Osman Müftüoğlu: 'Para tuzağı testleri yaptırmayalım'
Osman Müftüoğlu, "Hastalığı kimin ağır ya da kimin hafif geçireceğini gösteren herhangi bir bilimsel genetik test verisine sahip değiliz." ifadelerini kullandı. .
Hürriyet Gazetesi yazarı Osman Müftüoğlu, bugünkü köşesinde “genetik yatkınlık testi” adı altında koronavirüse yakalanan birinin hastalığı hafif mi, yoksa ağır mı geçireceğine yönelik tahmin testi uygulamasını değerlendirdi.
Müftüoğlu, "Bilelim ki sadece bu testin neticelerine bakarak hastalığı kimin ağır ya da kimin hafif geçireceğini gösteren herhangi bir bilimsel genetik test verisine sahip değiliz." ifadesiyle uyarıda bulundu.
Müftoüoğlu'nun yazısının ilgili bölümü şöyle oldu:
BİR UYARI
GENETİK YATKINLIK TESTİ İŞE YARAMAZ
BAZI özel hastaneler “genetik yatkınlık testi” adı altında “tip 1 interferon molekülü araştırması” yaparak koronavirüse yakalanan birinin hastalığı hafif mi, yoksa ağır mı geçireceğine yönelik bir tahmin testini uygulamaya soktular.
Bilelim ki sadece bu testin neticelerine bakarak hastalığı kimin ağır ya da kimin hafif geçireceğini gösteren herhangi bir bilimsel genetik test verisine sahip değiliz. Lütfen, başka bilimsel araştırmalara atıf yapılarak uygulamaya konulan bu “para tuzağı testleri” yaptırmayalım, bu testlere asla güvenmeyelim.
BİR SORU
RİSK DÜZEYİ DAHA ERKEN BELİRLENEBİLİR Mİ
BİLİNDİĞİ gibi COVID-19 herkeste aynı tahribatı yapmıyor, hastalığı bazıları ağır bazıları da çok hafif geçirebiliyor. Hastalığa yakalandığından haberi olmayanlar bile var!
Bilim insanları “Acaba riskli vakaları erken dönemde belirleyip onları risk oranları büyümeden tedaviye almamız mümkün olabilir mi?” sorusuna uzun süredir yanıt arıyor. Haklılar! Çünkü bu durumda erken başlanabilecek bir deksametazon desteği bile süreci hızla kontrol altına alabiliyor.
Neticede de yoğun bakıma ihtiyaç en aza iniyor. Peki, elimizde böyle bir test var mı? Üzülerek belirteyim, elimizde henüz erken risk tayininde kullanabileceğimiz güvenilir bir test maalesef yok.
Ama bilelim ki bilim insanları bu konuda da nihai sonuca oldukça yaklaşmış durumdalar. Kanda “sitokin seviyelerini” belirleyerek bu işi de çözebileceklerini düşünüyorlar. Bilindiği gibi durumu hızla ağırlaşan hastalarda “erken yangısal tepkiler” süratle çoğalıyor.
Ve bu aşırı bağışıksal tepkiler de ufukta bir “sitokin fırtınasının varlığı” anlamına gelebiliyor. Eğer biz bu fırtınayı erkenden belirleyebilir ya da önceden tahmin edebilirsek işimiz çok daha kolay olacak, yoğun bakımlara ihtiyacımız bir hayli azalacaktır.