Sofraların gözde ikililerine dikkat: Yan yana sakın getirmeyin!
Ülkemizde özellikle bazı yemekler yılların vermiş olduğu alışkanlıkla birlikte tüketiliyor. Akla ilk olarak kuru fasulye-pilav, köfte-ayran, karnıyarık-pilav geliyor.
Türk mutfağında bazı yemeklerin birlikte tüketilmesi yılların alışkanlığı. Genellikle yemek planlamaları yaparken ilk olarak akla kuru fasulye-pilav, köfte-ayran, karnıyarık-pilav gibi ikililer geliyor. Ancak bazı gıdaları birlikte tüketmenin bazı olumsuz sonuçları var. Lezzetleri birlikte çok güzel olsa da sağlıklı beslenme önerileri açısından biraz değişiklikler veya eklemeler yapılmasına da ihtiyaç duyulabilir. Beslenme ve Diyet Uzmanı Fatma Turanlı, dikkat edilmesi gerekenleri paylaştı.
Milliyet’in Pempenar ekinin haberine göre, Türk mutfağında bazı yemeklerin birlikte tüketilmesi yılların alışkanlığı. Genellikle yemek planlamaları yaparken ilk olarak akla kuru fasulye-pilav, köfte-ayran, karnıyarık-pilav gibi ikililer geliyor. Ancak bazı gıdaları birlikte tüketmenin bazı olumsuz sonuçları var. Lezzetleri birlikte çok güzel olsa da sağlıklı beslenme önerileri açısından biraz değişiklikler veya eklemeler yapılmasına da ihtiyaç duyulabilir. Beslenme ve Diyet Uzmanı Fatma Turanlı, dikkat edilmesi gerekenleri paylaştı.
KURU FASULYE/NOHUT-PİLAV İKİLİSİ
Baklagiller grubundan olan kuru fasulye, nohut gibi gıdalar oldukça besleyici bir içeriğe sahip olup bitkisel protein, kalsiyum, demir, çinko, manganez, bakır ve B grubu vitaminlerden oldukça zengindir. Her yaş grubunda mutlaka tüketilmesi önerilen çok sağlıklı bir gıda grubudur.Buna karşın içerdikleri bu vitaminlerin vücutta kullanımını artırmak için C vitamininden zengin salata / meyve gibi gıdalarla tüketilmesi önerilir. Kurufasulye ile birlikte pilav tüketilmesi bir alışkanlık halindedir. Pirincin glisemik indeksinin yüksek olması tüketilirken dikkatli olunmasını gerektirir.
Özellikle diyabet hastalığı, insülin direnci gibi rahatsızlıkları olan kişilerin pirinç pilavı tüketmemesi, onun yerine bulgur pilavı tüketmesi önerilir.Aynı zamanda baklagillerde eksik olan metiyonin amino asiti nedeniyle kuru fasulye ve nohut, bulgur ile birlikte yenildiğinde kaliteli bir protein kaynağı haline gelir. Ayrıca kuru fasulye- pilav yanına yoğurt veya ayran eklenmesi şeker emilimini yavaşlatacaktır.
KÖFTE - AYRAN İKİLİSİ
Et grubu yiyecekler hayvansal protein kaynağıdır. Aynı zamanda çok iyi bir demir ve B12 kaynağıdır. İçerdikleri demir, anne sütünden sonra vücutta en yüksek emilim oranına sahiptir. Özellikle kadınlarda daha fazla görülen önemli bir sağlık sorunu olan anemi (kansızlık) yeterli miktarda demir içeren gıdaların tüketilmemesi veya yapılan beslenme yanlışları nedeniyle oluşur.
Besinlerle aldığımız demirin emilimi birçok etken ile azalabilir. Kafeinli içecekler, süt ürünleri, kepek vb. demir emilimini azaltabilir. Bu nedenle özellikle ciddi kansızlık şikayeti olanlar et-köfte gibi demirden zengin gıdalarla birlikte süt-yoğurt tüketmemeye dikkat etmeli ve et yemeklerinin yanında mutlaka biber, domates, yeşil salata gibi C vitamininden zengin yiyecekleri tüketmeli.
SÜT VE PEKMEZ / YUMURTA İKİLİSİ
Süt kalsiyum içeriği çok yüksek, genellikle çocuklara kahvaltıda bol miktarda içirilen bir içecektir. Pekmez ve yumurta da kahvaltıda tüketilen, protein ve demirden zengin çok kıymetli besinlerdir. Sütte bulunan kalsiyum, pekmez ve yumurtanın içerdiği demirin emilimini yavaşlatır veya engeller.
Bu engellemenin olmaması için yumurta ve pekmez içeren kahvaltılarda içecek olarak taze sıkılmış portakal suyu içilmesi daha iyi bir seçenektir.
Süt ara öğünlerde veya akşam yatmadan önce içilirse daha faydalı olacaktır.
YEMEK ÜSTÜ KAHVE - ÇAY
Yemeklerin hemen üstüne içmeyi sevdiğimiz geleneksel içeceklerimiz olan kahve, çay kafein açısından çok zengin içeceklerdir. Yenilen yemeklerden aldığımız demirin emilimi hemen yemek üstüne içilen çay, kahve nedeniyle çok azalır. Demirden zengin gıdaları fazla tüketmediğimiz de düşünülürse kansızlığı önlemek için bu alışkanlığımızdan vazgeçmemiz gereklidir.
Özellikle kahvaltıda tüketilen demir kaynağı yumurta ile çay içilmemesi veya açık limonlu bir çay içilmesine, yanında portakal, kivi gibi C vitamininden zengin meyvelerin tüketilmesine dikkat edilmelidir.
BALIK İLE YOĞURT
Toplumumuzda genellikle balık ile birlikte yoğurt, süt gibi ürünler tüketildiğinde kişiyi zehirlediği düşüncesi yaygındır. Fakat bu doğru değildir. Balık çabuk bozulabilen bir gıda olduğu için iyi saklanması ve mümkünse taze olarak tüketilmesi gerekir. Balıkta oluşan herhangi bir bozulma varsa yoğurtla birlikte yenildiğinde sindirim sistemi bozukluklarına neden olabilir.
Balıkta bulunan histamin adlı proteinin miktarı balık bayatladığı zaman artar. Yoğurtta da histamin bulunur, dolayısıyla bayatlamış bir balık ile yoğurt yenildiği zaman histamin artışı zehirlenme belirtilerine neden olur. Balığın ve yoğurdun taze olduğundan eminseniz rahatlıkla birlikte tüketebilirsiniz.
ISPANAK VE YOĞURT İKİLİSİ
Kış-ilkbahar aylarının gözde sebzelerinden olan ıspanak C vitamini deposu olmasının yanında potasyum, kalsiyum, magnezyum, manganez, çinko, karoten ve lutein gibi oldukça zengin besin ögesi içeriğine sahiptir. Kalorisi düşük, antioksidan içeriği ise yüksek olduğundan birçok hastalığa iyi gelmektedir.
K vitamini sayesinde kemik sağlığına, A vitamini içeriği ile gözlere, folik asit içeriği ile sinir sistemi gelişimine, kansızlığa ve daha pek çok hastalığa iyi gelmektedir. Ispanağın yoğurtla birlikte tüketilmesi besin içeriğinin daha da zenginleşmesi nedeniyle sakınca teşkil etmez. Yani yoğurdun ıspanağın içindeki demiri bağladığı inanışı doğru değildir.(Kaynak: Milliyet)