100. yıla girerken kadınlar özgür olmak istiyor
Kadınlarla ilgili pek çok sivil toplum kuruluşunda görev almış, 22. Dönem ve 23. Dönem CHP Adana Milletvekili Gaye Erbatur ile birlikte Cumhuriyetin 100. yılında kadınların durumunu konuştuk.
Kadın Sorunları Araştırma Merkezi Kurucusu ve Türk Kadınlar Birliği 80. Yıl Başarı Ödüllerini alan Gaye Erbatur ile Cumhuriyetin 100. yılına girmeye sayılı günler kalmışken Türkiye’deki kadınların durumunu, 100. yıla nasıl girdiğimizi konuştuk.
Eşitlik İçin Kadın Platformu Üyesi olan Erbatur, Yeniden Refah Partisi’nin nafaka ile ilgili çıkışlarını değerlendirdi. Türkiye’deki kadınların Cumhuriyet’ten sonra haklarını tarihsel süreç içerisinde büyük mücadeleler ile elde ettiklerini anlatan Erbatur, bugüne geldiğimizde kadınların tek istediklerinin ‘eşit yaşam ve yasaların uygulanması’ olduğunun altını çizdi.
CUMHURİYET’TEN SONRA KADINLARIN DURUMUNA BAKTIĞIMIZDA ÇOK ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLERİN OLDU
Erbatur ile yaptığımız söyleşiden öne çıkan bazı başlıklar şöyle:
‘‘Ben Cumhuriyet kızıyım. Benim annem Cumhuriyet’le doğmuştu, 1923 doğumluydu. Dolayısıyla Cumhuriyet doğumlu bir annenin kızı olmak bazı sorumluluklar yüklüyor gibi hissettim. Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyeti kuranlar benim için çok değerli. Beni ben yapan değerler diye düşünüyorum. Çünkü gerçekten Cumhuriyet’ten önce ve Cumhuriyet’ten sonra kadınların durumuna baktığımızda çok önemli değişikliklerin olduğunu görüyoruz. Yani evet, kadınlar çok uzun yıllardır özgürlük mücadelesi veriyorlardı. Osmanlı’da da bunu sürdürdüler. O mücadelelerden kazanılan deneyimler kadınların Cumhuriyet’in ilanıyla beraber pek çok haklarına kavuşmasına neden oldu.
Mustafa Kemal Atatürk’ün ve onun arkadaşlarının en önemli hedefleri çağdaş, laik, demokratik bir hukuk devleti kurmaktı. Böyle bir devleti kurmak için de en önemli konunun eşitlik olduğuna inanıyorlardı. Yani kadın - erkek eşitliğine ulaşmadan bir ülkede demokrasinin var olduğunu söylemek bence mümkün değil.
Cumhuriyet bu değerler üzerine kuruldu, yeni bir ülke inşa edildi. Bunu hepimiz biliyoruz ve Cumhuriyet’in ilk kuruluş yılları kadınlar için gerçekten yasal anlamda da sosyal anlamda da medeni haklar açısından da pek çok kazanımın elde edildiği bir dönem oldu.
TEVHİDİ TEDRİSAT KANUNU GEÇTİĞİNDE ÇOCUKLAR, KADINLAR, ERKEKLER HERKES EĞİTİME EŞİT ERİŞİM HAKKINA SAHİP OLDU
Medeni Kanun’un geçmesi kadınlar için eşit vatandaşlık hakkının alınması demekti. Yani daha önce kadınlar eşit vatandaş olarak kabul edilmiyordu. Nüfus sayımında sayılmıyorlardı. Dolayısıyla bu kazanım bizim için önemli. Tevhidi Tedrisat Kanunu geçtiğinde çocuklar, kadınlar, erkekler herkes eğitime eşit erişim hakkına sahip oldu. İlerleyen yıllarda Türk Ceza Kanunu'yla pek çok haklar elde edildi. Daha sonra seçme ve seçilme hakkını elde ettik. Dolayısıyla o dönem çok yoğun bir şekilde bu hakların kazanıldığı ve bunların hayata geçirildiği yıllar oldu diye düşünüyorum.
O DÖNEMDE KIZ MESLEK LİSELERİ AÇILIYOR, KIZ MESLEK LİSELERİNDE GENÇ KADINLAR BİR KADININ SAHİP OLMASI GEREKEN ÖZELLİKLERİ ÖĞRENİYORLARDI
Tabii ki o zaman da birtakım sorunlar vardı ama ben hep şöyle düşünüyorum, o günkü şartlar içinde, yani savaştan çıkan bir ülkede bir Cumhuriyet kurulurken o gün yapılanlar eğer aynı hızla devam ettirilseydi, bugün biz Türkiye'de kadın sorunlarını konuşuyor olmazdık. Çünkü gidişat öyleydi. Bakın o dönemde kız meslek liseleri açılıyor, kız meslek liselerinde genç kadınlar bir kadının sahip olması gereken özellikleri öğreniyorlardı. Bununla ilgili yapılan çalışmalarda daha sonra bu annelerin kızlarının hepsinin üniversiteye gittiği, çok önemli görevler aldığı görülüyor. Kadın haklarının elde edilmesi konusunda medeni yasa çok önemliydi o dönemde ama yeterli değildi.
KADINLARA BİR ANNELİK ROLÜ, EV KADINI ROLÜ BİÇİLMİŞ, O ROLÜ YAPMALARI İSTENİYOR
Yani o dönemdeki yasada ‘Ailenin reisi erkektir’ ibaresi vardı. Ve bugün artık ailenin eşit bireylerden oluştuğu 41. madde bizim için önemli. Anayasanın 41. Maddesi ailenin eşit bireylerden oluştuğunu söylüyor. Medeni yasa aile reisliğini kaldırdığı ailenin kadın erkekten oluştuğunu, eşit bireyler olduğunu söyledi. Boşanma sonucunda kadınlar nafaka hakkını elde ettiler. Bunun gibi pek çok kazanım söz konusu oldu. Bu da bizim kadınların talep ettiği değişikliklerdi. Çok da iyi oldu.
Ancak bugün Cumhuriyet’in 100. Yılını kutlarken biz kaygılıyız. Yani uzun yıllar eşitlik mücadelesi verdik. Bu eşitlik mücadelesindeki çıkış noktamızda Türkiye'de kadınlarla erkeklerin eşit olmadığını gördük. Kadınlar bakıyorsunuz çalışma yaşamında yoklar. Karar alma mekanizmasında yoklar. Kadınlar nerede var? Kadınlar evde var. Yani kadınlara bir annelik rolü, ev kadını rolü biçilmiş, o rolü yapmaları isteniyor.
MEDENİ KANUNUMUZDAKİ BU NAFAKA MADDELERİYLE HİÇBİR ŞEKİLDE OYNANMAMASI LAZIM
Bu günlerde bir nafaka meselesi var. Yeniden Refah Partisi çok yanlış bir adım atarak yoksulluk nafakasının sınırlandırılması isteyen bir yasa teklifi sundu Meclis’e. Türkiye'de ki nafakaların çoğu ödenmiyor zaten. Yani ben şunu sormak istiyorum Yeniden Refah Partisindeki milletvekili arkadaşlarımıza: Hiç inceleme yaptınız mı? Kaç tane kadın bu yoksulluk nafakası alıyor? Kaç kişi bunu devamlı ödüyor? Yoksulluk nafakasının kadın için olanı var, çocuk için olanı var, hep karıştırılıyor. Kadın için kimse bir şey ödemiyor zaten. Eğer ödenen bir küçük rakam varsa o da çocuk için. Bunun da yüksek olanı, benim yaptığım araştırmalarda 300 TL civarında.
Büyük bir ayrımcılık ve kadınları yoksulluğa iten, kadına yönelik şiddeti daha çok teşvik edecek olan bir uygulama olacak. Onun için medeni kanunumuzdaki bu nafaka maddeleriyle hiçbir şekilde oynanmaması, değiştirilmemesi lazım. Zaten biz şunu söylüyoruz kadınlar olarak: Cumhuriyetin 100. yılına geldik, yasaları değiştirmeyin, uygulayın.
Cumhuriyetin 100 yılında kadınları bu tür meselelerle uğraştırmasınlar. Kadınlar özgür olmak istiyorlar, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletinde yaşamak istiyorlar. Anayasanın kendilerine verdiği haklardan yararlanmak istiyorlar. Anayasanın 10. Maddesi çok açık bir şekilde kadın ve erkek eşittir, devlet bu eşitliği sağlamakla yükümlüdür diyor. Bizim hükümetten beklediğimiz kadınların bu haklarını hayata geçirecek düzenlemeleri yapmaları. Yasalarda bir sorun yok. Kadınların şiddet gördükleri zaman rehabilite olacakları, korunacakları yerlere ihtiyaç var.’’
Kaynak: Haber Merkezi