AKP büyük şok yaşıyor: 'Öcalan açılımı' da işe yaramadı
Seçimlere iki gün kala PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın mektubunun da “sadece Milliyetçi seçmeni değil, milliyetçi muhafazakâr Kürt kökenli seçmenin de tepkisini çektiği” yorumları yapıldı.
Küskün seçmen ile Kürt seçmeni çekerek seçimi kazanma planları yapan AKP, Ekrem İmamoğlu’nun Binali Yıldırım’a 800 bin dolayında fark atarak seçimi kazanması karşısında şok yaşıyor.
Seçimin iptal edilmesinin “büyük hata” olarak nitelendirildiği AKP kulislerinde, İmamoğlu’nun mağduriyet algısının kırılamaması, neden yalnızca büyükşehir seçiminin iptal edildiğinin açıklanamaması, 31 Mart öncesi “beka” denirken 23 Haziran’a 2 gün kala “Öcalan açılımı” yapılarak tutarsız davranılmasının seçimin hezimetle sonuçlanmasına neden olduğu yorumu yapılıyor.
Cumhuriyet'ten Emine Kaplan ve Selda Güneysu'nun haberi şöyle:
İttifakın MHP kanadında ise Öcalan’ın mektubunun da “sadece milliyetçi seçmeni değil milliyetçi muhfazakâr Kürt kökenli seçmenin de tepkisini çektiği” değerlendirmesi yapılıyor.
Tekrarlanan İstanbul seçiminde ortaya çıkan sonuç, Cumhur İttifakı’nda tam bir şok etkisi yarattı. Seçim sonuçlarının gelmeye başlamasıyla birlikte Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım arasındaki oy farkının çok fazla olması her iki partinin genel merkezlerinde de büyük sessizlik yarattı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçim sonuçlarını parti genel merkezinde takip ederken, genel merkezde 31 Mart’taki seçim hazırlıkları da yapılmadı.
Partinin etkin isimlerinden genel başkan yardımcıları Semih Yalçın, İzzet Ulvi Yönter ve Feti Yıldız seçimi yerinden takip ederken, partililerle koordinasyon halinde oldu.
Başkanlık Divanı’nın diğer üyeleri ise Genel Merkez’de bulunarak, Genel Başkan Bahçeli ile birlikte sonuçları değerlendirdiler. Neredeyse tüm parti yönetiminin İstanbul’da olduğu AKP Genel Merkezi’nde de yalnızca Genel Sekreter Fatih Şahin ile yardımcıları seçim sonuçlarını takip etti. Genel merkezde sonuçların takibi için bir organizyon yapılmadı.
AKP kendini sorguluyor
AKP’de seçimden kısa bir süre öncesine kadar Yıldırım’ın kazanabileceği yönünde güçlü bir beklenti yoktu, ancak farkın bu kadar olması da beklenmiyordu.
Parti yöneticileri, seçimden önce YSK’nin seçimi iptal ettiği 6 Mayıs’ta İmamoğlu ile Yıldırım arasında oluşan farkın geçen zaman içinde azaldığı, Yıldırım’ın yükselişe geçtiği, ancak bunun yetip yetmeyeceğinin özellikle AKP’li küskün seçmenin kazanılması ve Kürt kökenli seçmenin tavrına bağlı olduğu dile getiriliyordu.
Terör örgütü PKK lideri Öcalan’ın tarafsızlık çağrısıyla 31 Mart’ta İmamoğlu’na oy veren Kürt kökenli seçmenin sandığa gitmeyeceği, bunun da Yıldırım’a avantaj kazandıracağı beklentisi tam tersi bir etkiyle sonuçlandı. Bazı AKP yöneticileri, “Yalnızca bu olay bile Yıldırım’ın en az 2-3 puan oy kaybetmesine neden oldu” değerlendirmesini yapıyor.
Parti içinde yapılan özeleştirilerde en baştan İstanbul seçiminin iptal edilmesinin büyük bir hata olduğu, seçmenin buna tepki verdiği, İmamoğlu’nun hakkının yendiği algısının kırılamadığı, YSK’nin neden sadece büyükşehir seçimini iptal ettiğinin anlatılamadığı, 31 Mart’tan önce “beka” denilirken 23 Haziran öncesinde “Kürdistan ve Öcalan” açılımına dönülerek partinin tutarsız olduğu algısının güçlendirildiği, bunun da 13 binlik farkın 800 binlere çıkmasıyla sonuçlandığı dile getiriliyor.
MHP’de açılım rahatsızlığı
MHP’de sandıkların açılmaya başladığı ilk andan itibaren farkın büyük olması sonucu yüzler asılırken, “Binali Yıldırım’ın Kürt kökenli seçmenlere yönelik ‘Kürdistan” ve ‘“Pe ke ke” söyleminin “Milliyetçi seçmeni rahatsız ettiği” görüşü dile getirildi.
Seçimlere iki gün kala PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın mektubunun da “sadece Milliyetçi seçmeni değil, milliyetçi muhafazakâr Kürt kökenli seçmenin de tepkisini çektiği” yorumları yapıldı.