntemleri ve alınması gereken önlemler konusunda açıklamalarda bulundu.
Koronavirüs hakkında özellikle sosyal medyada yer alan birçok paylaşımın bilgi kirliği yarattığına dikkati çeken Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayar, algı operasyonlarına itibar edilmemesi gerektiğini söyledi.
Koronavirüsten korunmanın en kolay yolunun sık aralıklarla ellerin bol sabunlu suyla en az 28 saniye yıkanması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Tayar, sosyal medyada dolaşan ' Elma sirkesi, sarımsak, kelle paça çorbası' gibi besinler tüketilerek virüsten korunmanın mümkün olmadığı uyarısını yaptı.
'KORONANIN TERCİH ETTİĞİ YÖNTEM SOLUNUM HÜCRELERİ'
Virüsün kişiden kişiye nasıl bulaştığını sanal mikropla uygulamalı olarak gösteren Prof. Dr. Tayar, "Virüs dediğimiz çok küçük mikroskobik canlılar, çok basit organizmalar ve bunların yaşayabilmesi için canlı bir hücreye girmesi gerekiyor. Koronavirüs ailesi insanlarda olduğu gibi hayvanlarda da uzun yıllar gördüğümüz bir virüs, fakat koronanın son versiyonu yeni bir versiyon. Çünkü sık sık değişme özelliğine sahip olan bu canlıların yaşayabilmesi için canlı hücrelere girmesi gerekiyor. Koronanın tercih ettiği yol da solunum yolu hücreleri. Buraya yerleşip hücrelerin yapısını bozduğu zaman vücut bunu atmaya çalışıyor. Atarken de öksürüğü kullanıyor. Öksüren kişinin ortalama çıkış hızına bakarak 40 metreye kadar bunu havaya asabilir veya havada damlacık olarak da kalabilir. Bu kişi elini ağzına götürdüyse, bulaştırdıysa, toplu taşıma aracındaysa bu virüsü almamız çok kolay. Virüsün bulaşma yolu, gıdalar veya Çin'den gelen kargolar değil. Virüslerin yaşayabilmesi için canlı hücrelere ihtiyaç var. O yüzden kıyafetinize bulaşan bir virüs, ertesi sabah kaybolacaktır. Yapacağımız en basit kural, ellerini yıkarken el fırçası edinirlerse olay çözülmüş olur" dedi.
'KORONAVİRÜS BİRAZ MEDYATİK BİR VİRÜS OLDU'
Koronavirüsün korkulacak bir virüs olmadığını söyleyen Prof. Dr. Tayar, "Korona bir anda korkulu rüyamız haline geldi. Şu anda dünyada birçok bulaşıcı hastalıktan hayatını kaybeden insan var. Fakat koronavirüs biraz medyatik bir virüs oldu. Biz kurallara uygun el yıkasak, el yıkamayı kurallara uygun uygulasak zaten koronanın çok da korkulacak bir hastalık olmadığını, benzer virüsler gibi bir hastalık olduğunu göreceğiz" dedi.
'YAPACAĞIMIZ ŞEY ÇOK BASİT: SUYA VE SABUNA DOKUNMAK'
Prof. Dr. Tayar, kamuoyunda birçok biyolojik silah söylemlerinden bahsedildiğini belirterek, "Bunları dikkate almadan yapacağımız şey çok basit; suya ve sabuna dokunmak. Suya ve sabuna dokunurken de sadece dokunup geçmeden, en az 14 saniye köpürtelim, 14 saniye de parmak araları ve tırnak uçlarını yıkayalım. Biz el yıkamayı bilmiyoruz. El yıkamayı bilmeyince de koronavirüse karşı en açık grubuz. O yüzden ellerin nasıl yıkandığını öğrenmemiz gerekiyor. Çocuklar bu konuda çok donanımlılar" ifadelerini kullandı.
'HİÇBİR GIDANIN KORONAVİRÜSE KARŞI BİR ETKİSİ YOK'
Sosyal medyada bazı gıdaların koronavirüs bulaşmasını engellediği yönündeki eleştirilere cevap veren Tayar, "Bu tip problemler çıkınca herkes kendini konuşmak zorunda hissediyor. Her kafadan bir ses çıkıyor. Elma sirkesi, sarımsak, kelle paça çorbası gibi alternatifler üretiliyor. Hiç bir ilaç, hiç bir gıda, kelle paça da buna dahil, koronavirüse karşı bir etkisi yok. Ama insanlar dengeli besleniyorsa, günlük protein ihtiyacını karşılıyorsa, vücudun viral etkene karşı savunma mekanizması daha güçlü olacak" diye konuştu.