DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı: Bir seçeneğimiz var o da tek adamı göndermek
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, tek seçeğin, Erdoğan'ı göndermek olduğunu söyleyerek, “Tam bir haftada 35 bin oyu, yükseltebilirsek her iki bölgede de 70 bin oyu sandığa götürmenin sözünü veriyoruz" dedi.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “28 Mayıs seçimlerinde vereceğimiz karar, ülkemizi hangi cumhurbaşkanının yöneteceğinden ibaret değildir. Bu sandık, bizim için esas olarak, adaleti ve demokrasiyi ağır biçimde tahrip eden, ülkeyi şirket gibi yöneterek milyonları enkaz altında bırakan, otoriter başkanlık sistemini değiştirmek için bölünmeden, parçalanmadan birlik olacağımız sandıktır… Bizi içine hapsetmeye çalıştıkları karanlığı yırtacağız. Şimdi eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik, bilimsel bir ülke yönetimine hiç olmadığı kadar ihtiyacımız ve bunun gerçekleşmesi için bir seçeneğimiz var. O da tek adamı göndermektir” dedi.
DİSK Ege Bölge Temsilciliği, “Bu bir tercih değil, bu senin geleceğindir” sloganıyla bugün düzenlediği basın toplantısında, pazar günü yapılacak olan cumhurbaşkanı seçiminde destekleyeceği adayı açıkladı. Basın toplantısına, DİSK Ege Bölge Temsilciliği’ne bağlı sendikaların başkanları ve üyeleri de katıldı.
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, şunları söyledi.
“Her seçim dönemi siyasi partiler, tüm topluma, özellikle de nüfusun dörtte üçünü oluşturan biz emeği ile yaşayanlara vaatlerde bulunurlar. İşçiler de bu vaatlere göre kararlar verirler. Emek açısından AKP döneminin ve özellikle de başkanlık rejiminin yarattığı tahribat ortadadır. İnsanca çalışmamız ve insanca yaşamamız bir yana, hayatta kalmamızı bile sağlamaktan çok uzak bir düzenle karşı karşıyayız. Ancak her şeyden önemlisi, AKP’li yıllar boyunca işçilerin haklarını, hukuklarını koruyabileceği, savunabileceği tüm mekanizmaların adım adım ortadan kaldırılmış olmasıdır. Sendikalaşma büyük baslı altına alınmış, grev yasaklamak övünç vesilesi haline getirilmiş, en basit toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı bile oldukça daraltılmış, adalet saraylarında işçi hakkı aranamaz olmuştur. Kısacası işçi sınıfının hakkını, hukukunu korumak için kullanabileceği tüm demokratik mekanizmalar ağır tahribata uğramıştır.
“BİR SEÇENEĞİMİZ VAR. O DA TEK ADAMI GÖNDERMEKTİR”
28 Mayıs seçimlerinde vereceğimiz karar, ülkemizi hangi cumhurbaşkanının yöneteceğinden ibaret değildir. Bu sandık, bizim için esas olarak, adaleti ve demokrasiyi ağır biçimde tahrip eden, ülkeyi şirket gibi yöneterek milyonları enkaz altında bırakan, otoriter başkanlık sistemini değiştirmek için bölünmeden, parçalanmadan birlik olacağımız sandıktır. 28 Mayıs’ta, işte tam da bu köhnemiş düzene karşı bizler buradayız, bir aradayız. İnsan hakları, barış ve sosyal adalet, örgütlenme özgürlüğü, sendikal haklar ve insan onuruna yaraşır koşullarda yaşayabilmek için azim ve kararlılıkla kavgamızı sürdüreceğiz. Bizi içine hapsetmeye çalıştıkları karanlığı yırtacağız. Şimdi eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik, bilimsel bir ülke yönetimine hiç olmadığı kadar ihtiyacımız ve bunun gerçekleşmesi için bir seçeneğimiz var. O da tek adamı göndermektir.”
“HEDEFİMİZ 35 BİN OYU SANDIĞA GÖTÜRMEK”
Bir hafta boyunca saha olacaklarını belirten Sarı, konuşmasının sonunda şunları söyledi:
“Tam bir haftada 35 bin oyu, yükseltebilirsek her iki bölgede de 70 bin oyu sandığa götürmenin sözünü veriyoruz. Oy ve Ötesine karşı bir linç kampanyası yürütülmekte. O yüzden, oylara sahip çıkmak için elimizde müşahit kartları var. ‘Her sandıkta 5’ diyorlar ama biz 10 oluruz, 20 oluruz. Tek bir oyumuzu heba etmemek için müşahit kartları da DİSK’lilerin elinde olacak ve bu sayede sandıklarımızı güvence altına alacağız.”
Kaynak: ANKA