'AKP'li vekil: MYK üyeleri Cumhurbaşkanı ile yapılan toplantılarda susuyor'
Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, ismini vermediği AKP'li bir vekil arasında geçen görüşmeyi aktardı.
Deniz Zeyrek, AKP'li vekilin Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın tatilden döndükten sonra kabinede ve partide değişiklik yapılmasını beklediklerini aktardı. Zeyrek'in yazısına göre, AKP'li vekil MYK üyelerinin Erdoğan'la yaptıkları toplantıda sessiz kalmayı tercih ettiğini söyledi.
Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, ismini vermediği AKP'li bir vekil arasında geçen görüşmeyi yazdı. Zeyrek, AKP'li vekilin Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın tatilden döndükten sonra kabinede ve partide değişiklik yapılmasını beklediklerini aktardı.
Zeyrek'in yazısına göre, AKP'li vekil MYK üyelerinin Erdoğan'la yaptıkları toplantıda sessiz kalmayı tercih ettiğini söyledi.
Zeyrek'in yazısının ilgili bölümü şöyle:
"AK Partili bir vekil, Cumhurbaşkanı'nın tatil dönüşünde kabinede ve parti yönetiminde değişikliğe gitmesini beklediklerini, ama ne büyüklükte bir değişim olabileceğini kestiremediklerini söylüyordu.
Devamında da çok önemli bulduğum şu notu düşüyordu:
“Aslında kaç isim ya da kimi değiştireceğinden, kimi getireceğinden daha önemli olan, politikaların değiştirilmesidir. Yerel seçimler gösterdi ki aynı söylemlerle, aynı politikalarla devam edersek, kimi getirirseniz getirin bir şey değişmez.”
“Bu görüşleri Cumhurbaşkanı'na iletiyor musunuz?” diye sorunca, “MYK üyelerinin iletmesi lazım.
Bizimle sohbet ederken benzer eleştiri ve önerileri dillendiriyor ama Cumhurbaşkanı ile toplantılarda susuyorlar, kameraların karşısında başka telden çalıyorlar” karşılığını verdi.
Ali Babacan ile yeni parti hareketinde olduğunu bildiğim eski bir bakan ise telefonda, kuracakları partinin temel motivasyonunun, AK Parti'de artık sıkça dillendirilen o “söylem ve politika değişikliği ihtiyacı” olduğunu anlatıyordu.
“1983'te Özal'ın, 2002'de Erdoğan'ın ortaya koyduğu yenilikçi yaklaşımın dahi önüne geçecek bir siyasete ihtiyacımız var” dedi.
O nedenle isimlerden çok dünyanın gidişatını okuyabilen, içerideki popülist akımlara ve “herkes bize düşman” hissine kapılmadan, ekonomiyi, dış politikayı, hukuk sistemini, içinde bulunduğu fasit daireden çıkaracak bir politik söylem arayışında olduklarına dikkat çekti."