Hamilelere 'hipertiroidiye' uyarısı
Trabzon Özel İmperial Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Cihangir Erem, gebelerde Hipertiroidiye dikkat çekerek, “Gebelerde Hipertiroidiye dikkat. Bebeğiniz anne karnında ölmesin” dedi.
Tiroid hastalıklarının üreme çağındaki kadınlarda ve gebelikte sık görüldüğünü belirten Erem, bu konularda uyarılarda bulunarak tiroid hastalıklarının gebelik ve doğum sonrası dönemde, tedavi ve takibinin özel bir öneme sahip olduğunu kaydetti.
Erem, "Tiroid hastalıkları, üreme çağındaki kadınlarda ve gebelikte sık görülmektedir. Özellikle anne ve bebekte (fötüste) istenmeyen olumsuz sonuçlara neden olabileceğinden tiroid hastalıklarının gebelik ve doğum sonrası dönemde dikkatli bir şekilde tanı, tedavi ve takibi özel bir öneme sahiptir. Hipertiroidi veya halk arasındaki adıyla Zehirli Guatr, tiroid bezinin fazla çalışması sonucu bu bezden aşırı miktarda tiroid hormon üretim ve salgılanmasına bağlı olarak oluşan bir hastalıktır. Aşikar (Klinik) hipertiroidisi olan kadınlarda yumurtlamanın olmadığı adetler olduğu için hasta gebe kalamamakta veya kalsa da oluşan gebelik düşükle sonuçlanabilmektedir” dedi.
GEBELİKTE HİPERTİROİDİ SIKLIĞI NEDİR?
Gebelikte Hipertiroidi sıklığı konusu ile ilgili bilgi veren Erem, “Gebelik esnasında hipertiroidi görülme sıklığı binde 1 ila binde 4 oranındadır. Hipertiroidinin en sık nedeni olan Basedow-Graves hastalığı olup bu hastalık tüm gebeliklerin binde 1 ila yüzde 1’inde görülmektedir. Gebelikte Hipertiroidinin nedenleri, gebelikte görülen hipertiroidinin en sık nedeni Basedow-Graves hastalığı olup tüm vakaların yüzde 85-90’ını oluşturmaktadır. Tüm gebeliklerin binde 4’ünde aşikâr, binde 6’sında ise subklinik Graves hastalığı saptanır. Hastalık gebeliğin ilk 3 ayında ortaya çıkabilir veya önceden varsa alevlenebilir, gebeliğin son 6 ayında ise düzelebilir veya hastalık aktivitesi yatışabilir. Hipertiroidinin diğer nedenleri arasında toksik multinodüler guatr (tiroid bezinde birden fazla otonom nodül vardır), toksik adenom (tiroid bezinde 1 adet otonom nodül vardır) ve tirotoksikoz faktisya (dışarıdan tiroid hormonu alımına bağlı) sayılabilir. Otonom nodüller aşırı miktarda tiroid hormonu salgılarlar. Daha sık görülen bir diğer durum da normal gebeliğin ilk 3 ayında giderek artan insan koriyonik gonadotropin (-hCG) hormonuna bağlı olarak oluşan hipertiroididir. Fakat bu durum genellikle gebeliğin 14-20. haftaları arasında kendiliğinden düzelir” diye konuştu.
HASTALIĞIN KLİNİK BELİRTİ VE BULGULARI NELERDİR?
Hastalığın klinik belirtileri arasında terleme, çarpıntı, sıcağa tahammülsüzlük, iştah artmasına rağmen kilo kaybı gibi bulguların ön planda olduğunu belirten Erem, “Hipertiroidisi olan gebelerde genellikle gebe olmayan hipertiroidili hastalardakine benzer belirtiler izlenir. Terleme, çarpıntı, sıcağa tahammülsüzlük, iştah artmasına rağmen kilo kaybı, gebelikte olması gereken kilo artışının olmaması, sinirlilik ve ellerde ince titreme daha ön plandadır. Graves hastalığında hastanın tıbbi öyküsünde gebelik öncesi Graves hastalığı hikayesi olabilir. Fizik muayenede; büyük (sistolik) tansiyonda artma, küçük (diyastolik) tansiyonda düşme, bu 2 tansiyon arasındaki farkın (nabız basıncı) artması, taşikardi (dakikadaki kalp ve nabız sayısının artışı), takipne (dakikadaki solunum sayısının artması) ve ciltte incelme görülür. Özellikle avuç içlerinde belirgin olmak üzere cilt, terli ve sıcaktır. Baş-boyun muayenesinde; saçlar ince, yumuşak ve düz, saç dökülmesi vardır. Gözde bakışlar canlı, göz etrafında ödem, üst göz kapağında kasılma görülür. Göz küresinin öne fırlaması, gözde iltihap ve ödem olması Graves hastalığında görülen “Graves oftalmopati” tanısını koydurur. Boyunda genellikle simetrik, diffüz (yaygın), lobüle büyümüş, sert olmayan, yumuşak, lastik kıvamında, ağrısız bir guatr vardır. Büyüklük açısından genellikle hafif veya orta derecede bir guatrdır. Guatr üzerinde üfürüm duyulabilir ve bir titreşim ele gelebilir. Hasta kollarını yere paralel ileri doğru uzattığında ellerde ince titremeler görülür.Graves oftalmopatisi gibi bu hastalığa özgü bulgular istisna edilirse hipertiroidili gebede görülen belirti ve bulgular, benzer şekilde normal gebeliğin seyri esnasında da sık olarak saptandığından tanı koymak zor olabilir. Gebelik haftasına göre kilo alamama veya kilo kaybı ve taşikardi en önemli bulgulardır” şeklinde konuştu.
CİDDİ KOMPLİKASYONLAR GELİŞEBİLİR
Gebelikte Hipertiroidi tedavi edilmezse anne ve fetüs sağlığı için bir tehlikeli oluşturabileceğine dikkat çeken Erem, “Hiç tedavi almayan veya yetersiz, düzensiz tedavi alan hipertiroidili gebelerde hem anne ve hem de fötüste ölümcül olabilen ciddi komplikasyonlar gelişebilir. Anneye ait komplikasyonlar arasında; gebeliğe bağlı hipertansiyon, preeklampsi (gebelik zehirlenmesi), spontan (kendiliğinden) düşük (özellikle ilk 3 ayda), tiroid krizi (fırtınası), erken doğum, plasentanın erken ayrılması ve konjestif kalp yetmezliği, fetüse ait komplikasyonlar arasında ise; düşük doğum ağırlığı, rahim içi gelişme geriliği, ölü doğum ve fetüste hipertiroidi sayılabilir. Tedavi ile annede kan tiroid hormon düzeyleri normale gelse de Graves hastalarında stimülan TSH-R antikorları annede yüksek olabileceğinden fötüs hipertiroidi riski altındadır. Bu nedenle bu antikorlar takip edilmelidir” ifadelerini kullandı.
Hiperemezis Gravidaruma eşlik eden geçici Hipertiroidi nedir, nasıl tedavi edilir?
Hipertiroidi’nin nasıl tedavi edildiği ile ilgili bilgi veren Erem, “Gebeliğin ilk aylarında ve özellikle 4 ila 8. haftaları arasında ciddi bulantı, kusma, en az 5 kg zayıflama (vücut ağırlığında yüzde 5 veya daha fazla kilo kaybı), idrarda keton cisimleri, sıvı kaybının ağırlığına bağlı olarak karaciğer fonksiyon testlerinde artma, sarılık ve kanda potasyum düşüklüğü ile karakterize, hCG hormonu aracılı bir hipertiroididir. hCG hormonu yapısal olarak TSH hormonuna benzer. Bu nedenle zayıf TSH-benzeri aktivitesi vardır. Hiperemezis gravidarum tüm gebeliklerin binde 1 ila 2’sinde görülür. Normal gebelere göre daha yüksek hCG ve östrojen hormonu seviyeleri vardır. Serum ST4 düzeyi genellikle hafif, bazen 4-6 kat artmıştır. Serum ST3 düzeyi ise genellikle normal olup yüzde 40 olguda artmış olup serum TSH düzeyi suprese yani düşüktür. Klinik tabloda önemli biyokimyasal hipertiroidiye rağmen hipermetabolizma belirti ve bulguları hafif veya yoktur (hafif çarpıntı, sıcak intoleransı, terleme, hiperdefekasyon, proksimal kas zafiyeti v.s). Fizik muayenede guatr ve oftalmopati gözlenmez. Gebeliğin 14 ila 20. haftaları arasında hastalık kendiliğinden iyileşir. Olguların yüzde 20’sinde hastalık süresi 20. haftayı geçer. TSH hormon düşüklüğü birkaç hafta daha devam edebilir. Antitiroid ilaç tedavisine gerek yoktur. Tedavide sıvı-elektrolit tedavisi uygulanır. Hiperemezis gravidarum ile gerçek hipertiroidi arasında kesin ayırım mutlaka yapılmalıdır” ifadelerini kullandı. (İHA)