Bilim insanları araştırdı: Bazı ilaçlar beslenme bozukluğu riskini artırıyor
Türk bilim insanları, yaşlılarda istem dışı çalışan bazı sinir sinyallerini engelleyici veya azaltıcı etkisi olan ilaç (antikolinerjik) kullanımı ile beslenme problemleri arasındaki ilişkiyi inceledi. Sonuçlar dikkat çekici...
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Ankara Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Geriatri Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet İlkin Naharcı, Prof. Dr. İlker Taşçı ve uzman Dr. Bilal Katipoğlu tarafından, antikolinerjik ilaç kullanımı ve beslenme problemleri ilişkisi incelendi.
Çalışmanın sonuçları, "Nutrition in clinical practice" isimli uluslararası dergide bilimsel makale olarak yayımlanarak, literatüre girdi.
Prof. Dr. Naharcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hastaneye yatırılan yaşlıların yaklaşık yüzde 70'ten fazlasında beslenme problemleri veya yetersiz beslenme durumu ile karşılaşıldığını söyledi.
İleri yaşlarda beslenme problemlerinin, enfeksiyon, kas erimesi, kırılganlık, düşme, kırık ve ölüm riskini artırdığının altını çizen Naharcı, bu durumun bu kişilerde hem mevcut sağlık sorunlarını artırdığını hem de tedavi ve hasta bakımına ilişkin maliyeti yükselttiğini vurguladı.
"YAŞLILARDA BESLENME, SAĞLIĞIN KORUNMASI İÇİN ÖNEMLİ"
Prof. Dr. Naharcı, yaşlılarda beslenmenin, sağlığın korunması için çok önemli olduğuna dikkati çekerek, beslenme problemlerinde istem dışı çalışan bazı sinir sinyallerini engelleyici veya azaltıcı etkisi bulunan antikolinerjik diye isimlendirilen ilaçların sık kullanılmasının etkili olduğunu söyledi.
Birçok reçeteli veya reçetesiz ilacın bu özelliği taşıyabildiğine işaret eden Naharcı, "Antikolinerjik özelliklere sahip ilaç örnekleri arasında alerji veya kaşıntı için kullanılan ilaçlar, depresyon ilaçları, tansiyon ve kalp ilaçları ve uyku ilaçları bulunmaktadır." bilgisini verdi.
İlaçların mutlaka hekim kontrolünde alınması ve ilaca devam edilip edilmeyeceğinin hekim tarafından ayarlanması gerektiğini belirten Naharcı, sözlerine şöyle devam etti:
"Antikolinerjik ilaçların bilinen önemli yan etkileri hafıza problemleri, baş dönmesi, uyku hali, kafa karışıklığı, ağız ve göz kuruluğu, idrar yapamama ve kalp çarpıntısıdır. Ayrıca düşme, günlük işleri yapabilme kabiliyetinde bozulma, daha yüksek hastaneye yatış ve ölüm oranları gibi olumsuz sonuçlarla da ilişkilidir. Bunlara ek olarak yemek alımını etkileyebilecek bulantı, kabızlık, iştah azalması, tat ve koku değişikliği de yapabildikleri gösterilmiştir."
"YAŞLILARDA İLAÇ KULLANIMI MÜMKÜN OLDUĞU KADAR EN AZA İNDİRİLMELİ"
Bilimsel çalışmaya ilişkin AA muhabirine bilgi veren Prof. Dr. Naharcı, normal yaşlanma ile ilişkili meydana gelen değişikliklerin yaşlı bireylerde beslenme bozukluğu riskini artırdığını söyledi.
Yetersiz beslenmenin yaşlılarda sık karşılaşılan bir durum olduğunu belirten Naharcı, bu durumun altında yatan sosyal, psikolojik ve organ yetmezliği, kanser, ilaçlar, yutma güçlüğü de dahil birçok tıbbi faktör bulunduğunu ifade etti.
Poliklinik takibinde olan hastalarla "Antikolinerjik İlaç Kullanımı ve Beslenme Problemleri İlişkisi" başlıklı yeni bir çalışma yaptıklarını da aktarar Naharcı, şunları söyledi:
"Çalışmamızda polikliniğimize başvuran hastaların yaklaşık dörtte birinde beslenme yetersizliği saptandı. En önemli bulgu olarak tıbbi literatürde ilk kez, yaşlılarda en az bir antikolinerjik ilaç kullanımının beslenme bozukluğu riskini iki kattan fazla arttırdığı tespit edildi. Sonuçları, uluslararası bilimsel dergide yayımlanan araştırma ile yaşlı bireylerde en az bir tane bu tür ilaç kullanımının beslenme bozukluğu riskini iki kattan fazla arttırdığı ortaya konmuş oldu. Hastaların üçte birinden daha fazlasında ise antikolinerjik ilaç kullanımı belirlendi."
İlaç sınıflarına göre, en sık hipertansiyon, depresyon ve idrar kaçırma tedavisinde kullanılan antikolinerjik özellikli ilaçların kullanıldığının belirlendiğini aktaran Naharcı, "Çalışma ile beslenme sorunu riski taşıyan yaşlı bireylerde antikolinerjik ilaçların kullanımının mümkün olduğu kadar en aza indirmeye çalışılması gerektiği sonucuna ulaşıldı." dedi. (AA)