Gebelik şekerine dikkat! Ani düşüklere yol açıyor
Dahiliye Uzmanı Dr. Güzin Oğuz Yıldırım, gebelik şekeri hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
Dahiliye Uzmanı Dr. Güzin Oğuz Yıldırım, gebelik şekeri hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
Gebelik ve şeker hastalığı, aynı dönemde görülmesi durumunda birbirini olumsuz yönde etkiliyor. Tüm dünyada artan diyabetik gebelik vakalarının anne ile birlikte bebeği de etkisi altına aldığına dikkat çeken uzmanlar; gebelik şekerinin; annede ani düşük, hipertansiyon, vb. problemlere yol açmasının yanı sıra, anne karnındaki bebekte de kalp, sinir sistemi, sindirim sistemi, idrar yolu gelişme problemleri gibi birçok soruna neden olduğunu belirtti.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Güzin Oğuz Yıldırım, gebelik şekeri hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
Obezite artışı ile diyabetik gebelik de artıyor
Gebelik ve diyabet, bir kadında aynı anda birlikte bulunduğu zaman, birbirini olumsuz yönde etkileyen durumlardır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de diyabetik gebelik vakaları artmaktadır” diyen Uzm. Dr. Güzin Oğuz Yıldırım, bu artışın en önemli nedenlerini şöyle sıraladı:
1.”Tip 1 diyabetli kadınların yaşam beklentisi ve yaşam kalitesindeki artış,
2.Obezite nedeniyle tip 2 diyabet sıklığının artması ve giderek daha genç yaşlara inmiş olması,
3.Obezite artışı ile birlikte gebelik diyabeti sıklığının artmasıdır.”
Gebelik şekerinin belirtileri, normal diyabetten farklı
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Güzin Oğuz Yıldırım, “İlk kez gebelikte genellikle 2. veya 3. trimesterde (3’er aylık dönem) ortaya çıkan ve gebelik süresince devam eden kan şekeri yüksekliği, ’gebelik diyabeti’ veya ‘gestasyonel diabetes mellitus (GDM)’ olarak adlandırılırken; tip 1 veya tip 2 diyabetli bir kadında gebelik hali, ’gebelikte diyabet’, ’gebelikte aşikar diyabet’, ‘pregestasyonel diyabet’ veya ‘pregestasyonel diabetes mellitus (PGDM)’ olarak tanımlanır. Gebelik sırasında görülen diyabet vakalarının büyük çoğunluğunu GDM vakaları oluşturur” dedi.
“Gebelik şekerinde, diyabet hastalarında görülen çok su içme, sık idrara çıkma, ayaklarda uyuşmalar ve hızlı kilo kaybı gibi verebileceğimiz belirgin bir şikâyet tarif edemeyiz” diyen Yıldırım,
“Çünkü gebeliğin doğal sürecine bağlı olarak kadınlarda bu şikâyetler gelişebilmekte ve şeker hastalığı belirtisi mi yoksa gebelik şikâyetleri mi ayırt etmek mümkün olmayabilir. O nedenle gebeliğin anne ve bebek için oluşturduğu riskler, dünya gebelikte şeker sıklığı göz önüne alınarak gebeliğin 24-28. haftaları arasında tarama testleri uygulanmakta, ek risk faktörleri tespit edilen gebelerde ise daha erken kan şekeri takiplerine başlanabilmektedir” şeklinde konuştu.
Gebelik şekeri, ani düşüklere yol açıyor
Dahiliye Uzmanı Güzin Oğuz Yıldırım, gebelik şekerinin oluşturduğu riskleri şöyle ifade etti:
“Anne açısından riskler: Ani düşük, hipertansiyon, diyabete bağlı göz ve böbrekte gelişen hastalıklarda ilerleme, sık idrar yolu enfeksiyonları, ani kan şekeri düşüklükleri, ilerleyen yıllarda obezite ve şeker hastalığı gelişmesi.
Gebelikte ‘fetüs’ olarak adlandırılan bebek açısından riskler: Kalp, sinir sistemi, sindirim sistemi, idrar yolu gelişme problemleri, kromozomal gelişim hataları, anne karnında ölüm, yarık damak dudak vb.
Gebelikte beslenme düzeni, büyük önem taşıyor
“Gebelik süresince esas olan beslenme düzeninin sağlanmasıdır” diyen Yıldırım, Gebelik diyabeti olan kişilerin beslenmesi hakkında şu önerilerde bulundu:
“Gebe diyabetlinin günlük kalori ihtiyacı olması gereken ideal ağırlığa göre; obez diyabetlilerde 24 kkal/kg, obez olmayanlarda ilk 3 aylık dönemde (trimester) 30 kkal/kg ve ikinci 3 aylık dönemden itibaren 35 kkal/kg olacak şekilde hesaplanır. İkinci trimesterde 340 kkal/gün, emziklilikte 450 kkal/ gün ek enerji alımı önerilir.
Yeterli enerji alımı sağlanmalı
Gebelikte uygun ağırlık artışını sağlayacak yeterli enerji alımı sağlanmalıdır. Gebelerde zayıflama diyetleri önerilmez; ancak fazla kilolu veya obez gebelik şekeri olan kadınlar için hafif-ortaderecede enerji ve karbonhidrat kısıtlaması uygun olabilir. Günlük total kalorinin (enerjinin) besin bileşenleri hesaplanır. Total enerjinin %45-50’si karbonhidrattan (minimum 175 g/gün), %18-20’si proteinlerden (miktar: 1-1.5 g/kg/gün, minimum 71 g/gün), %30-35’i yağlardan (40-60 g/gün) sağlanmalı, ayrıca beslenme programında yeteri kadar posa (28 g/gün) yer almalıdır.
Öğün sayısı 3 ana, 4 ara öğün olarak planlanmalı
Öğün sayısı 3 ana, 4 ara öğün olmak üzere toplam 7 öğün olarak planlanmalı ve kahvaltıda günlük kalori ihtiyacının 3/18’i, öğle yemeğinde 4/18’i, akşam yemeğinde 4/18’i verilmelidir. Gün boyunca üç kez, her birinde günlük kalori ihtiyacının 2/18’i verilerek ve yatmadan önce de bir kez, günlük kalori ihtiyacının 2/18’ini kapsayan ara öğün yapılmalıdır. Gebelikte sabah glukoza tolerans azalmış olduğundan kahvaltıda karbonhidrat alımı <45 g olmalıdır.
Mikrobesin ögeleri: Diyabetli gebeye demir (18 mg/gün), folik asit (0.4-1 mg/gün), kalsiyum (1200 mg/gün), iyot 100-150 μg/gün ve 25OH-D vit (1000 U/gün) ile vitamin ve mineral desteği verilmelidir.
Ağırlık artışı: Gebelik süresinde kilo artış hızı ilk trimesterde 1-2 kg, 2. Trimesterden itibaren haftada 250-500 g olmalı ve toplam kilo artışı 10-12 kg’ı aşmamalıdır. Alternatif olarak gebelik boyunca alınacak kiloyu gebelik öncesindeki Beden Kitle İndeksi (BKİ) değerlerine göre belirleme eğilimi vardır. Gebelik öncesi BKİ: 18.6-24.9 kg/m2 ise gebelik boyunca 11.5-16 kg ağırlık artışı, BKİ: 25-29.9 kg/m2 ise 7-11.5 kg ağırlık artışı, BKİ: ≥30 kg/m2 ise 5.5-10 kg ağırlık artışı önerilmektedir.”
Kimler risk grubunda?
Dahiliye Uzmanı Dr. Güzin Oğuz Yıldırım, gebelik şekeri için risk grubunda olanları şöyle sıraladı:
1.“Genetik ırksal yatkınlığı,
2.Ailede şeker hastalığı,
3.Kısa boylu,
4.Düşük doğum kilosu,
5.Çoklu gebeliği (ikiz,üçüz),
6.İdrardan şeker atan (glukozüri),
7.Daha önceden insülin direnci tespit edilen,
8.Psikiyatrik ilaç kullanan (antipsikotik ilaçlar), kortizol kullanan,
9.Obez,
10.Kırmızı işlenmiş et ağırlıklı beslenen,
11.Hareketsiz yaşamı olan,
12.Ani hızlı fazla kilo artışı olan,
13.PCOS (çoklu kistik yumurtalık sendromu) olan,
14.Hipertansif,
15.Geçmiş doğumlarında kilolu bebek doğumu (4.5 kg ve üzeri), ölü doğumu olan,
16.Geçmiş gebeliklerde gebelik şekeri teşhisi konulan kişiler, risk grubundadır.”
Doğum sonrası bebekler de etkileniyor
Uzm. Dr. Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı: “Gebelik şekeri, anne ve anne karnındaki bebeği etkilediği gibi doğum sonrası bebekleri de şu şekilde etkilemektedir: Erken doğum ve buna bağlı gelişebilecek hastalık riskleri, sezeryan ve normal doğum esnasında gelişebilecek hasarlar, doğumsal anormal gelişim hastalıkları, kan şekeri düşüklüğü, sarılık, mineral bozuklukları, kalp hastalıkları, bebek ölümü, ilerleyen yıllarda obezite ve tip 2 diyabet hastalığı.”