Erdoğan'lı beş yılın bilançosu: Endonezya'nın bile gerisindeyiz
Erdoğan'ın rejiminin beş yıllık ekonomi karnesi CHP tarafından raporlaştırıldı. Erdoğan'dan önce 950 milyar dolar olan milli gelir beş yıl sonra 748 milyar dolara geriledi. Türkiye'nin Endonezya ile Suudi Arabistan gibi ülkelerin gerisinde.
Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı yaptığı beş yıllık ekonomi karnesi CHP tarafından raporlaştırıldı. Rapora göre, 10 Ağustos 2014'te Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan'dan önce 950 milyar dolar olan milli gelirin beş yıl sonra 748 milyar dolara gerilediği ve Türkiye'nin Endonezya ile Suudi Arabistan gibi ülkelerin gerisine düştüğü vurgulandı.
Birgün gazetesinden Hüseyin Şimşek'in haberine göre CHP AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk kez Cumhurbaşkanı seçildiği 10 Ağustos 2014’ün beşinci yıldönümünde “ekonomik bilanço” hazırladı.
CHP Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak tarafından hazırlanan, “Tek Adam Parti Devleti Hevesinin Milletimize Faturası” isimli çalışmada, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmadığı son yıl olan 2013 ile 2019 yılı ekonomik olarak kıyaslandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sunulan çalışmada, tek adam parti devleti rejiminin inşasına hız verildiği son beş yılda milli gelirin tam 202 milyon dolar eridiği bildirildi. 2013’te 950 milyar dolar olan milli gelirin 2019’un ilk üç ayında 748 milyar dolara gerilediği bildirilen çalışmada, kişi başına düşen milli gelirin ise 2013’ten bu yana 3 bin 404 dolar eridiği ifade edildi.
ENDONEZYA’NIN GERİSİNE DÜŞTÜK
2013 yılında Türkiye’nin dünyanın en büyük 16’ncı ekonomisi olduğu kaydedilen çalışmada, 2019’da dört sıra birden gerilediği ifade edilerek, “Tek adam parti devleti kurma hevesiyle 6 yılda milli gelir sıralamasında dört basamak geriye düştük. Türkiye’nin en büyük 20 ekonomi liginden düşme riski ortaya çıktı” denildi. Endonezya, Hollanda, İsviçre ve Suudi Arabistan ekonomisi, beş yılda Türkiye ekonomisini geride bıraktı.
İŞSİZLİK, ENFLASYON ÇİFT HANEDE
Enflasyon ve işsizlik rakamları başta olmak üzere birçok değerlendirmeye yer verilen çalışmada öne çıkan tespitler şu şekilde:
2013 sonunda yüzde 7’lerde olan enflasyon 2017’den itibaren çift hanelere yerleşti. Millet, 2019’un kışında ucuz soğan ve patates kuyruklarında bekledi. Tencereler boşaldı, mutfaklar yangın yerine döndü. 2013’te yüzde 9 olan işsizlik 2015’ten itibaren çift haneye çıktı. Küresel krizden bu yana en yüksek seviyelere geldi.
Tek adam parti devletine heveslenilen dönemde resmi işsizlerimizin sayısı 4 milyonu aşarken, gerçek işsizlerimizin sayısı 8 milyona dayandı. Üniversiteli işsizlerimizin sayısı ise bu dönemde rekorlar kırarak 1 milyon sınırını aştı. 2013 sonunda her 100 gençten 16’sı işsizken 2019 Nisan dönemi itibariyle her 100 gençten 26’sı işsiz.
BORÇ ARTTI
Kamunun, reel sektör şirketlerinin ve ailelerin borçlarının toplamından oluşan ülkemizin toplam borçları, milli gelirimizi aştı. 2013’te her 100 liralık gelir karşılığında 98 lira borç varken 2019’un ilk çeyreğinde her 100 liralık gelir karşılığında borç 109 liraya çıktı.
Tek adam parti devletini kurma yönündeki çabalar Türk Lirası’nın değerini eritti. 2013 ile 2019 Ağustos ayı arasında Türk Lirası, ortalama kurlarla dolar karsısında yüzde 66, avro karşısında yüzde 60 değer yitirdi.
Mevcut kadroların 2011 seçimlerinde açıkladığı ve daha sonra 10’uncu Kalkınma Planı’na yazdığı 2023 hedeflerinde tenzilata gidildi. 2023 için 2 trilyon dolarlık milli gelir hedefi, Saray rejiminin ilk planında yarı yarıya iskonto edildi, 1 trilyon 80 milyar dolara çekildi.
KRİZDEN ÇIKIŞIN YOL HARİTASI
Türkiye’de zaten var olan ekonomik kırılganlıkların, tek adam parti devleti projesiyle daha da ağırlaştığı bildirilen çalışmada krizden çıkışın yolu şöyle anlatıldı:
“CHP Genel Baskanı Kılıçdaroglu‘nun 11 Ağustos 2018’de açıkladığı ‘’Krizden Çıkış İçin Yol Haritası’ Türkiye’nin rahatlaması ve hızla toparlanması için önemini hâlâ korumaktadır. Bu kapsamda, devlette liyakat sistemi yeniden inşa edilmelidir. Demokrasiye geçilmeli, hukukun üstünlüğü ve hukuk güvenliği tesis edilmelidir. Merkez Bankası’nın bağımsızlığı sağlanmalıdır. Akılcı bir dış kaynak yönetimine geçilmelidir. Döviz esas alınarak yapılan ihaleler süratle Türk Lirası’na dönüştürülmelidir. Kamu İhale Yasası uluslararası standartlara uygun şekilde değiştirilmelidir. Sayıştay bağımsız denetim yapmalıdır.”