Kani Beko, Kozak Yaylası’nın kabusu kapasite artışını Meclis’e taşıdı
CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, Bergama Kozak Yaylası’ndaki Koza Altın Şirketinin yeni kapasite artışının nedenini Çevre ve Şehircilik Bakanı’na sordu.
CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, Bergama Kozak Yaylası’ndaki Koza Altın Şirketinin yeni kapasite artışının nedenini Çevre ve Şehircilik Bakanı’na sordu.
Yerel mahkemece iptal edilen ancak Danıştay tarafından onaylanan kapasite artışının 3’üncü kez olduğunu ve doğayı nasıl yok ettiğini hatırlatan Beko, “13 yıl daha uzatılan madenin doğa harikası bölgede yaratacağı telafisi olmayan zararlara karşı ne yapacaksınız?” diye sordu.
Bergama’nın ormanları ve çam fıstığı üretim merkezi olarak ünlü Kozak Yaylası’ndaki altın madeninin yeni bir kapasite artışı ile yeniden doğa katliamına yol açacağını vurgulayan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Kani Beko, konuyu Meclis gündemine taşıdı.
Bergama ilçe merkezine yakın, yüzde 84’ü ormanlık alanda bulunan ve FETÖ soruşturması kapsamında TMSF’ye devredilen Çukuralan Altın Madeninde yapılmak istenen kapasite artırımına ilişkin ÇED olumlu kararına karşı dava açıldığını hatırlatan Beko, “Bu kapsamda İzmir 6. İdare Mahkemesi canlı sağlığı açısından riskli ve yer seçiminin yanlış olduğunu belirterek yürütmeyi durdurma kararı vermiş, mahkeme ÇED olumlu raporunu iptal etmiştir. Kapasite artırımı ile ilgili olarak madenin çevresinde bulunan içme suyu havzaları ve doğal SİT ve mesire alanlarına zarar vereceği vurgulanmaktadır.
Ancak şirket yöneticileri kararı temyize taşımış ve Danıştay 14. Dairesi dosyayı inceleyip KOZA Altın Şirketi lehine ÇED iptal kararını bozmuştur. Bu kararla 3’üncü kez kapasite artırımının önü açılmış ve ne yazık ki madenin ömrü 13 yıl daha uzatılmıştır” bilgilerini paylaştı.
ESKİ SAHİPLERİ FETÖ DAVASINDA YARGILANIYOR, MADEN KAPATILMIYOR!
Soru önergesinde Çevre ve Şehircilik Bakanı’na verilen kararı doğru buluyor musunuz diye soran CHP’li Beko, “Kozak’taki madenin ve mevcut atık havuzlarının bölge yaşamı üzerine telafisi mümkün olmayan riskleri ortaya çıkaracağı defalarca vurgulandı, vurgulanıyor. Bakan’a soruyorum; Türkiye’nin en önemli fıstık çamı üretim alanlarından biri olan bu bölgede ÇED raporunun iptalinin kaldırılmasına yönelik Danıştay tarafından alınan kararın doğru olduğu kanaatinde misiniz?
İçme suyu kaynaklarına bu kadar yakın bir bölgede, Madra İçme Suyu Barajı’nın bundan zarar göreceği bilirkişi raporunda belirtilmesine rağmen yine de Danıştay’ın yerel mahkemenin kararını bozması sonucu oluşacak zarar nasıl karşılanacaktır?
Bölge insanın yaşamını yıllardır doğrudan etkileyen bu kararın yol açacağı telafisi olmayan zararlara karşı bir tasarrufunuz olacak mıdır?
Kozak'ın en büyük çam fıstığı üretim bölgesi olan Kaplan ve Aşağıbey köylerinin arazileri de tehlike altındadır. Çevre Bakanlığı olarak, bu tehlikeye karşı bir yaptırımınız olacak mıdır?
Doğayı bu kadar tahrip eden, insan yaşamını tehlikeye atan ve eski sahiplerinin terör örgütü finansörleri oldukları gerekçesiyle hala yargılandıkları bilinmekteyken bu madenin kapatılması düşünülmekte midir?” şeklinde Çevre ve Şehircilik Bakanı’ndan istediği cevapların sorularını sıraladı.