Aile hekimlerine 'rapor' şiddeti
Düzce Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Arzu Yılmaz Şaşoğlu, aile hekimlerinden istenilen raporların sadece bir imzadan ibaret olduğunun düşünüldüğünü ve rapor vermeyen hekimlerin şiddete maruz kaldığını ifade etti.
Düzce Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Arzu Yılmaz Şaşoğlu, aile hekimlerinden istenilen raporların sadece bir imzadan ibaret olduğunun düşünüldüğünü ifade etti.
Arzu Yılmaz, "Sporcu, sürücü belgesi gibi ciddi konulardaki raporları bizlerin vermesi mümkün değil" dedi.
Aile hekimleri, kendilerinden yaklaşık 400 konuda sağlık raporu istenmesine tepki gösterdi. Düzce Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Arzu Yılmaz Şaşoğlu, düzenlenen raporların sürücü belgesi, sporcu lisansları gibi önemli konularda da kullanıldığını belirterek, "Günlük yüzde 20 ya da 25 oranında hastalar bize rapor istemiyle başvuru yapıyorlar. Bu şekilde başvuru yapan hastaların bir kısmı bize ne istediğini bilerek geliyor, sürücü belgesi ya da spor lisans raporları gibi raporlar istiyorlar.
Ancak bazı hastalar ne istedikleri dahi bilmeden bize başvuru yapıyorlar. Ne istediğini bilmeyen şahısların öncelikle ilgili kurumdan hangi konuda rapor alması gerektiğini öğrenmelerini ve bu konuda ne yapmamız gerektiğini öğrenmemiz lazım olduğunu söylüyoruz. Ancak bunu söylerken ciddi anlamda bir dirençle karşı karşıya kalıyoruz. En sık sorun yaşadığımız raporlar sporcu lisans raporları ile sürücü belgesi raporlarından kaynaklanıyor" dedi.
'BİZLERİN İLERİ TETKİK YAPMASI MÜMKÜN DEĞİL'
DHA'nın aktardığına göre; sürücü belgesi ve sporcu lisansı gibi raporlarda aile hekimlerinin detaylı tetkikler yapmasının mümkün olmadığını dile getiren Dr. Arzu Yılmaz Şaşoğlu, "Bildiğiniz gibi 29 Aralık 2015 tarihinde sürücü belgeleri ile ilgili kanun ve yönetmelik değişti. Artık daha detaylı inceleme, önceden sürücü belgesi almasında sakınca olmayan sağlık sorunlarının artık sürücü belgesi alınmasına engel teşkil ettiğini biliyoruz. Bu konuyla ilgili yönetmelik gayet açık ve net.
Kişi önce aile hekimine başvuru yapmak zorunda, aile hekimliğine başvuru yapan kişinin gerekli tıbbi muayenesi yapıldıktan sonra kişinin geçmiş sağlık durumuna göre, kullandığı ilaçlar, geçirdiği hastalıklar veya mevcut hastalıklarına göre değerlendirilmesi gerekiyor.
Ancak aile hekimliği sisteminde mevcut şartlara baktığımızda değerlendirmemizin çok mümkün olmadığı durumlar var. Örneğin belirtilen bir IQ düzeyi var. Bu IQ düzeyini bir psikiyatri uzmanına sevk ettiğimizde ileri tetkik ve testlerle tespit edildiği ortada. Ancak bunu bizim tespit etmemizi istiyorlar. Örneğin görme ya da işitme duyusuyla ilgili bizim tespit etmemiz isteniyor.
Bu durumda kişileri bir üst basamak olan devlet hastaneleri ya da üniversite hastanelerine sevk ettiğimizde kişi direnç gösteriyor. Çünkü o kişiler bu raporların bir imzadan ibaret olduğunu düşünüyorlar. İmzadan ibaret sandığı raporlar aslında hepimizin sağlık sorunudur. Onun yaşadığı bir epilepsi nöbeti ya da hiper tansiyona bağlı geçireceği bir vasküler sorun ya da bayılma bile ciddi bir sorun. Kocaman bir trafik kazasına neden olabilmektedir" diye konuştu.
'RAPOR VERMEYEN HEKİMLER ŞİDDETE MARUZ KALIYOR'
Rapor konusunun hastalar ve hekimler arasında da ciddi problemlere neden olduğunu dile getiren Düzce Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Arzu Yılmaz Şaşoğlu, "Sonuçta daha önceden olmuş ya da olmamış veya şahsa 'bunu imzalat gel bu önemli bir evrak değil dosyada bulunsun diye istiyoruz' denilen evrak şüphelendiğimiz bir durumda hastayı bir üst basamağa sevk ettiğimizde, üst basamağa gittiğimizde SGK bu muayeneyi kabul etmiyor ve ücreti bu kişilerden temin ediyor. Kişilerde hem vakit hem de ücret harcamamak adına bu kez bize sözlü ya da fiziksel şiddet uyguluyorlar. Ne yazık ki bu durumdan dolayı şiddet gören hekimlerimiz var" ifadelerini kullandı.