Ekrem İmamoğlu'ndan kırık sandalye yanıtı: Onu Cumhurbaşkanlığı araştırsın...
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki toplantıda oturduğu koltuğun kırık olmasıyla ilgili açıklama yaptı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki toplantıda oturduğu koltuğun kırık olmasıyla ilgili açıklama yaptı.
İmamoğlu şunları söyledi;
KIRILAN KOLTUK YORUMU: “DEMEK
Kİ SANDALYE FİRMASINDA SORUN VAR!”
Dün önemli bir görüşmeniz oldu. Beştepe’de belediye başkanları bir araya geldi. Kulis bilgilerine göre oturduğunuz koltukla ilgili bir bilgi var. Sizden dinleyebilir miyiz? Orada neler yaşandı?
- Oturduğumuz koltuk, durup dururken kırıldı. Biraz yere düşer gibi olduk, düştük aslında. Sonra ayağa kalktık. Sayın Cumhurbaşkanı, ‘İsraf yaptın’ dedi. ‘Parasını öde’ falan duymadım. Ben de ‘Bu israf değil, sandalye kırık, benle ilgili bir sorun yok. Ama olsun ikinci sandalyeye daha sağlam oturuyoruz’ dedim. Bu ilginç magazin bir durumdu. Tabi sandalye neden çürüktü, neden kırıldı, onu Cumhurbaşkanlığı araştırsın. Demek ki ya sandalye firmasında bir arıza var ya da bakımını yapanda.
Oturacağınız yerler belli miydi?
- Alfabetik sıraya göre oturma düzeni vardı. Benim sağımda Yılmaz Büyükerşen, solumda da Tunç Soyer vardı ve belirli olan sandalyeler. Masa düzenine göre oturduk.
Ekrem İmamoğlu, Esenler Otogarı için tarih verdi: Yeni otogar...
“TÜMÜYLE SEÇİLMİŞ BELEDİYE
BAŞKANLARI ORADA OLABİLİRDİ”
Sizin aklınızda soru işareti var mı?
- Ben, hayatta hiç kötü düşünerek yoluma bakmadım. Ben iyi düşünceyle baktım. Dün verimli bir toplantı oldu. İyi bir iletişim toplantısıydı. Elbette daha iyi olabilirdi. Sadece tümüyle seçilmiş belediye başkanları orada olabilirdi. Tabi demokrasi adına bazı sıkıntılar yaşanıyor. Bunun söyleminden vazgeçmiş değilim. Keşke orada da o arkadaşlarımızda olsaydı. Ama her şeye rağmen verimli iyi bir iletişimdir. Umuyorum orada kalmasın, devam etsin. Ben bu tarafına bakıyorum. Ama sandalye konusunda bir açıklama yapacaksa cumhurbaşkanlığının o işe bakan kişileri sorumluları yapsın. Niye sandalye öyleydi. Niye ayakları içe doğruydu bilmiyorum?