Erdoğan: Gecikmeyle de olsa 2023 hedeflerimize ulaşacağız
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda verilen resepsiyonda konuştu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda verilen resepsiyonda konuştu.
Resepsiyona siyasi parti temsilcileri, kabine üyeleri, yabancı misyon şefleri, medya temsilcileri ve diğer davetliler katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan programda davetlilere hitap etti. “30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun” diyerek söze başlayan Erdoğan, Kurtuluş Mücadelesine emek veren Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerini ve ordunun bütün askerlerini rahmetle yad etti.
‘ŞEHİTLERİMİZİ ŞÜKRANLA YAD EDİYORUM’
Her zaferin arkasında olduğu gibi, 30 Ağustos’un arkasında da gözlerini kırpmadan hayatlarını feda eden kahramanların cesaretleri olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “30 Ağustos’tan 4 gün önce Malazgirt’te Sultan Alparslan ve ordusunun zaferini kutladık. Bu coğrafyayı bize vatan kılmak için, 1000 yıldır cepheden cepheye koşarak can veren, terörle mücadelede ve 15 Temmuz’da gül bahçesine girercesine toprağa düşen tüm şehitlerimizi şükranla yad ediyorum” dedi.
‘2023 HEDEFLERİMİZE MUTLAKA ULAŞACAĞIZ’
97 yıl önce bugün Anadolu’nun göğsüne saplanmak istenen hançeri söküp atanların yepyeni bir ufuk açtığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de yürüttüğümüz mücadeleyle sonraki nesillerin önünde çok daha geniş bir ufuk açmanın gayretindeyiz. Gençlerimize 2053 ve 2071 vizyonlarını miras bırakmak için gece gündüz çalışıyoruz. Cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yılı olan 2023 için belirlediğimiz hedefler bu büyük vizyonların altyapısıdır. Birkaç yıllık gecikmeyle de olsa inşallah 2023 hedeflerimize mutlaka ulaşacağız. İşte o zaman Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle Türkiye'nin önünde yepyeni bir dönem açılmış olacaktır. Her zaferin gerisinde bolca ter ve gerektiğinde dökülen kanlar vardır. Bugün yürüttüğümüz mücadele de, terle kanla yoğrularak ilerlemektedir" diye konuştu.
'ORDUMUZ ELLER TETİKTE GÖREV BAŞINDADIR'
Güvenlik güçlerinin yurt içinde ve yurt dışında bölgenin tamamını 'hallaç pamuğu gibi attığını' ifade eden Erdoğan, "Haluk Dursun hocamızın dediği gibi, 'Bizler kesinlikle gerek Dicle'nin doğusunda, gerekse Fırat'ın doğusunda kesinlikle kuzularımızı kurtlara kaptırtmayacağız, yedirmeyeceğiz' kara, deniz, hava güçlerimiz ve diğer tüm savunma unsurlarımız, kalplerinde vatan sevgisi, dillerinde tekbir eller tetikte ve gözler ufukta 24 saat görev başındadır" dedi.
'COĞRAFYAMIZIN DÖRT BİR YANINDA VERDİĞİMİZ MÜCADELENİN TEK BİR GAYESİ BULUNUYOR'
Demokraside ve ekonomide 'Güçlü Türkiye' ideali için yürütülen mücadelenin sembolünün 'Tek millet tek bayrak tek vatan tek devlet' olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hep söylediğimiz gibi, bizim kimsenin tek karış toprağında gözümüz yoktur. Ama bizim kendi topraklarımıza dikilen gözlere, egemenlik haklarımıza uzanan ellere, istiklalimize ve istikbalimize yönelen tehditlere de en küçük bir tahammülümüz olamaz. Bugün Irak'ta Suriye'de, Doğu Akdeniz'de ve coğrafyamızın dört bir yanında verdiğimiz mücadelenin tek bir gayesi bulunuyor. Bu gaye öncelikle Türkiye Cumhuriyeti devletinin haklarını savunmak, bunun yanında dost ve kardeş halkların güvenliklerini de temin etmektir. Çünkü sınırlarımız ötesinde milyonlarca inanının hayatı tehlike altındaysa bizim burada huzur içinde yaşayabilmemiz mümkün değildir. Türk milleti, dostları ve kardeşleri ateş çemberindeyken buna sırtını dönebilecek, 'Bana dokunmayan yılan bin yaşasın' diyecek bir millet değildir. Dünyanın neresinde bir mazlum zulüm altındaysa, bir mağdur kendisine uzanacak yardım eli bekliyorsa, orada olmak inancımızın, kültürümüzün bir gereğidir. Bugün nasıl millet olarak ecdadın geride bıraktığı hayırlı hizmetlerle gurur duyuyorsak, sonraki nesillere de benzer bir miras bırakmayı namus borcumu kabul ediyoruz."
'YENİ ZAFERLERİ MİLLETE ARMAĞAN EDECEĞİZ'
"Zaferlerimizi savaş alanlarındaki başarımızla toprakların fethini değil, aynı zamanda gönüllerin fethini ifade eden dönüm noktaları olarak ifade ediyoruz" diyen Erdoğan, zaferlere ne kadar sahip çıkılırsa, gönül kapılarını açma konusundaki başarıların da o derece iyi hatırlanıp uygulanacağının altını çizerek, "Bayrağımızla girdiğimiz her yerde, samimi bir hüsnükabulle karşılanıyor oluşumuzun sebebi budur. Çünkü biz yıkmak, öldürmek, yok etmek değil, yaşatmak, inşa etmek ve ihya etmek için gideriz ve gereğini de yerine getiririz. Son dönemde Afganistan'dan, Kosova'ya, Somali'den, Bosna'ya kadar askerlerimizin görev yaptığı her yerde, inşa faaliyetlerimiz, güvenlik faaliyetlerimizin katbekat üstünde olmuştur. Kızılay'dan AFAD'a, TİKA'ya kadar kurumlarımız, bayrağımızı dalgalandırdığı her yerde, aynı anlayışla faaliyetlerini yürütmüştür. Herkesin sömürmek, kendine bağımlı kılmak, askeri veya ekonomik, lojistik ihtiyacını gidermek için gittiği yerlerde biz insanların hayatına dokunan, kalıcı projeleri hayata geçirmek için çalışıyoruz. Bu bazen okul, bazen hastane, bazen ibadethane, bazen yollar, altyapı, bazen su, işte biz bunlar için varız. İşte bu şekilde, adeta dişimizle, tırnağımızla kurup geliştirdiğimiz gönül bağları sayesinde Türkiye, 82 milyon nüfusun ve 81 vilayetin ötesinde bir etki alanına sahip olmuştur. Arkamızdaki bu gücün desteğiyle hedeflerimize birer birer ulaşacak, yeni zaferleri hep birlikte millete armağan edeceğiz."
'NE ZAMAN HUSUMETİN PENÇESİNE DÜŞTÜYSEK KAYBETTİK'
Hayalleri olmayan, hedeflerini hayata geçiremeyen toplumların başka hayallerin malzemesi haline dönüşmesinin kaçınılmaz olduğun aktaran Erdoğan, "Bizim milletimiz tarih boyunca hep büyük hayallerin peşinden koşmuş, bunun için gece gündüz mücadele etmiştir. Bu sayede binlerce yıldır yaşadığımız her coğrafyada, hürriyetimizi korumayı, devletimizi kurmayı, milletimizin onurunu en üstte tutmayı başardık. Sahip olduğumuz binlerce yıllık devlet tecrübesi bize, kendimizi sürekli yenilememiz, gücümüzü diri tutmamız gerektiğini gösteriyor. Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıktığımız sürece başarıdan başarıya koştuk. Ne zaman tefrikanın, fitnenin, husumetin pençesine düştüysek kaybettik. Bunun için Türk milletinin bileğini er meydanında bükemeyeceğini bilenler, hep birlik ve beraberliğimize saldırmıştır. Son 200 yıldır başımıza gelenlerin tek sebebi işte budur" diye konuştu.
'KAZANAN MİLLETİMİZİN İSTİKLAL MÜCADELESİ OLMUŞTUR'
Ülkesi ve milleti yerine, kendi küçük hesapları için çalışanların hiç eksik olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Ama milletimiz bu küçük hesap sahiplerini hep tefrik etmeyi ve vakti saati geldiğinde dersini vermeyi bilmiştir. Dünyamız ve bölgemiz etkisi belki asırlar boyu sürecek bir yeniden yapılanma döneminden geçerken, ülkemizde birileri yine aynı hesapların peşindedir. Türkiye, sınırları boyunca gerçekten kahramanca bir mücadele veriyor, birileri teröristlerin ve onların arkalarındaki güçlerin ağzıyla buna gölge düşürmeye çalışıyor. Türkiye, Doğu Akdeniz'de ve Kıbrıs'ta büyük bir ekonomik ve siyasi mücadele içinde ama buna birileri karşımızdakilerin tezleriyle karşı çıkıyor. Türkiye ekonomik, siyasi ve askeri olarak kuşatılmaya çalışılıyor, bazıları sırf kendi pastalarını büyütmek için hasımlarımızın değirmenine su taşıyor. Gerçi biz aynı zihniyeti bir asır öncesinden biliyoruz. Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları Ankara'da istiklal harbini yürütürken kimlerin, nasıl manda peşinde koştuklarını unutmadık. Ordularımız düşmana karşı cephede savaşırken birilerinin arkada nasıl çapulculuk, yağmacılık peşinde koştuklarını da gayet iyi hatırlıyoruz. Ama sonuçta ne mandacılar, ne çapulcular, ne yağmacılar kazanmıştır, kazanan milletimizin istiklal mücadelesi olmuştur. Bugün de kim hangi yalpayı yaparsa yapsın, kim nerede saf tutarsa tutsun kazanan milletimiz olacaktır. Milletimizle birlikte bu mücadeleyi yürütenler olacaktır."