Genel merkezden CHP'li belediyelere uyarı
CHP’nin Afyonkarahisar’da belediye başkanları ile düzenlediği iki günlük çalıştay sona erdi. Yeniçağ yazarı Ahmet Takan, CHP genel merkezinden belediye başkanlarına “Geldiğiniz yeri unutmayın” uyarısının yapıldığını söyledi.
Çalıştay sonrası CHP’nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ile yaptığı söyleşiyi köşesine taşıyan Ahmet Takan, “Çalışma atölyelerinde sorunlar masaya yatırıldı.
Belediye Başkanları tek tek dinlendi. Uzmanlar sunumlar yaptı. CHP Genel Merkezi'nin belediye başkanlarına uyarı ve tavsiyeleri oldu. Kurulacak yeni mekanizmalar hakkında bilgiler verildi. AKP'den belediyeleri borç batağı içinde alan CHP'li belediye başkanlarının büyük ortak sorunu bir kez daha tekrarlandı;
Muhalefete geçen belediyeleri boğmak için hemen 31 Mart sonrasında harekete geçen AKP iktidarının blokajlarını aşmak için neler yapılabilir?.. Kendi kaynağını kendi yaratan uluslararası formüllere kadar varan çözüm yolları sunuldu. Ama çok önemli bir uyarı yapıldı CHP'li belediye başkanlarına, "geldiğiniz yeri asla unutmayın…" ifadesini kullandı.
İŞTE SEYİT TORUN'UN AÇIKLAMALARI
- Nasıl bir Çalıştay oldu?..
Burada bizim amacımız, vatandaşımız bize güvendi belediye başkanlarımıza görev verdi. Başarılı olmak zorundayız, hiçbir mazeretimiz yok. Biz mazeret üretmek için değil çözüm üretmek için mücadele etmek zorundayız. Bu anlamda ne yapabilirizi burada tartıştık. Belediye başkanlarımıza 4 soruda, öncelikli sorunlar ne gibi önceliklerimiz tespit ettik. Bu sürecin yönetiminde neler yapılması gerektiğinin tespitini yaptık. Zaten saha analizlerinde yapmıştık. Şunu öğrenmek istiyoruz, belediye başkanlarımız sahaya hakim mi? Sorunları biliyor mu, çözüm yolları ile ilgili olarak biz onlara nasıl katkıda bulunuruz? Şimdi buradan çıkan sonuca göre stratejimizi belirleyeceğiz. Genel merkezimizde kurduğumuz eş güdüm ve koordinasyon merkezimizle kolaylaştırıcı yol gösterici denetleyici olacağız. Ve belediyelerimizin başarılı olması vatandaşın gösterdiği güvene desteğe layık olması için katkıda bulunacağız destek olacağız.
- Belediye başkanlarınızın üzerinde en çok durduğu sorun ne?
İmar sorunları ve kaynak sorunları… Gerçekten Türkiye'de ciddi bir imar sorunu var. Bu çerçeveyi genişlettiğinizde yeşil alan düzenlemesinden trafiği o kentte yaşanan her türlü sorun aslında imar sorunudur. Ana sorun tema sorunudur. Maalesef hep boz yaplarla, hep ciddi maliyetlerle karşı karşıya kalıyorsunuz. İkincisi, kaynak sorunu. Sonuçta belediye, sadece lokal kaynaklarla bu işleri sürdürmesi çok mümkün değil. Merkezi yapı, birçok kaynağı aslında o şehirden alıyor merkeze topluyor, havuza alıyor havuzdan tekrar dağıtıyor. Geliş gidiş süreci içerisinde bir zafiyet ortaya çıkıyor hem de dağıtımında bir eksiklik ortaya çıkıyor. Halbuki gelişmiş, bu sorunu çözmüş ülkelere baktığınızda daha çok kaynak yerinde kullanılıyor. Merkezi yapıya da belli bir pay gidiyor. Maalesef, Türkiye'de bu yıllardır konuşulur, yıllardır da çözülmez. Herkes durumdan şikayetçi olur. Mutlaka belediyelerin kaynaklarının arttırılması lazım. Onlardan her şeyi istiyoruz. Doğumdan ölüme kadar aslında bütün taleplerimizi istiyoruz. Kaynaklarını arttıramıyoruz ancak diyoruz ki, 'şunu da yap, şunu da yap…'
Şehrin bütün eksozunun bütün trafiğin yarattığı bedeli belediyeler ödüyor. Yol, çöküyor, kırılıyor, deforme oluyor. Park yapmak otopark yapmak gerekiyor. Ama motorlu taşıtlar vergisi gidiyor merkezde toplanıyor. Oradan geliyor. Halbuki, şehrin yükünü çeken o belediye. Bütün olumsuzlukları yaşayan o belediye. Oradaki payın aktarılacaksa belediyenin payının kesilip aktarılması lazım. Ören yerleri var, turizm tesisi alanları var… Oranın her çöpünü her sorununu o belediye karşılıyor hiçbir gelirinden istifade edemiyor doğru dürüst. Örnekleri çoğaltabiliriz. Kaynak bakımından belediyelerimiz revize edilmelidir.
- Alternatif kaynak bulmak konusunda ne önerdiniz?.. Uluslararası kuruluşlar vs…
Türkiye'de sadece AB'den bir kaynak üretme diye bir şey söz konusu değil. Büyükelçiliklerin bile kaynakları var, Avrupa Konseyinin kaynakları var, BM'nin kaynakları var. Veya bugün dünyada özellikle ekonomisi gelişmiş ülkeler gelişmekte olan ülkelere sağladığı belli fonlar var, kendi özel fonları var. İşte, kredileri var veya yap-işlet-devret, kar paylaşımı gibi birçok farklı modeller var. Biz, bunların tüm alternatiflerini belediyelerimize sunduk. Onlar kendi ihtiyaçlarına göre kendi şehirlerinin taleplerine göre kullanacaklar, değerlendirecekler. Aslında ayrıca kendileri de kaynak üretecekler. İsrafı önleyecekler bir kere. Örneğin, bugün Türk tarımında yaşadığımız sorunlar ortada.. Hem Türk tarımını ayağa kaldırmak adına hem de üreticiyi önünü görmesi adına hem de tüketicinin sağlıklı ve ucuz ürün alması adına burada belli fonksiyonları ortaya koyabilirler. Bunu yapan belediyelerimiz var, fevkalade başarılı da gidiyorlar. Sözleşmeli üretim yaptırıyorlar. Hem üreticiye bir garanti veriyorlar,alım garantili üretim yaptırıyorlar hem de ucuz ve kaliteli bir şekilde tüketiciye de ulaştırabiliyorlar. Buradan kaynak da sağlıyorlar.
Belediyelerimiz işbirliği içerisinde de kaynak üretebilir sadece kendi bünyelerinde değil. Başka belediyelerle farklı ekonomik işbirliği yaparak… Mesela, enerji konusunda bunu yapabilir… Enerji kooperatifleri de artık Türkiye'de gelişmek zorunda. Batı'da bu konuda son derecede gelişmiş durumda belediyeler. Bunun hem öncülüğünü yapıp hem kendileri bir gelir sağlayabiliriz, hem de ihtiyacı olan yoksul vatandaşlarımıza oradan bir katkı sağlanabilir. İki taraflı kazanabilir.
- Bundan sonra nasıl CHP'li belediyeler göreceğiz?..
Bundan sonra, üreten sorunları çözen ve vatandaşların beklentilerine cevap veren CHP'li belediyeler görülecek. Halka yakın, halka tepeden bakmayan ve sonuçta geldiği yeri asla unutmayan aldığı sorumluluğu bilen bir CHP'li belediyecilik anlayışı olacak.