Özdağ-Millet İttifakı protokolü: Turgut Kazan 4. maddeyi yorumladı
Kemal Kılıçdaroğlu ile Ümit Özdağ arasından imzalanan metinde yer alan 4. madde kayyum tartışmalarını gündeme getirdi. Hukukçu Turgut Kazan, bu maddenin antidemokratik olduğunu söyledi.
Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ görüşmesi gündemdeki yerini koruyor. Kılıçdaroğlu ve Özdağ 7 temel ilke esasında anlaştı. Bu ilkelerden biri de tartışmalara yol açtı.
Kayyum uygulamasının devam edeceği yönündeki sinyallerin yer aldığı mutabakat metninin 4. maddesinde, "Devletin varlığı ve bütünlüğünü hedef alan başta FETÖ, PKK, IŞİD olmak üzere bütün terör örgütleri ile etkin ve kararlı mücadele edilecektir. Terörle mücadele çerçevesinde, terörle bağlantısı hukuki kanıtlarla sabit olan mahalli idare yöneticileri yerine devlet görevlileri ataması uygulamasına yargı kararı çerçevesinde devam edilecektir. Terörle müzakere değil, mücadele edilecektir. Türkiye’nin milli ve üniter devlet yapısını hedef alan hiçbir siyasi ve hukuki düzenlemeye izin verilmeyecek" ifadeleri yer aldı.
"HUKUKLA DEMOKRASİYLE BAĞDAŞMAZ"
Gazete Duvar'dan Hacı Bişkin'in haberine göre; İstanbul Barosu'nun eski Başkanı Turgut Kazan, söz konusu bu maddenin hukukla bağdaşmadığını söyledi. Kazan şunları söyledi: "Bu madde yanlış bir şey. Doğal hukuk, sisteminde düzelme olması gerekiyor. Bunun yolu da belli. Nitekim sözü edilen kayyum uygulaması Tayyip Erdoğan'ın OHAL rejiminden yararlanarak getirdiği bir model. Hukukla bağdaşmaz, demokrasiyle bağdaşmaz."
ERDOĞAN HATIRLATMASI
Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevindeyken aldığı mahkumiyet cezasını hatırlatan Kazan, bir belediye başkanının görevden alınması durumunda yerine gelmesi gereken kişilerin belediye meclisi tarafından seçilmesi gerektiğini söyledi: "Bunu en iyi Erdoğan bilir. Çünkü kendisi mahkum olduğu madde ve o maddeyi karşılayan Anayasa metnindeki madde onun bir daha siyaset yapamayacağı yolunda kural koymuştu. Onun hakkında yargılama bittiği ve mahkumiyet kararı verildiği zaman hiçbir işlem yapılmadı. Kendisi belediye başkanlığını sürdürdü. Yargıtay karar verdiği zaman belediye başkanlığı düştü. Yöntem bu olabilir. Kenan Evren'in getirdiği sistemde bile Erdoğan'ın düşündürdükleri düşünülemezdi."
UYGULAMA NASIL OLMALI?
Bir belediye başkanı ceza alırsa ve belediye başkanlığı görevi düşerse yerine kim gelmeli? Kazan bu soruya şu yanıtı veriyor: "Erdoğan mahkum olduğunda Ali Müfit Gürtuna, 1994 seçimlerinde Refah Partisi'nden Kartal ilçesi için Büyükşehir Belediye Meclisi üyeliğine seçildi. Recep Tayyip Erdoğan'ın, hakkında alınan hapis cezası kararı kesinleşince ve görevini bırakınca Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından Belediye Başkanı seçildi. Kenan Evren'in düzenlediği sistemde durum böyleydi. Burada yapılması gereken şey de budur."
Kazan ilgili maddenin, "Terörle mücadele çerçevesinde, terörle bağlantısı hukuki kanıtlarla sabit olan mahalli idare yöneticileri yerine devlet görevlileri ataması uygulamasına yargı kararı çerçevesinde devam edilecek" ifadelerini ise şöyle yorumladı:
"Bu çok tehlikeli. Kayyum sözcüğü çıkartıldı diye demokrasiye geçilmez. Belediye başkanı mahkum olmuşsa belediye meclisi seçilmişi seçiyor. Bu kural böyledir."