Türkiye çatışma ortamı olan ülkeler arasında gösteriliyor: Haklar sadece ‘yerli ve milli’ gazeteciler için geçerli
Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde, RSF örgütü Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu, “Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde geçen seneye göre Türkiye 16 sıra geriledi. 180 ülke arasında neredeyse çatışan, savaş olan ülkeler kategorisinde gösteriliyor” dedi.
Basın özgürlüğü şartlarının genel tablo itibariyle gün geçtikçe ağırlaşması ve seçim öncesi özellikle Kürt basınına yönelik baskı ve tutuklamaların artması nedeniyle Türkiye artık gazetecilere yönelik baskıda dünyanın en kötü örnekleri arasında gösteriliyor.
Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, 2023 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye’yi 180 ülke içerisinde 165. sırada gösterdi. Türkiye geçen seneye göre 2023 Endeksi’nde, özellikle Kürt gazetecilere yönelik toplu tutuklamalar ve medya özgürlüğünü tehdit eden politikalar nedeniyle 16 sıra birden gerilemiş oldu.
Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde bu yıl 21’ncisi yayımlanan 180 ülkeli Endeks, 31 ülkede basın özgürlüğü durumunu “vahim”, 42’sinde “kötü”, 55’inde “sorunlu”, 52’sinde de “çok iyi” veya “iyi” olarak ayrıştırıyor. Bu durumda, gazeteciliğin 10 ülkeden 7’sinde güçlükle yapılabildiğinde ve sadece 10’da 3’ünde tatmin edici bulunduğu ortaya çıkıyor.
Türkiye ise bu endekse göre “sorunlu” kategoriden “vahim” olana gerileyerek en sert düşüş gösteren ülkeler arasında yer aldı.
ÖNDEROĞLU: ELEŞTİREL MEDYA GAYRİMEŞRU GÖRÜLÜYOR
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu sözlerine “Dünya Basın Endeksi’nde Türkiye hiçbir zaman bu kadar geriye düşmemişti” diyerek başladı ve buna göre Türkiye’nin savaş ya da çatışma ortamı olan ülkeler arasında göründüğünü kaydetti:
“Geçen seneye göre Türkiye 16 sıra geriledi. 180 ülke arasında neredeyse çatışan, savaş olan ülkeler kategorisinde gösteriliyor. Bu neyin fotoğrafı? Yargıyı silah olarak kullanan iktidar, gazeteciler arasındaki ilişkiyi de zehirledi. Kutuplaşmış bir medyaya neden oldu. Troller veyahut diğer sosyal parametreler ya da kendi sözcüleri üzerinden eleştirel medyayı tamamıyla gayrimeşru bir zeminde görmeye başladı. Geçen yıl 149. sırada olan Türkiye, ilerleyişini sivil toplumun kazanımlarına borçluydu. Bunların hepsi heba edildi.”
‘GÖSTERE GÖSTERE BASINA OPERASYON, TOPLU TUTUKLAMALAR’
Önderoğlu, seçime az kala özellikle Kürt basınına yönelik baskı ve tutuklamalar için şunları söyledi:
“Türkiye’deki tüm gazetecilik kuruluşları ve uluslarası meslek örgütleri zaten böyle bir şeyi bekliyorlardı. Siyasi manevra olarak medyanın bir kısmına göstere göstere bir operasyon düzenleyip, seçim öncesinde toplu tutuklamalara giderseniz Türkiye’yi zaten dünyanın en çok gazeteci tutuklayan beş ülkesinden biri haline getirirsiniz.”
‘MEDYANIN HALİ BİR YIKINTIYI ANDIRIYOR’
Seçimin sonucundan bağımsız olarak basın özgürlüğü için önümüzdeki süreçte ne, neler yapılabilir? Önderoğlu şöyle yanıtladı:
“Medya sektörü bir yıkıntıyı andırıyor. Türkiye’ye dışardan baktığınız zaman en demokratik ülkelerde var olan kurumların olduğunu görürsünüz. Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, idari kurullar, BİK (Basın İlan Kurumu), RTÜK (Radyo ve Televizyon Üst Kurulu) ve basın kartları prosedürümüz var ama nerdeyse hepsi kötüye kullanılıyor. Tüm bunlar bir grup ‘yerli ve milli’ gazeteci lehine kullanılıyor. Azınlık olarak kalan gazetecilere ise silah olarak kullanılıyor. Dolayısıyla vitrin olarak çok demokrat bir ülke gözükebiliriz ama şeffaflık, güvenlik hakkı, editöryel bağımsızlık ve gazeteciler için önemli olan diğer hak ve özgürlükler pratikte yok.”
Bu yıl 21’ncisi yayımlanan 180 ülkeli Endekste Norveç (1) yedi yıldır üst üste başı çekiyordu ve arkasından İrlanda ve Danimarka geliyordu. Sıralamada 22 sıra ilerleyen Hollanda (6), gazeteci Peter R. De Vries cinayeti öncesinde bulunduğu konumuna geri döndü. Endeksin son üç sırasında ise Asya ülkelerinden; muhabir ve haber yorumcularına yönelik baskıları oldukça ileri bir noktaya taşıyan Vietnam (178), gazeteciler için en büyük hapishane olan ve propaganda içerik ihracatçısı olarak nitelendirilen Çin (179) ile Kuzey Kore (180) gösterildi.
TÜRKİYE ‘SORUNLU’ KATEGORİDEN ‘VAHİM’ OLANA GERİLEDİ
Türkiye ise bu endekse göre “sorunlu” kategoriden “vahim” olana gerileyerek en sert düşüş gösteren ülkeler arasında yer aldı.
2002 yılında 99. sırada kendine yer bulduğu sıralamada 2016’da 151, 2017’de 155, 2018 ve 2019’da 157’nciliğe kadar gerilemiş, 2020’de 154, 2021’de 153, geçen yıl da 149. Sırada gösterilmişti.
180 ülkede medyada çoğulculuk, medya ortamı ve bağımsızlığı, oto-sansür ve habere yönelik müdahaleler, yasal çerçeve, şeffaflık, altyapı ve ihlaller gibi onlarca parametrenin katsayı temelinde sıralamaya dönüştürüldüğü çalışma ilk kez 2002 yılında yapıldığında Türkiye 99. sıradaydı.
SURİYE, YEMEN, IRAK, FİLİSTİN, SUUDİ ARABİSTAN…
Türkiye gibi, Tacikistan (153) ve Başbakan Modi’ye yakın oligarkların medya çoğulculuğunu tehdit ettiği Hindistan (161) da medya özgürlüğü açısından durumu “vahim” olarak tespit edilen ülkelerden oldu. Mahsa Amini’nin ölümünün yol açtığı toplumsal eylemler İran (177) ile ilgili “sosyal bağlam” ve “yasal çerçeve” göstergeleri geriletti.
Kayıp ve rehin tutulan gazetecilerin varlığı nedeniyle medya için en tehlikeli bölge olarak belirlenen Mağrip Ortadoğu’da, Suriye 175, Yemen 168, Irak 167, Filistin 156, Suudi Arabistan 170. sıradaydı. Medya patronu olan İhsane El Kadi’nin yargılandığı ve otoriter hamlelerin sürdüğü Cezayir de 136. Sırada gösterildi.