Türk Eczacıları Birliği'nden antibiyotik uyarısı!
Türk Eczacıları Birliği, akılcı ilaç kullanımına ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada, gereksiz ilaç kullanımının yarattığı sağlık ve ekonomik sorunların altı çizildi ve bu sorunların engellenmesi adına çözüm önerileri paylaşıldı.
Türkiye ve dünyanın pek çok ülkesinde akılcı ilaç kullanımına ilişkin uyarılar yapılıyor.
“OECD ülkelerinde günlük antibiyotik kullanım miktarı ortalama 20,8 iken Türkiye'de bu oran 40,6'dır.” açıklamasını yapan Türk Eczacıları Birliği, doğru ilaç kullanımının altını bir kez daha çizdi:
Basına ve kamuoyuna,
Yanlış, bilinçsiz ve gereksiz ilaç kullanımı, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de halk sağlığını tehdit eden sorunlardan biri. Dünya Sağlık Örgütü'nün verileri; ilaçların yüzde 50'sinden fazlasının uygun olmayan şekilde reçetelendirildiğini, temin edildiğini, satıldığını ve hastaların ilaçlarını doğru şekilde kullanmadığını gösteriyor. Küresel bir sorun olan akılcı olmayan ilaç kullanımı; hastalıkların tekrarlaması/uzaması, ilaçların hastaya zarar verme riskinin artması, bazı ilaçlara karşı direnç gelişmesi, hastanın ilaç bağımlısı olması, ilaçların yanlış kullanılması, etkileşim riski bulunan ilaçların bir arada kullanılması, kaynakların gereksiz kullanımı gibi pek çok tıbbi ve ekonomik sorunu da beraberinde getiriyor.
ANTİBİYOTİK DİRENCİ HALK SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR
Akılcı olmayan ilaca dair akla ilk gelen konulardan birisi de yanlış, gereksiz ve aşırı kullanımdan kaynaklı antibiyotik direncidir. Küresel halk sağlığı açısından bakıldığında önlem alınmadığı takdirde 2050 yılında antibiyotik direncine bağlı olarak her yıl 10 milyon kişinin hayatını kaybedeceği öngörülmekte. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de antibiyotik direncine ilişkin kampanyalar yürütülüyor. Ülkemizde son yıllarda Sağlık Bakanlığı'nın akılcı antibiyotik kullanımına ilişkin yaptığı kampanyaları takip ediyor ve destekliyoruz. Bu kampanyaların da yardımıyla akılcı olmayan antibiyotik kullanımında son yıllara oranla düşüş olsa da hâlihazırdaki oranların, istenen düzeyde olmadığını söylemek mümkün. 2018 verilerine göre OECD ülkelerinde günlük antibiyotik kullanım miktarı ortalama 20,8 iken Türkiye'de bu oran 40,6'dır.
SAĞLIK OKURYAZARLIĞI İSTENEN SEVİYEDE DEĞİL
Sağlık okuryazarlığının düşük olması akılcı ilaç kullanımının önündeki en büyük engellerden birisidir. Dünya Sağlık Örgütü, sağlık okuryazarlığını “Sağlıklı olma halinin sürdürülmesi ve geliştirilmesi yolunda bireylerin bilgiye erişim, bilgiyi anlama ve kullanma yeteneği ile motivasyonunu belirleyen bilişsel ve sosyal beceriler” olarak tanımlamıştır.
Bir toplumdaki yetersiz sağlık sonuçlarının ortaya çıkışının, söz konusu toplumdaki sağlık okuryazarlığının düzeyi ile ilişkili olduğu unutulmamalı; düşük sağlık okuryazarlığının, sağlık harcamalarında artışı, sağlıkta eşitsizliği, koruyucu sağlık hizmetlerinde yetersizliği beraberinde getirdiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Etkin ve etkili ilaç kullanımı, çağdaş eczacılığın en önemli ögelerindendir. Halka en yakın sağlık danışmanı olarak ülkenin her yerinde hizmet veren eczacılarımız; düşük seviyedeki sağlık okuryazarlığının yol açabileceği olumsuzluklara karşı ilacın akılcı kullanımı, tedavi sürecinin yönetimi, toplum sağlığının korunması noktasında önemli roller üstlenmektedir.
Buna bağlı olarak reçetesiz ilaç konusunun ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak karşımızda durduğunu hatırlatmakta fayda var. Reçetesiz ilaç kategorisinin genişletilmesi beraberinde reklamı ve ilaçların eczane dışına çıkmasını getirecektir. Bunun yanı sıra ilacın gelişigüzel, uygunsuz, akılcı ilaç ilkelerine aykırı şekilde kullanımına neden olacak ve kamu ilaç harcamalarının artmasına sebebiyet verecektir. Sağlık parametrelerinde ciddi bir tahribata yol açacak olan bu durumu düzeltmek için de daha fazla harcama yapılması gerekecektir.
SAĞLIK PROFESYONELLERİ İŞ BİRLİĞİ İÇİNDE OLMALIDIR
Akılcı ilaç kullanımı; ilaç politikalarının belirlenmesinden başlayan, ilacın üretiminden dağıtımına, hekimin reçetelendirmesinden eczaneden temin edilmesine, saklanma koşullarından imhasına uzanan bir süreci kapsamaktadır.
Hekimin yönlendirmesi olmadan, eczacıya danışılmadan yürütülen tedavilerin yarardan çok zarar vereceği, tedavinin kişiye özgü olduğu kamuoyuna etkili bir şekilde anlatılmalıdır. İlacın doğru kullanılmadığı takdirde istenmeyen pek çok sonuca yol açacağı unutulmamalı; kimyasal ya da bitkisel kökenli tüm ilaçlar, yalnızca ilacın uzmanı olan eczacıların danışmanlığında halka ulaştırılmalıdır.
Söz konusu sorunlarla mücadele etmek için akılcı ilaç kullanımını sağlayacak politikaların ve uygulamaların bir an evvel hayata geçirilmesi gerekmektedir. Sağlığa ayrılan bütçenin yetersiz olduğu, sağlıkta cepten harcamaların giderek arttığı, sağlık okuryazarlığının düşük olduğu toplumumuzda akılcı ilaç kullanımını sağlamak adına başta hekimler ve eczacılar olmak üzere tüm sağlık profesyonelleri, sağlık otoritesi, meslek örgütleri ve üniversitelerin iş birliği halinde çalışması elzemdir.
Temelde her ilaç toksik bir maddedir ve uygunsuz kullanıldığında ölümle dahi sonuçlanabilecek ciddi hasarlar oluşturabilir. Öte yandan bilinçli ve uygun kullanıldığında ise insan ve toplum sağlığının sürdürülebilmesi, geliştirilebilmesi adına vazgeçilmezdir.
Türk Eczacıları Birliği olarak bu bilinçle hareket ediyor; ülkemizin her yerinde kesintisiz sağlık ve ilaç danışmanlığı hizmeti veren, akılcı ilaç kullanımına öncülük eden meslektaşlarımızla gereksiz ilaç kullanımının önüne geçiyor, toplum sağlığına ve kamuya katkı sunmaya devam ediyoruz.