Kılıçdaroğlu Büyük İstanbul mitinginde konuştu: 'Benim cumhurbaşkanı olmamı istemeyen iki kesim var'
Millet İttifakı'nın adayı Kılıçdaroğlu'nun, büyük İstanbul mitingi Maltepe'de yapıldı. Kılıçdaroğlu'na mitingde 6 siyasi lider ve 2 belediye başkanı eşlik ederken; Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada "Benim cumhurbaşkanı olmamı istemeyen iki kesim var" dedi.
14 Mayıs’ta yapılacak olan Meclis ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine günler kaldı. Liderler de il il gezerek, seçim hazırlıklarına hız kesmeden devam ediyor.
Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, merakla beklenen İstanbul mitingini bugün 17.30’da Maltepe Orhangazi Şehir Parkı’nda başladı.
Mitinge, Kılıçdaroğlu ile birlikte ittifakın siyasi parti liderleri ve cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da katıldı.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da dün Gerçek Gündem’e yaptığı açıklamalarda İstanbul’daki mitinge ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kaftancıoğlu şunları söyledi:
“Yarınki mitinge çok yoğun katılım olacağını biliyorum. Ama bunun daha ötesinde bir şey hissediyorum; insanlar yıllardır kendilerine yaşatılan, yok sayma, baskı, yoksullaştırma gibi durumlara ‘artık yeter’ deyip bir değişim isteğini haykıracakları bir mecra olacak orası.
‘Artık bir değişim şart’ diyen on binlerce insanın buluşmasını yaşayacağız. Tek tip, birbirine benzeyen kitleler değil, baharın çiçekleri gibi rengarenk insanlar olacak."
"EN BÜYÜK GÜCÜMÜZ SİZSİNİZ"
Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, alanı doldurup taşıran İstanbullularla buluştu.
Kılıçdaroğlu, "Değişime hazır mısınız? Şundan emin olmanızı istiyorum: 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım. Hiç kimseyi ötekileştirmeden. 85 milyon insana hakkıyla hukukuyla ve adalet içinde hizmet etmeye ben de size söz veriyorum.
Bu ülkeyi huzura kavuşturmamız lazım. İnsanların inançlarını sorgular hale getirdiler. Türkiye'yi buradan çıkaracağız. Birlikte mücadele ettiğimiz zaman Türkiye'nin çözülemeyecek hiç bir sorunu yoktur. Birlikte yola çıktık, ortak akılla yola çıktık; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bir kişiye emanet etmeyeceğiz. Hiç bir ayrımcılık yapmayacağız, bu ülkeye baharı getireceğim baharı. Herkesi kucaklayacağız.
Adalet Yürüyüşü'nü yapmıştım. Adalet, devletin temelidir. Adalet sadece mahkeme salonlarında gerçekleşmez. Eğer bir çocuk yatağa aç giriyorsa, 85 milyonumuz yatağa aç giriyor demektir. En büyük gücümüz sizsiniz ve kendinize güvenin.
Saraya gitmeyeceğiz, sizin oylarınla seçilirsem Çankaya Köşkü'ne gideceğiz. En geç iki yıl içerisinde Suriyeli kardeşlerimizi, Afgan kardeşlerimizi ülkelerini göndereceğim.
Benim cumhurbaşkanı olmamı istemeyen iki kesim var. İlki beşli çeteler. Beşli çetelerin paraları nereye götürdüğünü biliyorum. 418 milyar doları kuruşu kuruşuna getireceğim. Kul hakkı yemem ve kul hakkı yedirmem.
Beni istemeyen ikinci bir grup daha var: Uyuşturucu baronları. Uyuşturucu baronlarının da kökünü kazıyacağım. Bütün sorunları çözmeye ahdettim. Ben bu ülkeye arkadaşlarımla birlikte huzuru getireceğim. Bu topraklarda yaşayan herkesin sorunları ile ilgileneceğiz. Benim de size sözüm: 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım" ifadelerini kullandı.
KARAMOLLAOĞLU KÜRSÜDE
Kürsüye ilk olarak Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu çıktı.
Karamollaoğlu'nun açıklamaları şöyle:
“Sizin şu ortaya koyduğunuz tablodan da inşallah 14 Mayıs’ta mührü Millet İttifakı’na vereceğinizin işaretini görüyorum. İnşallah 15 Mayıs yeni bir dönemin başlangıcı, sayın Kılıçdaroğlu’nun da Cumhurbaşkanlığı’nın tescili olacak.
Muhterem kardeşlerim, hava biraz serin. İlk konuşmayı da bana verdiler Canan hanımdan sonra sizi çok uzun zaman burada tutmayı arzu etmiyorum. Sadece birkaç kelimeyle düşüncelerimi, fikirlerimi, hissiyatımı size arz etmek istiyorum. Biz altı siyasi parti olarak bir araya geldik. Ülkemizin son 21 yıldır içine sürüklenmiş olduğu sıkıntılardan kurtulabilmek için. Sizin sıkıntılarınızı biliyoruz. Onlara derman olacak projeleri, ilkeleri de son 1,5 yıldır hazırladık ve inşallah 15 Mayıs’tan sonra da bunları tatbikata başlayacağız. Bizim derdimiz belli bir makama, mevkiye gelmek değil. Bizim derdimiz, sizin derdinizle dertlenebilmek, sizin içine sürüklenmiş olduğunuz problemlerden bir an önce kurtulmanızı sağlayabilmek.
“HERKESİN DERT BABASI OLACAĞIZ”
Muhterem kardeşlerim, en önemli meselelere yaklaşırken düşüncemiz, hissiyattan kurtulmak. Hislerimiz değil, aklımız, vicdanımız, tecrübelerimiz bu ülkenin içine sürüklenmiş olduğu problemlerden nasıl kurtulacağımızı bize gösterecek. Bizim her konuda; kanun hükmünde kararname mağdurları, atanamayan öğretmenler, bunun dışında farklı sebeplerle mahkemelere gidip haklarını almalarına haklarını mahkemede alıp, devlet nezdinde alamayanların derdi de bizim derdimiz. Her mağdur insanın derdiyle dertlenmeyi kendimize ilke kabul ettik. Elbette toplum kesimleri, her birinin birbirinden farklı sıkıntıları var. Sözgelimi esnaf, bizim memleketimizin bel kemiğini oluşturur. Türkiye’mizin tamamını düşündüğümüzde milyonun üzerinde esnaf kardeşlerimiz var. İstanbul’da 300 binden fazla esnafımız var. Esnafımız aslında toplumun temel direklerinden bir tanesi ama derdiyle dertlenenler maalesef şu anda yok. İktidarda bulunanlar onların derdini kendilerine sadece hatırlatmak için bir vazife olarak görüyorlar. Ama 21 yıllık iktidarları esnasında esnafın problemini çözmediler, çözemediler. Tam tersi arttırdılar. Bundan dolayıdır ki, sözgelimi esnafın derdiyle dertlenmek, onun kredi problemlerini, ödeyemedikleri vergi problemlerini halletmek bizim en önemli görevimiz olacak. Şundan emin olun, biz sadece vaatte bulunmuyoruz. Biraz önce de ifade ettim, çok farklı programları olan altı siyasi parti Genel Başkanları olarak bir araya geldik. Meselelerimizi birlikte mütalaa ettik, komisyonlar kurduk. Arkasından da bu problemlerin üstesinden nasıl geleceğimizi kamuoyuna deklare ettik. Açıkladık. Gizli kapaklı bir şeyimiz yok. Onun için mağdur olan kim olursa olsun, siyaseten bizim aynı duygu ve düşünceleri paylaşmasa bile onun derdini biz kendi derdimiz bileceğiz, bundan emin olun. Herkesin dert babası olacağız. Mutlaka dertli olan insanlarla dertleşeceğiz. Mutlaka her kesimin problemlerini çözeceğiz. Türkiye’yi biz bir bütün olarak görüyoruz. Diyarbakır’dan Edirne’ye kadar, Kars’tan ta Muğla’ya kadar her bölge bizim derdimiz.
“DEPREME BİLE BUGÜNKÜ SİSTEMDEN DOLAYI İKİ GÜN GEÇ MÜDAHALE EDEN BU İKTİDAR, MUTLAKA DEĞİŞMESİ İCAP EDEN BİR YAPI HÂLİNE GELDİ”
Bir deprem yaşadık. 11 ilimiz yerle bir oldu. Sırf bugünkü başkanlık sisteminden dolayı müdahaleye bu iktidar iki gün geç teşebbüs edebildi. Düşünebiliyor musunuz, bir depreme bile bugünkü sistemden dolayı iki gün geç müdahale eden bu iktidar, mutlaka değişmesi icap eden bir yapı hâline geldi. Mecburuz. Sizin dertlerinizle dertlenebilmek için bu değişiklikleri yapmaya mecburuz. Şunu bilin, bütün dertler sıralandı. Adalet başta olmak üzere, her konuya el atacağız. Mutlaka sanayide bir devrim yapacağız. Neye ihtiyacınız varsa, ihtiyacımız varsa, mutlaka onu gidereceğiz. Ülkemizin her bölgesinde her ilinde yatırımlar gerçekleştireceğiz. Herkes iş bulmak, karnını doyurmak için İstanbul’a gelmek mecburiyetini hissetmeyecek. Biz herkes iline dönsün demiyoruz. Ama her ilinde yaşayan insan, kendi karnını kendi ilinde mutlaka doyursun istiyoruz. Onun için planlı çalışmaya ihtiyacımız var. Gündelik taleplere uyarak problemler çözülemez.
Hasbelkader, ben hayata devlet dairelerinde başlarken, Devlet Planlama Teşkilatı’nda başladım. Şunu gördüm, plansız ne yaparsanız yapın, boşa gider, emeğinizin büyük bir kısmı. Planı doğru yaparsanız o da. Doğru yapmazsanız zaten bu memleketin kurtulmasını sağlamak mümkün değildir.
“VAR MISINIZ?”
14 Mayıs için bir taahhüt istiyoruz. Eğer bu taahhütte bulunur, yetkiyi Millet İttifakı’na verirseniz, gelecek sene bu mevsimde bir araya gelirsek, Allah nasip ederse problemlerinizin büyük bir kısmının çözülmüş olduğunu hep birlikte göreceğiz. Bu desteği görmekte sizden taahhüt istiyorum. Var mısınız? Var mısınız? Var mısınız? İnşallah ülkemizin bugünkü sıkıntılardan kurtulacağı günleri çok kalmadı, kısa bir zaman sonra birlikte idrak edeceğiz. Başarıya da ulaşacağız.”
"SEÇİM Mİ YAPIYORUZ, SAVAŞA MI HAZIRLANIYORUZ BELLİ DEĞİL"
Karamollaoğlu'nun ardından kürsüye çıkan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, şöyle konuştu:
“Bu kalabalıklar bir şey söylüyor, 14 Mayıs’ta değişimin müjdesini veriyor. Seçime gidiyoruz fakat nasıl bir seçim anlamadık. 21 yıllık iktidar yaptıklarını anlatıp yeni vaatler ileri sürmesi gerekirken tankları tüfekleri, gemileri gösteriyor. Seçim mi yapıyoruz, savaşa mı hazırlanıyoruz belli değil. Bu eserlerin hepsi bizim eserlerimiz gurur kaynağımız ama 14’ünden sonra insanlarımız şununla karşı karşıya kalacak; kiracı-ev sahibi, kredi kartları, pahalılık, enflasyon, uyuşturucu, mülteci. Bu sorunlarla karşı karşıya kalacak ama bunların konuşulmasını istemiyor. Seçim zamanı mevsimlik birazcık milliyetçilik sosu birazcık muhafazakarlık sosu. İnsanlar bununla tartışsın başka bir şey konuşulmasın istiyorlar.
“SEÇİME GİDERKEN MİLLİ, GAYRİ MİLLİ LAFLARININ HEPSİNİ, MEVSİMLİK MİLLİYETÇİLİKLERİNİZİ, MUHAFAZAKARLIKLARINIZIN HEPSİNİ REDDEDİYORUZ”
İstanbul düştü ama her şey çok güzel oldu. Gerçeklerin yine bu seçimde konuşulmasını istemiyorlar bir sürü iftira atıyorlar. Kulak asmıyoruz. Korkuyorlar mı? Neden korkuyorlar, hesap vermekten değil mi? Biz 15 Mayıs’ı bekliyoruz. 14 Mayıs’tan sonra hukukun üstünlüğü de mutlaka yerini bulacak ve hukuk herkese adil işleyecek. Millet İttifakı’ndaki 6 parti hakikaten uzlaşmış bir araya gelmiş. Öbür taraftakiler bir acayip, HÜDA PAR var. Bir kısmı ittifakta bir kısmı değil diyor, ee berabersiniz. Seçime giderken milli, gayri milli laflarının hepsini reddediyoruz. Mevsimlik milliyetçiliklerinizi, muhafazakarlıklarınızın hepsini reddediyoruz. Bizim yaklaşımımız şu; 31 Mart’ta 25 yıldır hiçbir yönetim görmeyen, eskilerin de belediyecilik yaptığını sana halk 11 Millet İttifakı büyükşehir belediye başkanını göreve getirdi ve aradaki farkı anladı. Ülkemizin de buna ihtiyacı var. 21 yıldır o gün 10 yaşında olan gençler 30 yaşına geldi bir başkasını görmedi. İnşallah Türkiye’de de bu fırsat verilirse Türkiye nasıl yönetilir, şeffaf olunur hepsini göstereceğiz.
“ARTIK BİZ TATLI DİLLİ, HERKESİ KUCAKLAYAN, HERKESİN CUMHURBAŞKANI OLACAK BİR CUMHURBAŞKANINA İHTİYACIMIZ VAR, O DA GELDİ”
Cumhurbaşkanı başından beri Millet İttifakı’nın bütün mensuplarını fertlerine kadar sürekli suçluyor. Ağza alınmaması gereken laflarla suçluyor. Dün akşam birdenbire bir tweet, biz 31 Mart’ta bekledik o tweeti. Bin 400 belediye başkanını bugün seçtin, 2019’da. Yarından itibaren bize düşen hep beraber ülkemiz için çalışmak sözünü cumhurbaşkanından beklerken topal ördek ithamları ile karşı karşıya kalmıştık. Bugün seçime giderken ilk defa hepimizi kucaklayan bir mesajı attı. Çok şaşırdık, uzun zamandır cumhurbaşkanının ağzından böyle güzel şefkatli bir cümle duymamıştık. Uçağa gelirken gördük ki hepimizi sandıkta mezara gömecekmiş, ne diyeyim ben. Artık biz tatlı dilli, azarlamayan, herkesi kucaklayan, herkesin cumhurbaşkanı olacak bir cumhurbaşkanına ihtiyacımız var, o da geldi. Az kaldı, gençlerine iyi telefonu layık gören, gençlerini azarlamayan, onları dinleyen, gençlerden akıl alan ve onların en iyisini talep etmelerini onlarda bir hak gören bir anlayışla 14 Mayıs’ta sandığa gidiyoruz ve birleşe birleşe kazanıyoruz.
“14 MAYIS’TA GÜZEL ÜLKEMİZDE KİN, NEFRET TOHUMLARI ORTADAN KALKSIN, ARTIK MUTLULUK, REFAH VE BAHAR GELSİN MEMLEKETİMİZE”
14 Mayıs’tan sonra nasıl 11 Millet İttifakı büyükşehir ve diğer Milet İttifakı belediyelerinde yaşayan halk için huzur, bereket geldiyse, mutlu oluyorlarsa, şimdi ülkemizin bu mutluluğu, huzuru ve bereketi tatma zamanı geliyor. 14 Mayıs’ta güzel ülkemizde kin, nefret tohumları ortadan kalksın, artık mutluluk, refah ve bahar gelsin memleketimize diyor, başarılar diliyorum. Güzel günlerde görüşmek üzere.”
"GÜLE GÜLE KARDEŞİM GÜLE GÜLE"
Yavaş ardından söz sırası İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na geldi.
İmamoğlu, "Gelmeyenler 'keşke ben de orda olsaydım' diyecek. Tarihi bir buluşma yaşıyoruz. Türkiye değişiyor dostlar. Aramızda kalsın, kazanıyoruz. Güle güle kardeşim güle güle, evinize yollayacağız sizi. Siyasi rakiplerimizin eşlerini, çocuklarını hedef haline getirmedik; getirmeyiz. Bizim aile terbiyemiz buna izin vermez. Mertlik var bizde mertlik.
Memleketin bütün evlatlarını eşitleyeceğiz. Maalesef iş bulma ümidini kaybetmiş gençlerimiz var. Bu bireylere yeni beceriler ve yetenekler sağlayacağız. Bizden önce İstanbul'u yönetenlerin çalışmak gibi bir derdi olmadı. Biz ilk defa üst yönetime kadın yönetici atadık. Kadın otobüs şoförü, kadın zabıta yok. Bugün 90 bin çalışanlarımız arasında yüksek oranda kadın çalışanımız var. Milletin iktidarında böyle olacak.
Ben dönemi bitecek, biz dönemi başlayacak. 15 Mayıs sabahı kalktığınızda içinize böyle derin bir nefes aldığınızda diyeceksiniz ki: Mis gibi demokrasi kokuyor. Mis gibi cumhuriyet kokuyor." dedi.
"YETER DİYECEĞİZ"
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ise konuşmasında "14 Mayıs 2023 milletin kaderine yeniden hakim olacağı bir gün olacak. Bu büyük ülkenin kaynaklarını bir avuç insana sunanlara karşı 'yeter' diyeceğiz" sözlerini sarf etti.
AHMET DAVUTOĞLU KONUŞTU
Kürsüye çıkan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle:
"İstanbullular siz ona iki kere ders verdiniz. Bir yetmedi iki kere... Girdiği her seçimi kaybeden başbakanlık makamını da gasp eden adam çıkmış bizi yabancı işgalcilerle bir tutuyor. Haddini bil haddini.
Bunlarda vicdan yok. Bunlar ejder meyvesi ile beslenip halka soğanı çok görenler.
Bunlar köprüden geçiş garantisi verdiler, biz çiftçilere alım garantisi vereceğiz. Çiftçilerimiz bilecek ne ekersem onu alırım.
15 Mayıs sabahı yasaklar gidecek, özgürlükler gelecek. 15 Mayıs sabahı kutuplaşma gidecek, kucaklaşma gelecek. 6 partinin oluşturduğu Millet İttifakı ile herkes birbiri ile kucaklaşacak. 15 Mayıs sabahı yargıya talimat veren anlayış gidecek, hak hukuk adalet gelecek.
Dün akşam Antalya Havalimanı'nda ne döndüğü ile ilgili videolar yayınlanan o yolsuzluk sistemi gidecek, siyasi ahlak gelecek."
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise şöyle konuştu:
"Başbakan Meral diyorsunuz ya oylarınızla başbakan olmak istiyorum. Bizim Anadolu'da yaptığımız bütün mitinglerde İYİ Parti yöneticilerinden tek bir şey istiyorum: Bir oy Kemal'e bir oy Meral'a.
Türk milletine işgalci, darbeci diyen bir dil. Allah'ım bütün psikiyatrileri bunları tedavi için davet ediyorum.
İki de bir kasetten bahsediliyor. Recep Bey, var mıdır yok mudur belli olmayan kasetten bahsediyorsun da, sizin en yakın aile dostunuz, Yeşildağ ailesinin bir ferdi bir kaset yayınladı. O kasette nasıl hırsızlık yapıldığını anlatıyor.
Seçime gideceğiz, sandığı koruyacağız ve bu harami düzenini ortadan kaldıracağız."
Kaynak: Haber Merkezi