'70’inde ilk kez antidepresan kullananlar var'
Pskiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, duygularını bastırarak stres ve öfkesini belli etmeyen kişilerde görülen örtülü, bir diğer adıyla ‘maskeli depresyonun’ kansere davetiye çıkardığını söyledi.
Duygularını bastırarak stres ve öfkesini belli etmeyen kişilerde görülen örtülü, bir diğer adıyla ‘maskeli depresyonun’ kansere davetiye çıkardığını belirten Pskiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kişi gerektiğinde hayır demeli. Bunları bastırdıkça karşımıza iç hastalıkları şeklinde çıkıyor” dedi. Prof. Dr. Tarhan, koronavirüs nedeniyle birçok psikolojik hastalığın nüks ettiğini söyleyerek, 70 yaşında hayatında ilk kez antidepresan kullanmak zorunda kalan kişilerin olduğunu belirtti.
Örtülü yani maskeli depresyon diye bir hastalığın olduğunu anlatan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu rahatsızlığın kanser hücrelerini harekete geçirdiğini belirtti. Klinik tanıda atipik depresyon olarak da geçen hastalık hakkında bilgi veren Pskiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Burada kişi depresyonda olduğunu bilmiyor ama depresyonun bütün belirtilerini yaşıyor. Özellikle depresyonu bedensel olarak yaşıyor. Bu kişiler sorsanız ‘benim bir sorunum yok, hayatta zevk alıyorum’ diyecek. Bu kişiler duygularını bastırdığı için stres ve öfkelerini hiç belli etmiyorlar. Bu kişi kızıyor mu, kızmıyor mu bilmiyorsunuz. Ama içinden müthiş kızıyor, beyni savaşı gibi çalışıyor ama bu durumu hiç dışarıya belli etmiyor. Kişinin yüzü gülüyor. Ama dışarıya karşı neşeli rolü oynuyor. Arka planda ise beyninde müthiş stres var” diye konuştu.
"BAĞIŞIKLIK İYİ ÇALIŞMAYINCA VÜCUDA GELEN DÜŞMANLARI GÖRMÜYOR"
Bu kişilerde beynin stres hormonu salgıladığı anda omuz, boyun, bel ve sırt kaslarının kasıldığını ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, hastalığa giden yolun oluşumunu şöyle anlattı:
“Beyin savaş ve kaç tepkisi içine giriyor. Damar direnci artıyor, o an tansiyon yükseliyor. Kişi ben rahatım bir şeyi yok dese de tansiyonu yüksek çıkabiliyor. İşte bu kişinin örtülü stresi var. Eğer bu durum uzun sürüyorsa vücuttaki tüm enerji kaynakları kana pompalanıyor. Kan şekeri ve kan yağları yükseliyor. Stres devamlı devam ettiğinde bağışıklık sistemini bastırıyor. Bağışıklık iyi çalışmayınca vücuda gelen düşmanları görmüyor. Hatta bazı durumlarda vücuda hatalı protein üretiyor, beyni yabancı doku gibi görmeye başlıyor. Bağışıklık sistemi antikor geliştirdiğinden çeşitli hastalıklar bu şekilde ortaya çıkıyor. Bağışıklık sistemi çok fazla baskılandığında vücutta uyuyan kanser hücreleri harekete geçiyor. Bunlar tümörü oluşturup 3 milimetrelik büyüklüğe geldiğinde ise bu tümör kişide artık ölçülebilir hale geliyor.”
"70 YAŞINDA İLK KEZ ANTİDEPRESAN KULLANAN HASTAMIZ VAR"
Koronavirüs salgını nedeniyle insanların evlerine kapandığını bazı hastalıkların bu dönemde nüks ettiğini anlatan Prof. Dr. Tarhan, “70 yaşında olup hayatında ilk kez antidepresan kullanmak zorunda olan hastalarımız oldu. Uzun süredir kendini dengede tutan bazı psikolojik hastalıklar koronavirüs nedeniyle nüks etti. Koronavirüs şu anda yaşamsal travma olarak hastalıkları başlatan olay. Kontrol edilemeyen stres insana zarar veriyor. Kontrol edilebilen stres insana zarar vermez. Kişiyi uyanık tutar ve çalıştırır. O nedenle kontrol edilebilen stresten korkmamak gerekir. Öfkeyi ne bastırmak ne dışa vurmak, öfkeyi öğütmek gerekiyor. Öfkeye bir itfaiyeci tavrıyla yaklaşmak gerekiyor. İtfaiyeci ne yapar? Önce yangını söndürür, sonra soğutur ardından ise bu yangının sebebini araştırır. Kişi bu yaklaşımla kendisini neyin öfkelendirdiğini sorgulamalı. Sakinleştikten sonra kendisini öfkelendiren bu konuya çözüm üretmeli. Kişi gerektiğinde “hayır” demeli. Bizler hayır deme becerisini çalışıyoruz. Bunları bastırdıkça karşımıza iç hastalıkları şeklinde çıkıyor. O nedenle kişi hayır deme becerisini öğrenmeli” uyarısında bulundu.