Tuncay Özkan: İmamoğlu ve Yavaş'la seçim gecesi kavga ettiğimiz iddiaları asılsız

Seçim akşamı ANKA Haber Ajansı’nın manipülasyon yapmasını sağladığı, ıslak imzalı tutanakları AKP’ye verdiği, belediye başkanları ile gerilim yaşadığı, AKP’nin devreye girmesiyle mahkemeden 95 milyon dolar kazandığı iddialarının odağındaki CHP Medya ve Kurumsal İletişimden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Tuncay Özkan, T24'ten Gökçer Tahincioğlu'na konuştu.

Özkan, “Bütün bunlar FETÖ’cü yalanlar. Bot hesapların kampanyası. Böyle bir servetim, param yok. Kırk yıldır gazeteciyim” dedi.

Görevinin başında olduğunu vurgulayan Özkan, “Biz seçimi kaybetmedik. 25 yıldır iktidarda olan bir otokrata ağzının payını verdik. Kaybettiğimiz bir şey yok. Bundan sonraki adımda yüzde 51’i de alacağız. Terörist Hizbullah’ı TBMM’ye soktular. ‘Türk milleti’ demem, ‘milletvekili yemini etmem’ diyenler şimdi milletvekili. Bunun hesabını bu iktidar nasıl verecek? Türk milliyetçilerini uyarıyorum. ‘Türk kelimesini kullanmam’ diyenler orada. Türk milliyetçilerini uyarıyorum. Aklımızı başımıza alalım” diye konuştu.

Özkan, iddialarla ilgili olarak şunları söyledi:

Biz seçimi kaybetmedik. 25 yıldır iktidarda olan bir otokrata ağzının payını verdik. Kaybettiğimiz bir şey yok. Bundan sonraki adımda yüzde 51’i de alacağız. Yılmayacağız. Çalışacağız. Kazanacağız. Planlamalarımızı yapıyoruz. Sandıktan çıkanları analiz ediyoruz. İktidarın yarattığı güvenlik endişesi bir karşılık bulmuş.

Ve bakın, son on gün içerisinde her türlü yalanı söylediler. Mustafa Kemal’in askerlerini meydan meydan gezip ‘PKK ile işbirliği yapıyorlar’ diye suçladılar. Terörist Hizbullah’ı TBMM’ye soktular. ‘Türk milleti’ demem, ‘milletvekili yemini etmem’ diyenler şimdi milletvekili. Bunun hesabını bu iktidar nasıl verecek? Türk milliyetçilerini uyarıyorum. ‘Türk kelimesini kullanmam’ diyenler orada. Türk milliyetçilerini uyarıyorum. Aklımızı başımıza alalım."

Masanın üzerine tabloyu açalım. 25 yıllık iktidarını kaybetmiş bir AKP var. CHP’yi paralize ederek ikinci tura yüklenmesin diye çalışıyorlar. Biz Fetullahçı saldırıları da AKP’li saldırıları ve kadroları da püskürtüp, Mustafa Kemal’in bayrağını dalgalandıracağız.

Biz FETÖ’yü de PKK’yı da lanetliyoruz. Ama onlar Hizbullah vekillerini Meclis’e sokuyorlar. ‘Türk milleti yeminini edemem’ diyenleri soktular. Onlara karşı da Mustafa Kemal’in sancağıyla Meclis’te mücadele edeceğiz. Türk milletine bunu soruyorum. Onlar mı biz mi? Türk milletinin şerefli bir parçası olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu mu, ülkeyi bölmek isteyenler mi?

"ANKA'NIN SAHİBİ BEN DEĞİLİM"

Onursal Adıgüzel değerli çalışmalar yaptı. Kendisi takdir hakkını kullanarak görevden ayrıldı. Saygı duyuyorum. ANKA için konuşuluyor. ANKA’nın sahibi ben değilim, sahibi belli. Yönetim kurulu var. Kendi açıklamalarını yaparlar.

Ama buradan takip ederken ANKA’nın böyle bir manipülasyonunu da görmedim yapacağına da inanmıyorum. Üç tane FETÖ’cü bot hesap üzerinden yürütülen bir kampanya bu. Ve aralıksız yapılıyor. Hedef şaşırtmak için, orada Anadolu Ajansı varken hedefi saptırmak için yapılıyor.

FETÖ’cü bot hesaplar aralıksız benim üzerimden kampanya yapıyor. Herkes görüyor. 15 dakikada bir iddia atıyorlar ortaya. Yok ıslak imzalı tutanaklar AKP’ye verilmiş, yok 95 milyon dolar almışım, yok Kanaltürk’ü kurarken bankaya silahlı adamlarımla gidip PKK parasını almışım.

Bu iddialara bir bakın. Kimin iddialarına benziyor bunlar? Kırk yıldır gazeteciyim. Ne silahlı adamlarım var ne karanlık bir tarafım. Ben Ergenekon mahkemelerinde bütün bu karalamaları boş bir eldiven gibi suratlarına fırlattım.

"FETÖ, AKP'YE ÇALIŞIYOR"

Ama bu şimdi bot hesaplar üzerinden yapılıyor. FETÖ de AKP’ye çalışıyor. Hesapların arkasından çıkanları da gördük. Fetullahçı yalanlar bunlar.

"BÖYLE BİR PARAM, SERVETİM YOK"

Bir de Fetullahçı yalanları sürekli dolaşımda tutanlar var. AKP ile anlaşmışım, 95 milyon dolar kazanmışım mahkemeden böylelikle. Benim böyle bir param, servetim yok. Böyle bir şey yok. Beni defalarca araştırdı bunlar. Onlarca ülkede kara para soruşturması yaptılar. 16 yıldır devam eden davada bunları söylüyorlar üstelik. Fethullahçı hesapların işi bu.

Islak imzalı tutanak götürmüşüm de AKP’ye vermişim. Fethullahçı yalan bu. Onların ruh hastalıklarını ben tedavi edecek değilim. Onların organize saldırıları vız gelir tırıs gider bana.

"İMAMOĞLU VE YAVAŞ'LA HİÇBİR GERİLİM YAŞANMADI"

Burada sayın belediye başkanlarımızla, sayın İmamoğlu ve sayın Yavaş’la en küçük bir gerilim yaşamadık. Saat gibi işleyen bir sistem vardı. Aşağıya indik aralıklarla ve ben eşlik ettim. Yukarıya çıkıp değerlendirme yaptık. En küçük bir şey yok.

Partideki sorumlu arkadaşlarımız çeşitli yerlerde usulsüzlükler yakaladı ve başvurularımızı yaptık. Daha detaylı bilgiye bu arkadaşlarımız sahip. Benim sorumluluğum, çalıştığım birim belli. Seçimin ikinci tura kalmasından sonra tek istikametimiz var, kazanmak. Kimse kurbanlık koyun değil. Dış saldırılar yapılıyor. Sistemli yapılıyor. Herkes çalışmalarını buna göre yapıyor.

Ben partinin bir neferiyim. Görevimin başındayım, işimi yapmaya devam ediyorum. Bir sorun yok. Canla başla çalışacağım. Kazanacağız.

"İMAMOĞLU VE YAVAŞ'LA TARTIŞMA İDDİALARI ASILSIZ"

Patronlar Dünyası'na da açıklamalarda bulunan Özkan, "Seçim gecesi, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş ile kavga ettiğimiz, tartıştığımız iddiaları tamamen asılsız. O gece böyle bir şey olması zaten imkansız. Ayrıca o gece hep beraberdik. Herkes sadece seçime ve işine odaklıydı. Onursal Adıgüzel'in görevden ayrılmasından sonra ortaya bizim ismimizi attılar. Onursal Adıgüzel gitti fırsat bu fırsat araya Tuncay Özkan'ı da koyalım derdindeler. Durum bundan öte bir şey değil." diye konuşmuştu.