Migreni olanlar dikkat! İşte Migrenle başa çıkmanın yolları
Prof. Dr. Nebil Yıldız, migren hastalarının dikkat etmesi gerekenleri anlattı.
Prof. Dr. Nebil Yıldız, migren hastalarının dikkat etmesi gerekenleri anlattı.
Birçok insanın en büyük dertlerinden olan migren ağrılarından, düzenli beslenme, egzersiz ve yaşam şeklinde yapacağınız değişikliklerle kurtulabilirsiniz.
Herkes için tek bir migren tipi olmadığını ve hastalığın farklı özellikler taşıyabileceğini söyleyen Liv Hospital Ulus Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Nebil Yıldız dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.
MİGRENLE BAŞA ÇIKMA YOLLARI
Migren Türkiye’de ve dünyada en sık görülen hastalıklar arasında. En sık 25-55 yaş aralığında görülmekle birlikte çocuklarda da, daha yaşlı hastalarda da görülebiliyor. Birçok insanın en büyük dertlerinden olan migren ağrılarından, düzenli beslenme, egzersiz ve yaşam şeklinde yapacağınız değişikliklerle kurtulabilirsiniz.
Herkes için tek bir migren tipi olmadığını ve hastalığın farklı özellikler taşıyabileceğini söyleyen Liv Hospital Ulus Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Nebil Yıldız dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.
Kusma da görülebilir
Migren tekrarlayıcı, zonklayıcı, şiddetli yarım baş ağrıları olarak bilinir. Ancak iki yanlı, sıkıştırıcı ya da basınç şeklinde de olabilir. Üçte bir migrenlide kusma görülür, yüzde 30-40 kadarında da baş ağrısı iki yanlıdır. Haftada ya da ayda bir/birkaç kez daha sık ya da daha seyrek ataklarla gelebilir, ancak yüzde 5 kadar olguda, hemen her gün baş ağrısı olabilir.
Ağrı öncesinde bazı belirtiler olabilir
Migrenliler saatler ya da 1-2 gün öncesinde, kendilerinde prodrom denilen farklılıklar ve hemen öncesinde aura denilen bazı belirtiler fark edebilirler. Prodrom, sıcak soğuk algısında değişiklik, susama, sık idrara çıkma, iştah değişikliği, midede kazınma, esneme, ses/ışık/koku hassasiyeti, kabızlık, çabuk sinirlenme ya da durgunluk, yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü şeklinde fark edilebilir.
Ağrı sonrasında saatler ve gün içinde de prodroma benzer belirtilerle karşılaşabilirler. Aura ise bazı ağrıların hemen öncesinde, başlangıcında ya da içinde genellikle 1 saatten uzun, nadiren daha uzun görme alanında bulanma, kararma, ışıklar, zigzag, geometrik şekiller, görüntülerde küçülme, büyüme, hayal görme, yüzde elde vücut yarısında uyuşma, iğnelenme, denge kaybı, baş dönmesi, bayılacak gibi olma, çift görme, şaşkınlık, konuşma – anlamada – düşünmede güçlük, tuhaf kokular duyma yaşanabilir. Bazen bunlar ağrı olmaksızın olabilir.
MİGREN ATAKLARINA KARŞI GARDINIZI ALIN
Aç kalmayın, öğün atlamayın, düzenli yemek yiyin.
Bol sıvı tüketin. Kahve, alkol ve tatlandırıcı içeren içeceklerin tüketimini sınırlayın. Az miktarda kahve baş ağrısı başlangıcında olumlu etki yapabilir, ağrı kesici etkisini artırabilir ancak miktar arttıkça olumsuz etkiler görülebilir.
Sürekli ağrı kesici kullanmayın. Bu durum alışkanlık yaratabilir, ilaç alınmadığında “İlaç aşırı kullanım baş ağrısı” denilen baş ağrıları gelişebilir.
Düzenli uyuyun. Yatağa gitmeden önce çok TV izlemeyin, bilgisayar kullanmayın, her gün aynı saatte kalkın (Kendi ortalamanızı bulun, 7-9 saat)
Her gün temiz hava alın ve düzenli egzersiz yapın.
Parlak ışıklardan, güneş ışığından korunun.
Çalışırken dinlenme molaları verin.
Gerginlik durumlarında rahatlama tekniklerini kullanın. Ağrınızın büyüklüğünü hayal edin ve her nefeste azaldığını düşünün, tekrar büyüse de denemeye devam edin, kaslarınızı gevşetin, hoş anılarınızı hatırlayın.
Ağrı kesicinizi erken, başladığını düşündüğünüz anda alın. Işığı azaltın, mümkünse karanlık bir odaya geçerek dinlenin. Baş ağrınız geçene kadar uyumaya/dinlenmeye devam edin.
Güçlü kokulardan uzak durun.
Allerjik rinit ya da astım gibi diş iltihabı ya da sinüzit gibi rahatsızlıklarınız varsa bunların tetikleyici rolü olabilir, çözüm yoluna gidin.
Rüzgar ve soğuktan kendinizi koruyun.
Şikayetleriniz varsa mutla nöroloji uzmanını görünün, tedavi ile bu rahatsız edici hastalık geriler, kontrol altına alınır. Klasik yöntemler genellikle yeterlidir ancak yeterli olmadığı hallerde migren botoksu, sinir blokajları, sinir uyarıcıları ve anti CGRP tedavi seçenekleri ile başarılı sonuçlar alınabilir.