'LGBTİ+ bireyler koronavirüs sürecinde daha fazla ayrımcılığa maruz kaldı'
Doç. Dr. Koray Başar, LGBTİ+’ların koronavirüs salgını sürecinde sağlık hizmetlerine erişimiyle ilgili güçlükler yaşadığını belirterek “Damgalanma, ayrımcılık endişesiyle tanı konulmayan herkes toplumda salgının yayılması için risk” dedi.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi ruh sağlığı ve hastalıkları anabilim dalından Doç. Dr. Koray Başar, LGBTİ+’ların koronavirüs salgını sürecinde sağlık hizmetlerine erişimiyle ilgili güçlükler yaşadığını belirterek “Damgalanma, ayrımcılık endişesiyle tanı konulmayan, tedavi edilmeyen, önlem alınmayan herkes toplumda salgının yayılması için risk” dedi.
Cumhuriyet muhabiri Kübra Küklü'ye eşcinsellikle ilgili tartışmaları değerlendiren Doç. Dr. Koray Başar, “Lezbiyen, gay, biseksüel, trans ve interseksler (LGBTİ) olmak, bedensel ve ruhsal bir hastalık değildir. Bu kimlik özelliklerine eşlik eden, bu gruplara özgü bir bozukluk da yoktur. LGBTİ, daha geniş söyleyecek olursam cinsiyeti, cinsiyet kimliği, cinsiyet ifadesi, cinsel yönelimi toplumun genel beklentisinin dışında, ama olağan insan çeşitliliği içerisinde olanlar, toplumumuzda birçok haktan mahrum bırakılmakta, çok yönden eşitsizliğe, ayrımcılığa maruz bırakılmaktadır” diye konuştu.
Başar, LGBTİ+’ların koronavirüs salgını sürecinde daha fazla ayrımcılığa maruz kaldıklarını savundu. Başar şöyle konuştu: “Salgınla mücadelenin hassas noktası şu; hiçbir kesimi geride, dışarıda bırakarak salgını kontrol edemezsiniz. LGBTİ+ topluluğun kendi imkânlarıyla müdahale edebileceği bir konu değil, yöneticilerin işi” diye konuştu.
İNTİHARLAR ARTABİLİR
Uzmanlar, salgın günlerinde yaşanılan ruhsal zorlanmanın, karamsarlık, kendine zarar verme ve intihar riskini artırabileceğini söylüyor.
Doç. Dr. Başar, “Salgın döneminde intiharla ilgili riskler, salgının yaşandığı diğer ülkelerde de bildirilmeye başlandı. LGBT ergen ve erişkinlerde intiharın genel toplumdan daha sık olduğunu biliyoruz” diyor.