Erdoğan: Onlar ne kadar Kürtse biz o kadar Türküz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Demirtaş'ı hedef alarak "51 Kürt kardeşimizi bunlar öldürdü mü? Onlar da Kürt'tü. Bunların derdi Kürt falan değil. Onlar ne kadar Kürtse biz o kadar Türküz" diye seslendi.

Erdoğan: Onlar ne kadar Kürtse biz o kadar Türküz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kocaeli Şehir Hastanesi ve Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Toplu Açılış Töreni'nde konuştu.

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı hedef alan Erdoğan, "Edirne'de olan bir Selo var ya... 51 Kürt kardeşimizi bunlar öldürdü mü? Hatta bu gençlerin üzerinden arabayla geçtiler. Bunları bu şekilde öldürdüler. Onlar da Kürt'tü. Siz hani Kürtlere kıymet biçiyordunuz ne oldu? Bunların derdi Kürt felan değil. Açık söylüyorum onlar ne kadar Kürt ise biz o kadar Türküz böyle bir durumumuz var" ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

"Bugün yine adı koca, gönlü yüce tabiatın ve tarihin şehri Kocaeli'nin tüm güzel insanlarına buradan selamlarımı gönderiyorum. Açılışını yapmak üzere bir araya geldiğimiz elhamdülillah Kocaeli Şehir Hastanemiz ile diğer yatırımların hayırlı olmasını diliyorum. Bay bay Kemal sen hayatında böyle hastane gördün mü? Senin SSK genel müdürü olduğun zaman hastanelerimizin hali ortadaydı. Rahmetli Savaş Ay hayatta olsaydı da onunla yaptığı programları bir daha görseydik. Neydi o hastanelerimizin hali, neydi o kepazelikler. Hastanelerde hastalarımız rehin alınır veya rehine alınır oralarda ölürlerdi. Hatırlıyorsunuz o günleri değil mi? O zaman SSK'nın başında bay bay Kemal vardı. Bunlara bu vatan teslim edilir mi?

ONLAR NE KADAR KÜRT İSE BİZ O KADAR TÜRK'ÜZ: Hele hele kardeşlerim Kandil'e bu ülke teslim edilir mi? Terör örgütüne bu ülke teslim edilir mi? İşte dün Diyabakır'daydık. Diyarbakır'da orada vatandaşlarımızın bize yakarışlarını gördük. Ne dediler biliyor musunuz? 'Başkanım, ne olur bizi bunların eline bırakmayın.' Siz bizi bırakmadıktan sonra biz sizi bırakır mıyız? Biz bunların nemenem olduğunu biliyoruz. Kandil bizim Diyarbakır annelerimizin yavrularını kaçırdı mı? Hatta Diyarbakır'da bu şimdi Edirne'de olan bir Selo var ya... 51 Kürt kardeşimizi bunlar öldürdü mü? Hatta bu gençlerin üzerinden arabayla geçtiler. Bunları bu şekilde öldürdüler. Onlar da Kürt'tü. Siz hani Kürtlere kıymet biçiyordunuz ne oldu? Bunların derdi Kürt felan değil. Açık söylüyorum onlar ne kadar Kürt ise biz o kadar Türk'üz böyle bir durumumuz var. Biz Kürt'ü, Türk'ü, Laz'ı, Çerkes'i, Abazası, Boşnak'ı ile tüm kardeşlerimizi yaradılanı severiz yaradandan ötürü anlayışı ile seviyoruz. Bizde ayrım yok. Bizde bölücülük yok.

ARTIK HASTALARINIZI CLEVELAND'A GÖNDERMEYİN: Bugün Kocaeli Şehir Hastanemiz Allah'a hamdolsun bin 218 yatağı ile deprem izolatörlü modern inşası ile her türlü imkana sahip birimleri ile gerçekten şu anda bakıyorum iftihar ediyorum. Rabbime hamdolsun bize böyle bir hastaneyi Kocaeli'mize de yapmayı nasip etti. Ben şimdi buradan sesleniyorum. Ülkemizin parası olanlarına artık hastalarınızı Cleveland'a göndermeyin işte Cleveland burada. Doktorsa elhamdülillah doktorlarımız da onlardan geri değil. Modernite ise burada. Hasta bakıcısıyla bütün elemanlarıyla muhteşem bir hastane.

DALGASINI GEÇTİKLERİ TEMELİN ÜZERİNDE HASTANE AÇILDIĞINDA ÖZÜR DİLEME ONURUNU GÖSTEREBİLECEK Mİ?: Şimdi sırada İzmir var. İzmir'i de inşallah bayram öncesi yetiştirmeye çalışacağız. Orayı da açacağız. İstanbul'da Çam Sakura muhteşem bir hastane. 45 günde o Covid'in olduğu dönemde Atatürk Havalimanı'na tuttuk Murat Dilmener Hastanesi'ni yaptık. Pakize Öz Hastanesi'ni Anadolu Yakası'nda yine 45 günde yaptık. Türkiye'yi sağlık alanında sadece kendi vatandaşlarına hizmet etmekle kalmayıp küresel bir cazibe merkezine dönüştürmekte kararlıyız. Bugün dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın vatandaşlarımız sağlık hizmetleri için ülkesini tercih ediyor. Aynı şekilde yabancıların ülkemize olan ilgisi de giderek artıyor. Sağlık alanında kurduğumuz örnek alt yapının, yaptığımız sistem reformunun, halen güçlendirmeyi sürdürdüğümüz insan gücünün kıymetini milletimiz gayet iyi biliyor. Buna karşılık muhalefet her gün yeni bir yalan ve iftira ile bu hizmetlere, bu eserlere saldırmayı sürdürüyor. Geçtiğimiz haftalarda Hatay'da inşasına başladığımız hastanenin temelinden bir fotoğraf karesi ile kendi aklınca bizi ters köşe yapmak isteyen bir kendini bilmez vardı. İşte o hastane inşallah 1,5 ay içinde hizmete girecek. Bakalım dalgasını geçtikleri temelin üzerinde yükselen hastane açıldığında bunu yapanlar çıkıp milletimizden özür dileme onurunu gösterebilecek mi?

HİZMET ETMEK ÖYLE HER BABAYİĞİDİN HARCI DEĞİLDİR: Biliyorsunuz CHP genel başkanının kariyerinin önemli bir bölümü de şehir hastaneleri ile uğraşmakla geçti. Salgın ve deprem dönemlerinde bu hastanelerin ne kadar hayati öneme sahip olduğunu hep beraber gördük. Türkiye asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin yükünün altından devletinin gücü, kurumlarının kapasitesi, insanlarının fedakarlığı sayesinde ayağa kalktı. Sanıyorlar ki bu işler kendi kendine oluyor. Kendi kendine yürüyor. Türkiye'nin 21 yılda elde ettiği demokrasi ve kalkınma kazanımlarına bakarak esip gürlüyorlar. Halbuki bu ülkede eser bırakmak, hizmet etmek öyle her babayiğidin harcı değildir. Şayet öyle olsaydı bizden önceki on yıllar boyunca Türkiye eser ve hizmet hasreti çekmezdi. Geçtiğimiz 20 yıla sığdırdığımız asırlık yatırımlar daha öncesinden yapılır bugün Türkiye bambaşka bir yerde olurdu. Fakat eski Türkiye'nin düzeni buna uygun değildi. Arada rahmetli Menderes ve Özal gibi gayret sahibi liderler çıkmış olsa da düzen ülkemizin geri bıakılması, milletimizin baskı ve zulümle potansiyelinden uzak tutulması üzerine kuruluydu. Biz işte bu köhne düzeni değiştirdik. Milletimizin emanetini yere düşürmemek, mazlumların umutlarını diri tutmak için 21 yıldır her gün işte bu mücadeleyi verdik. Unutmayın kaderin üstündeki kadere olan imanımızla önümüze çıkan hiçbir engele, kurulan hiçbir tuzağa, maruz kaldığımız hiçbir saldırıya aldırmadan yürüdük. Ne diyor şair, yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan. Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan'dan. Bu inançla gözümüzü hedeflerimizden bir an bile ayırmadık.

NE ARARSAN BULUNUR DERDE DEVADAN GAYRI: Her gün yeni bir mücadelenin içindeyiz. Bu mücadele 14 Mayıs'ta Türkiye Yüzyılı'nın müjdesini milletimize dostlarımıza ve tüm insanlığa verme mücadelesidir. Hazır mıyız buna? Siz hazırız derseniz bu iş biter. Attığımız her adımda olduğu gibi Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun da önüne türlü türlü engeller çıkarmak için çalışıyorlar. Ne yaptı bu muhalefet? 7'li bir masa kurdular, kumar masası, yetmedi PKK'sından FETÖ'suna tüm terör örgütleriyle anlaştılar. O da yetmedi emperyalistlerin, tefecilerin desteğini aldılar. Dikkat ederseniz bu koalisyonda her şey var. Ne ararsan bulunur derde devadan gayrı. Ama milletin kendisi yok. Vizyon zaten yok. Program deseniz bunların aklı o kadarına zaten ermez. Proje diye ortaya koydukları şeylerin de yarısı yalan, yarısı yanlış konular. Bir kısmı da bizim zaten yaptığımız işler. Bunların yaptığı bir şey yok. Ne eğitimde, ne sağlıkta, ne adalette, ne emniyette, ne ulaşımda, ne tarımda, ne diplomaside, ne uluslararası münasebetlerde bunların yaptığı bir şey yok. Dolayısıyla bunların ülkeye ve millete herhangi bir vaatleri bulunmuyor.

MAVİ BONCUK DAĞITTIKLARI HERKESE BAKANLIK VERDİLER: Tek yapacakları iş, ortaklarının altlarına birer Cumhurbaşkanı Yardımcılığı koltuğu çekmek. Mavi boncuk dağıttıkları herkese bakanlık vermek. Kamudan atılan teröristleri yeniden devlete doldurmak. Hazineyi tam takır edip ülkeyi yeniden işçi, memur ve emekli maaşı ödeyemez hale getirmek. Bunlar geçmişte bunu yaptılar hatırlayın. Bunları ödeyebilmek için Türkiye'yi tekrar eski hazinenin başındakiyle beraber şu anda bir sözcüleri var ya otelde kapalı kapılar arkasında IMF ile görüştüler. Peki biz ne yaptık? Şu anda masanın etrafında olanların bir tanesi benim bir zamanla bakanımdı. Hatırlıyorsunuz değil mi? Şimdi Davos'ta oturduk IMF'nin başındaki ile konuşuyoruz. O şimdi Altılı Masa’nın etrafında olan kişi de o zaman benim bakanım. Dedim ki, IMF'nin başındaki zata bak dedim ikide bir Türkiye'ye adamlar gönderiyorsunuz, Türkiye'yi ben yönetiyorum siz değil. Siz taksitlerinizi almaya alıyor musunuz? Alıyorsunuz, 2013'e kadar devam ettik ve 2013'te yaptığımız bu görüşmeden sonra 2013'te bu ödemeyi bitirdik IMF'yi Türkiye'den defettik. Ama CHP'ye sorarsan ne diyor? IMF ile oturup konuşmak lazım. O sizin işiniz. İşte Altılı Masa. Rabbim zaten size bu fırsatı vermeyecek. Biz IMF ile değil biz kendi kendimize yeteriz. 23,5 milyar dolar olan IMF borcunu 2013'te sıfırladık. O zaman Merkez Bankamızın rezervi 27,5 milyar dolardı. Şimdi hamdolsun 100 milyar doların üzerinde."

Etiketler
Recep Tayyip Erdoğan Selahattin Demirtaş Kürt