Emin Çölaşan: Bu gerçekler kamuoyundan saklanıyor, duyumlardan anlaşıldığı kadarıyla...

Sözcü yazarı Emin Çölaşan, bugünkü köşe yazısında, iktidarın sağlık politikalarını eleştirdi. Önemli hastane ve kurumları hiç eden iktidarı eleştiren Çölaşan, "büyük paralar karşılığında hizmet veren özel hastanelerin yapımı teşvik edildi" diye yazdı.

Emin Çölaşan: Bu gerçekler kamuoyundan saklanıyor, duyumlardan anlaşıldığı kadarıyla...

Sözcü yazarı Emin Çölaşan bugünkü köşesinde, iktidara gelen AKP hükümetinin sağlık politikalarını eleştirdi.

İktidara gelinen tarihten bu yana birçok kurum ve hastaneyi hiç eden hükümetin icraatlerini hatırlatan Çölaşan, "Bu gerçekler kamuoyundan özenle saklanıyor, gerçeklerin toplum tarafından bilinmesinin önüne geçiliyor." diyerek, "büyük paralar karşılığında hizmet veren özel hastanelerin yapımı teşvik edildi" ifadelerini kullandı.

Çölaşan, "Duyumlardan anlaşıldığı kadarıyla korona hastaları için gerekli olan malzemeler de son derece yetersiz." diye yazdı.

Çölaşan'ın yazısı şu şekilde:

İktidara geldikten bir süre sonra o zamanki adı Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK), sigorta hastanesi olan hastanelerin çoğunu kapattılar.

Şimdi o hastanelerin çoğu çalışmıyor.

Oysa oralarda milyonlarca sigortalı hastaya hizmet verilirdi.

Hastanelerin kalitesi ve hizmeti belki çok iyi değildi ama yine de işe yarardı.

★★★

İş sigorta hastaneleri ile de kalmadı.

Adı şimdi SGK olan SSK'nın büyük bir ilaç fabrikası vardı.

Türkiye'de en çok tüketilen ilaçlar o fabrikada üretilir, hem maliyetten tasarruf edilir, hem de hastalara anında ilaç temin edilirdi.

Artık o fabrikalar da yok!

★★★

Askeri hastaneler de kapatıldı.

GATA da artık yok.

GATA'da çalışan hekimler ya emekli olup ayrıldı, ya özel muayenehane açtı, ya da özel hastanelere geçmek zorunda kaldı.

Oysa GATA, Türk Ordusu'nun sağlık alanındaki temel direği idi.

İktidar bunları yaparak ne kazandı, kendilerinin de bildiğini hiç sanmıyorum.

★★★

Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü de kapısına kilit vurulanlar arasına girdi.

Atatürk döneminde kurulmuştu.

O yıllarda ülkemizde büyük sorunlar yaratan ve yaygın olan bazı bulaşıcı hastalıklarla baş etmek için gerekli ve zorunlu olan aşı ve ilaçları üretirdi.

Örneğin Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri olan verem, kendi ürettiğimiz aşılarla yok edilmişti.

Enstitü bu iktidar tarafından kapatıldı, bilimsel kadroları yok edilip gitti…

Ve yerine başka bir kuruluş açılmadı.

★★★

Küçüklüğümden anımsarım, rahmetli annem ve babam, kardeşimle beni Ankara'da Sıhhiye semtinde ki Hıfzıssıhha'ya götürüp boğmaca, difteri, tetanos, kızamık aşılarımızı yaptırırlardı.

Sadece koruyucu aşılar değil, tedaviler de orada yapılırdı.

Türkiye'de verem gibi bütün salgınlarda tedavi eksiksiz yerine getirilir, çıkabilecek sorunlar önlenirdi.

O yıllarda, mikroplu bir göz hastalığı olan trahom da çok yaygındı.

Genç Cumhuriyet bütün o salgınları Hıfzıssıhha tarafından üretilen aşı ve ilaçlar sayesinde başarıyla yok etti.

★★★

Yukarıda sizlere sadece birkaç örnek verdim…

Şimdi burada sorulması gereken soru şudur:

Bu kuruluşlar niçin yok edildi?

Bunun yanıtı da aslında belli…

Büyük sermayeye ve özellikle yabancı sermayeye kıyak olsun diye!..

Ve günün birinde işi daha da büyüttüler, acayip borçların altına girip adına şehir hastaneleri denilen tesisleri yapmaya koyuldular.

Milyarlarca lira borç altına girdiler.

Köprülerde ve otoyollarda yandaş müteahhitlere yaptıkları kıyakları anımsayın.

Vatandaş her geçişinde yüksek miktarda ücreti bastırıyor, yapımcı olan yandaş malı götürüyor.

★★★

Akılları şimdi korona sonrasında başlarına geldi…

Yapımcılarla temaslar başlatıldı;

“Bizde deniz bitti, paralar soyunu çekti. Ödemeleri geciktirmek zorundayız!”

Bir geçmişin duyarlığına bakın, bir de şimdi yapılanlara.

★★★

Sevgili okurlarım, bu iktidarın sağlık politikasının baştan aşağı yanlışlarla dolu olduğunu hepimiz iyi bilmeli ve farkında olmalıyız.

Bir şey daha söyleyeyim…

Özellikle üniversite hastanelerini parasal açıdan mahvettiler.

Hacettepe, Cerrahpaşa ve Ege dahil şimdi pek çoğuna firmalar ilaç ve malzeme vermiyor.

Borçlar o boyuta vardı ki, bazılarına hacizler geldi.

Ameliyatları bile malzeme yokluğu nedeniyle (koronadan çok daha önce) ertelemek zorunda kaldılar.

Bu gerçekler kamuoyundan özenle saklanıyor, gerçeklerin toplum tarafından bilinmesinin önüne geçiliyor.

Buna karşın, büyük paralar karşılığında hizmet veren özel hastanelerin yapımı teşvik edildi…

★★★

Duyumlardan anlaşıldığı kadarıyla korona hastaları için gerekli olan malzemeler de son derece yetersiz.

Bu konuda sürecin nasıl işlediğini henüz bilemiyoruz…

Ve doktorlarımıza, hemşirelerimize ve öteki sağlık çalışanlarına teşekkür etmekle yetinmek zorunda kalıyoruz.

Saray camisinde Diyanet Başkanı tarafından özel konuklarla kıldırılan

VIP cuma namazını izledikten sonra Allah'a dua ediyoruz:

“Bizi sen koru Yarabbim. Amin!”

Etiketler
Emin Çölaşan Hastane Para