Listeler için ilk yorumlar: 'Erdoğan bunu daha önce hiç yapmamıştı'
Köşe yazarları, seçim takvimi kapsamında siyasi partilerin dün açıkladığı milletvekili adayları listelerini yorumladı.
'MHP'Yİ TOPARLAMA GİRİŞİMİNİN BİR PARÇASI OLABİLİR'
Orhan Bursalı / Cumhuriyet:
"(...) Bahçeli’nin, partinin kimliğini bu kez öne çıkarması, MHP’yi toparlama girişiminin bir parçası olabilir. Bahçeli, RTE’nin seçimi kazanamayacağı olasılığını da hesap etmiş olabilir, RTE’nin kazanma olasılığında da... Meclis’te “bağımsız destekçi” pozisyonuna geçmesi muhtemeldir. AKP’nin her şeyine evet diyen parti yerine, kendi varoluşunu belli eden, yer yer muhalefet yaparak eleştiren bir pozisyon beklenebilir. (...)"
'TİP'İN YOLU AÇIK OLSUN'
(...) Cesur bir kararla ağırlıklı kendi listesiyle seçime katılıyor. Yolu açık olsun. Çevremde TİP’e oy verecek insanların çoğaldığını görüyorum. Umarım Meclis’e birkaç milletvekili de sokma olanağını elde ederler. Meclis’in güçlü sol seslere şiddetle ihtiyacı var. Hakikati en saf haliyle dile getirecek insanlar çoğalmalı Meclis’te."
'ERDOĞAN BUNU DAHA ÖNCE HİÇ YAPMAMIŞTI'
Mustafa Karaalioğlu / Karar:
"(...) AK Parti, mevcut meclis grubunun çok büyük kısmını yeni ve daha sadık isimlerle değiştirdi. Kendisi siyasetten çekilenler hariç kimseyi hariç tutmayıp bakanları da milletvekili listesine ekledi. Bunun anlamı AK Parti’nin gelecek dönemde Meclis’te her bir sayıyı hesaba katacak kadar güçlü olmayı önemsediğidir. Erdoğan bunu daha önce hiç yapmamıştı.
Daha uyumlu ve Erdoğan’la çalışma tecrübesi yüksek isimlerin sevk ve idaresinde bir Meclis grubu tanzim etmek, Cumhurbaşkanlığı koltuğunu kaybetme senaryosunu da hesaba katmak anlamına gelir. Elbette hâlâ kimin cumhurbaşkanı olacağı belli değil ve Erdoğan hâlâ en az Kılıçdaroğlu kadar güçlü bir aday ama Meclis’te her ihtimale göre yığınak yapmak dikkat çekicidir. MHP gibi neredeyse yediği içtiği ayrı gitmeyen bir ortağa kendi listelerinden yer vermemek de bununla ilgili olsa gerek. Olabilecek en yüksek sayıya, sadece kendisine bağlı isimlerle ulaşmak istiyor. (...)"
'BU SEÇİME ÖZGÜ BİR 'İLK' GÖRÜNTÜ'
Fehmi Koru:
"(...) Ne oldu? Millet İttifakı’nın dört partisi -Saadet, DEVA, Gelecek ve DP- CHP listelerinde yer alan adaylarla seçime girmeyi, diğer bir parti de -İYİ Parti- bazı illerde aday göstermeyerek ortak listeye destek çıkmayı başardı.
Buna karşılık, muhalefeti zor duruma düşürme amaçlı yasayı hazırlayıp Meclis’ten geçiren iktidar cephesinin iki partisi -AK Parti ve MHP- seçime ayrı listelerle katılıyor. İşte size daha önce olabileceği düşünülemeyecek bu seçime özgü bir ‘ilk’ görüntü.
Ortak listede buluşan partilerin -özellikle Saadet, DEVA ve Gelecek partilerinin- kendilerini tercih edebilecek seçmen kitlelerini listesinde yer aldıkları CHP’ye oy vermeye ikna edebilip edemeyecekleri de bir başka bilinmeyen."
'MUHALEFETTE İŞİ EN ZOR OLAN PARTİ CHP'YDİ'
Fikret Bila / Halk TV:
"Muhalefette işi en zor olan CHP’ydi. İttifaktaki 4 parti, adaylarını CHP listesinde göstermeyi tercih ettiler. Bu, Millet İttifakı’nın milletvekili sayısını en yüksek düzeye çıkarmak için en iyi yoldu. Bu nedenle Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Demokrat Parti ve DEVA Partisi’nin adayları CHP listesine yerleştirildi. İttifakın ikinci büyük partisi olan İYİ Parti ise saptanan 20’ye yakın ilde CHP ile fermuar yöntemiyle ortak liste belirlenmesine ve diğer illerde seçime kendi listesiyle girmeye karar verdi. Millet İttifakı doğru bir yöntem kullandı.
İttifakın mümkün olan en fazla milletvekili sayısına ulaşması ve ortak Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ittifak patilerinin tamamının desteğini alması bakımından en iyi yöntem buydu. Bu yöntemin uygulanması ayrıca iktidarın beklentilerini de boşa çıkardı. İktidar, Millet İttifakı’nın böyle bir uzlaşma sağlamasının mümkün olmadığını düşünüyordu. Cumhur İttifakı, Millet İttifakı’ndaki partilerin kendi logolarıyla seçime gireceklerini, bunun da bazı oyların Kılıçdaroğlu açısından boşa gitmesi
sonucunu doğuracağını hesaplıyordu.
Ancak Millet İttifakı ortak liste ve fermuar yöntemini hayata geçirerek iktidarın beklentisini boşa çıkarmış oldu. Bu açıdan bakıldığında çok zor bir uzlaşmanın sağlanmış olması büyük önem taşıyor. Millet İttifakı’nın önce tek aday üzerinde uzlaşması, ardından ortak liste ve fermuar yöntemiyle birlikte hareket etmenin koşullarını hazırlaması seçimin muhalefet tarafından kazanılması için çok uygun bir ortam yarattı.
'BU CHP LİSTESİ DEĞİL, İTTİFAK LİSTESİ'
İsmail Küçükkaya / Halk TV:
"Demem o ki; siyasetin, halkımızın ve ülkemizin büyük bir sınavı var: Seçimde bu sistemi değiştirelim. Siyasetin kendisini de kurtaralım. Böyle zorlama olur mu? Tekrar ediyorum: AK Parti de buna dahil. Onlar da mağdur. Kurban.
Listelere bu gözle bakınız. Geçiş döneminin parlamenterleri. Büyük partiler fedakarlık yapmaya mecburdu. Yoksa yüzde 50’ye nasıl ulaşacaksın? Mesela Millet İttifakı…
Bu CHP listesi değil. İttifak listesi. Hedef yüzde 50+1 oy ve 301 milletvekilliği. Her partinin kendi listeleriyle gireceği seçim bu değil, bir sonraki.
14 Mayıs kritik bir seçim. Bir son değil. Yeni bir dönemin başlangıcı için sandığa gideceğiz."
'AK PARTİ'DE BU KADAR KÖKLÜ BİR DEĞİŞİM BEKLEMİYORDUM'
Abdulkadir Selvi / Hürriyet:
"AK Parti’de değişimi bekliyordum ama bu kadar köklü bir değişim beklemiyordum. AK Parti’de değişim yüzde 65 oldu. Milletvekillerindeki değişimin abartılı olduğunu düşünüyorum. Üç dönem kuralı istisnasız uygulandı. Meclis Başkanı Mustafa Şentop ve Eski başbakanlardan Binali Yıldırım’a ayrıcalık tanınmaması şaşırtıcı oldu.
Doğrusu ben Mustafa Şentop ve Binali Yıldırım için farklı bir uygulama yapılır diye bekliyordum. Duyduğuma göre iki isim kendilerine istisna uygulanmamasını istemişler. Erdemli bir davranış."