Erdoğan: Bölgedeki barış için bu adımı atmak zorundaydık
Reuters haber ajansına röportaj veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Reuters'a verdiği özel mülakatta, gündeme ilişkin konularda değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İdlib'de hassasiyetlerimiz ve önceliklerimiz var. Sivillere saldırılar ülkemize yönelik yeni bir mülteci akını riski ve siyasi çözüm sürecinin iflası tehlikesi olarak görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
- Rusya samimi bir yaklaşım ortaya koydu. Gerek ortak üretim konusu, gerek kredi temini konusu, gerekse takvimin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi konusu süreci hızlandırdı. Bölgedeki barış için bu adımı atmak zorundaydık. Böyle bir savunma sistemine ihtiyacımız vardı.
- İdlib'deki gözlem noktalarından şu anda çekilmemiz söz konusu değil. Rejim gözlem noktalarımızla uğraştığı anda, herhangi bir saldırı yaptığında iş orada çok farklı bir istikamete gider, şu anki gibi durmayız.
- Rusya ve İran'la pazartesi günü yapacağımız zirvede amaç ateşkesi sağlamak, göçü sona erdirmek ve terör örgütlerini kontrol altına almak.
- 3.6 milyon mülteciyi barındıran Türkiye Suriye'den gelecek milyonlarca insanı da alamaz, bunun altından biz kalkamayız.
- Ekim başında Rusya, Almanya, Fransa ile Türkiye'de belki dörtlü zirveyi gerçekleştireceğiz. İdlib ve mülteciler konularını ele alacağız.
- Koalisyon içindeki ülkeler güvenli bölge noktasında adım atmaya gelince işi biraz frene basmak suretiyle ağırlaştırıyorlar.
- Maalesef güvenli bölge anlayışı beklentilerimizi karşılamıyor. Oyalama siyasetine dönüşüyor. Sabrımız taşarsa başımızın çaresine bakmak durumunda kalacağız.
- Rusya SU-35/SU-57 savaş uçakları satmayı teklif etti. Rusya bu konuda savunma sanayiine yönelik her adımda biz varız diyor.
- S-400 sistemi ile ilgili adımı atınca bu bizi biraz rahatlatacak, en geç nisana kadar yerlerine monte edilmiş olacak. Savunma sistemleri olarak çok daha huzurlu hale gelmiş olacağız.
- Savunma sanayiinde attığımız adımlarla ortak savunma sistemlerine de girdiğimizde, bizler bölgede çok daha güvenli bir güç, ön koruma tedbirlerini almış bir NATO ülkesi olacağız.
- Trump S-400 konusunda yapılanları anlayışla karşılarken, yaptırım tehditlerinin gerçeği yansıttığını düşünmek mümkün değil.
- F-35 konusunda sekteye uğrayan süreçler konusunda Trump ile ABD seyahatinde (BM Zirvesi) konuşacağız.
- Nasıl ki Patriot'larda önümüzü tıkadıklarında başımızın çaresine baktıysak, F-35’lerde önümüzün tıkanması halinde başımızın çaresine bakıp alternatiflerini arayacağız. Onlar da bunu anlıyorlar.
- ABD gibi bir ülke müttefiki Türkiye'yi daha fazla bana göre incitmek istemeyecektir. Bu rasyonel davranış değildir, sorumlu bir dış politika hiç değildir.
- Halkbank ve yaptırımlar konusunda Trump ile birbirimize güvenimiz var. İnanıyorum ki, ABD'deki görüşmede bunu karşılıklı teyit edeceğiz.
- Trump ile Patriot alma konusunu telefonda konuştuk. Ancak ona S-400'deki şartları sizde de görmemiz lazım dedim.
- Belirli bir oranı belirli bir paketi bu tür şartlarda ortak üretim kredi vesaire gibi olduğu anda biz Patriot'u alabiliriz. Alternatifli çalışılması gerektiğine inanıyorum.
- Nasıl Patriot'larda önümüz tıkanınca biz S-400 olayına girdiysek, F-35'lerde de önümüzün tıkanması halinde çaresine bakacağız.
- İkide bir mesela, 'Kürt Kürt Kürt' diyorlar. Bunların oradaki Kürtlerle samimi bir ilişkisi de yok. Oradakiler terör örgütünün temsilcileri. Mesela Obama bir gün telefon etti, "Kobani’ye uçaklarımızı indirmek durumundayız, oradaki insanlar şu anda zor durumda, onları Türkiye’ye almak veya oradaki belli yerlere mühimmat silah indirmemiz gerek" vesaire dedi. O günden bu güne biz 300 bin Kobaniliyi ülkemizde yedirip giydirip içiriyoruz. Nerede Amerika? Onlara biz bakıyoruz.