Koronavirüsü evde hafif geçiriyorum diye sevinmeyin! Bu hata ölüme kadar götürebilir
Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, "İlacı kullanmıyor, 3-4 gün sonra 112 ile acil servise başvuruyor. Bu sefer biz bu kişiyi yoğun bakıma alıyoruz. İlaç kullanılmadığı takdirde sonu ölüme kadar gidebiliyor" dedi.
Koronavirüs hastalığını evde hafif geçiren bazı vatandaşlar, tedavi için verilen ilaçları çeşitli gerekçelerle kullanmakta tereddüt ederken, uzmanlardan uyarı geldi.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, hekimlerin önerilerinin dikkate alınması gerektiğini belirtti.
İlhan, "İster yoğun bakım olsun, ister evde olsun, ister hastanede yatarak tedavi olsun hep aslında aynı ilaçları kullanıyoruz. Vatandaşlarımız, bu ilaçların kullanım onayı olduğunu bilmesi, bu ilaçları kullanmadıkları takdirde iyileşmeyeceklerini bilmesi gerekir.
Şöyle durumlar ile çok karşılaşıyoruz; 'ben 40 yaşındayım hocam, bana bir şey olmaz'. Filyasyon ekibi gidiyor, ilaçlarını veriyor, ilacı kullanmıyor. 3-4 gün sonra 112 ile acil servise başvuruyor. Bu sefer biz bu kişiyi yoğun bakıma alıyoruz. Yoğun bakımda daha zor, acı veren bir süreç bekliyor ve ilaç kullanılmadığı takdirde sonu ölüme kadar gidebiliyor" diye konuştu.
Prof. Dr. İlhan, ilaç kullanmayan kişilerin hastalığı beraber yaşadığı kişilere geçirme ihtimali olduğunu da kaydederek, "O kişi ilaç kullanmayınca evde kaldığı süre içinde evdekileri de enfekte etme ihtimali ortaya çıkıyor. Aynı evden 2-3 kişi ağır hasta olarak karşımıza çıkabiliyor. Mutlak suretle hekimlere güvenelim, verilen ilaçları kullanalım. İnternetten kaynağı belirsiz, kanıta dayalı olmayan, sosyal medyada dolaşan bilgilere güvenmememiz gerekiyor. Herkesin kendi uzman olduğu konuda konuşması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
BİLİM KURULU ÜYESİ KAYIPMAZ: CİDDİ YAN ETKİYLE KARŞILAŞMADIK
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz da kullanılan her ilacın yararlı etkilerinin yanı sıra beklenmedik bazı yan etkileri de olabileceğine işaret ederek, şunları söyledi:
"Burada önemli olan sizin ilaçtan elde edeceğiniz faydanın zarardan ön planda olmasıdır. Nitekim bu hastalıkta kullanılan ilaçlar da hastalığın ilk döneminde yaklaşık yüzde 30’larda olan zatürre oranının şu anda yüzde 3,4’e kadar düşmesini sağlamış ilaçlardır. Ayrıca ülkemizde üretilen ilaçlardır.
Sağlık Bakanlığı’ndan ücretsiz olarak temin edilen ve insanlarımızın hizmetine sunulan ilaçlardır. Burada gerek filyasyon ekiplerinde olsun gerek sağlık kuruluşlarında olsun gerek aile hekimliklerinde olsun eğer hekimler hastalara bu ilacın kullanılmasını tavsiye ediyor ise kullanmakta büyük yarar vardır. Burada dikkat edilmesi gereken noktalar var.
Her ilacın yan etkisi olduğu gibi bizim bu kullandığımız ilaçların da yan etkisi var. Favipiravir, karaciğer fonksiyon testlerini bozabiliyor, düşük ihtimalle de olsa böbrek fonksiyonlarında bozukluğa yol açabiliyor.
Bunun haricinde mide-bağırsak sisteminde sindirim bozuklukları tarzında belirtiler ortaya çıkartabiliyor. Ama bunların çoğu geçici yan etki ve ciddi bir yan etkiyle karşılaşmış değiliz."
'ÖNEMLİ OLAN BİZE SAĞLADIĞI YARAR'
Hidroksiklorokin açısından da kullanımının sakıncalı olduğu düşünülen bazı durumlar olduğunu, bu durumlarda kullanılmasını zaten önermediklerini anlatan Doç. Dr. Kayıpmaz, "İdrar söktürücü ilaçların kullanımı devam eden hastalarda hidroksiklorokin önermiyoruz. Potasyum düşüklüğü başta olmak üzere eğer vücuttaki elektroliklerde bozukluk varsa önermiyoruz. Bununla ilgili uyarılar da zaten bizim kılavuzlarımızda yer alıyor. Sahada hekim arkadaşlarımız bu kılavuzlar doğrultusunda hareket ediyor. Aynı zamanda favipiravirin gebelerde kullanılmasını da tavsiye etmiyoruz. Dediğim gibi her ilacın etkisi de var yan etkisi de var. Önemli olan bize sağladığı yarar ki bu ilaçlar hastalığın erken döneminde başlanırsa daha etkin olduğu gösterilmiş ilaçlar" diye konuştu.