Veganlara kötü haber: Daha fazla kemik kırılması riski yaşayabilirsiniz!
Uzun süreli bir araştırmaya göre vegan ve vejetaryenler, et yiyenlere kıyasla daha fazla kemik kırılması riskiyle karşı karşıya olabilir.
BMC Medicine’da yayınlanan araştırma veganların kalça, bacak ve omurları ve diğer bölgelerinde kırık oluşması ihtimalinin et yiyenlere göre yüzde 43 daha fazla olduğunu ortaya koydu.
Daha önceki araştırmalar vejetaryen beslenenlerin daha düşük kemik yoğunluğu olduğunu ortaya koymuştu. Kemik yoğunluğu belli bir miktar kemikte bulunan mineral (çoğunlukla kalsiyum ve fosfor) miktarını gösteren birim.
Ancak bu çalışmaya kadar kırık riski ile bitkisel beslenme arasındaki ilişki netlik kazanmamıştı.
Oxford Üniversitesi Halk Sağlığı bölümünden Tammy Tong’a göre bu beslenme alışkanlıklarıyla kırık riski arasındaki ilişkiyi inceleyen ilk geniş çaplı çalışma.
Britanya’da 1993-2001 yıllarında 55 bin yetişkin beslenme biçimi, sosyodemografik özellik, yaşam tarzı ve tıbbi geçmişiyle ilgili ankete katıldı. Araştırmacılar bu verileri beslenme biçimine göre kategorize etti.
2010’da et yiyen, pesketaryen (balık yiyenler), vejetaryen (balık ve et yemeyenler), vegan (hiçbir hayvansal gıda tüketmeyenler) kategorileriyle devam çalışması yapıldı.
10 yıllık süreçte, vejetaryenlerde her 1000 kişide 4.1, veganlarda 19.4 daha fazla kırık vakası görüldü.
Dr. Tong şunları söyledi: “Dengeli ve ağırlıklı olarak bitki temelli beslenme, besin değerlerinin artmasını sağlayabilir; daha düşük diyabet ve kalp rahatsızlıkları riskleriye ilişkilendirilmiştir. Bireyler beslenme şekillerinin yararları ve risklerini hesaba katarak hareket etmeli ve yeterli miktarda kalsiyum ve protein aldıklarından ve sağlıklı bir kitle vücut endeksine sahip olduklarından emin olmalıdır.“
Araştırmanın iki sınırlılığına da dikkat çekildi. İlki katılımcıların çoğunun beyaz Avrupalı kadınlardan oluşması.
Diğeri ise araştırmacıların herhangi bir kalsiyum takviyesi alınıp alınmadığı ya da kırıkların nedenleriyle ilgili verilerinin olmaması. Ayrıca veriler besin alımı objektif ölçüye değil, katılımcıların kendi bildirimlerine dayanıyor.