'Kirli ve karanlık güçler değil haklı olan kazanacak'
CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, Cumhuriyet davasında çıkan kararlara tepki gösterdi.
CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, 18 yazar ve yöneticinin yargılandığı Cumhuriyet Davasıyla ilgili verilen karar sonrası yaptığı açıklamada “Kendi suçlarını örtmeye çalışanların talimatıyla alınan bu kararın hedefinde cemaat, tarikat ve siyaset üçlüsünü deşifre edenlerin olması şaşırtıcı değil. Bu üçlünün kirli ilişkilerini ve işbirliğini deşifre eden gazetecilere karşı ‘FETÖ’ mensubunun ifadeleriyle dava açıldı, ‘FETÖ’ üyeliğinden yargılanan savcı tarafından iddianame hazırlandı, Cemaate ‘her istediklerini verenler’ tarafından talimat alan mahkemelerce de ceza verildi. Bu karar; cemaat, tarikat ve siyaset üçlüsünün kirli işbirliğinin devam ettiğinin ispatıdır. Kirli ve karanlık olan değil haklı olan kazanacak, gerçek açığa çıkacak. Adalet mutlaka er ya da geç suçsuzun hakkını verecek” dedi.
Cumhuriyet gazetesi davasına duruşma savcısı olan Hacı Hasan Bölükbaşı'nın 2013'te Orhan Bursalı hakkında "Erdoğan ve Gülen'e hakaret" suçlaması ile kamu davası açtığını hatırlatan Zeynep Altıok “5 yıl önce Cumhuriyet yazarına ‘Gülen'e hakaret ettiği iddiasıyla’ dava açan savcı, bugün Cumhuriyet yazarlarını ‘Gülenci’ olmakla suçluyor” ifadelerini kullandı.
CHP’li Vekil Zeynep Altıok’un açıklamalarında öne çıkanlar şu şekilde;
CEMAAT DESTEĞİYLE İKTİDARA GELENLER KENDİLERİNDEN OLMAYANLARI CEMAATÇİ OLMAKLA SUÇLUYOR
‘Fethullah Gülen'in 40 yıllık serüveni’ adlı kitabı yazan Hikmet Çetinkaya, 40 yıldır Fetullah Gülen’in sağ kolu olan birinin ifadeleri aracılığıyla ‘Fetö’ terör örgütüne destek iddiasıyla 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı! Ahmet Şık 2011 senesinde Gülen cemaatini ifşa ettiği kitap çalışmasıyla “dokunan yanar” dediği için hapse atılmıştı, bugün Gülen taraftarı olmakla suçlanarak 7 yıl ceza aldı. 2004’te ‘Fetö’, AKP tarafından devletin tehdit listesinden çıkarılmıştı. Bugün ‘neden çıkardınız’ diye soran gazeteciler ‘Fetö’ üyesi ya da destekçisi olmakla suçlanıyor. Cumhuriyet yazarlarını adli kontrol şartıyla serbest bırakıp ardından toplamda 50 yıldan fazla hapis cezası vererek açıkça intikam ve susturma peşinde olduklarını ortaya koyanlar, "bizim kirli ilişkilerimizi yazmaya devam ederseniz biz de sizi tutsak ederiz" diyorlar. Yani cemaat desteğiyle iktidara gelenler kendilerinden olmayan herkesi kumpas ve iftiralarla cemaatçi olmakla suçluyor.
ÖZGÜR GAZETECİLİK SADECE İSTİBDAT REJİMLERİNDE SUÇTUR
Türkiye bugün OHAL ve KHK’lar eliyle dünyada en çok gazetecinin tutuklu olduğu ülke haline geldi. 156 gazeteci tutuklandı, 2308 gazete işsiz bırakıldı. Yargı eliyle basın özgürlüğünün, ifade özgürlüğünün, haber alma hakkının bu kadar baskı altına aldığı bir dönemi daha önce hiç yaşamadık. Ancak bu zulüm elbette bitecek ve Akın Atalay, Ahmet Şık, Murat Sabuncu başta olmak üzere bütün bağımsız gazeteciler özgür ve demokratik bir Türkiye için gazetecilik yapmaya, gerçeğin peşinde olmaya devam edecekler. Çünkü özgür gazetecilik sadece istibdat rejimlerinde suçtur!