CHP'den hayvanlara yapılan işkenceler için kanun teklifi

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu hayvanlara yapılan cinsel, fiziksel ve psikolojik saldırılara ilişkin TBMM'ye bir kanun teklifi sundu.

CHP'den hayvanlara yapılan işkenceler için kanun teklifi

Mevcut yasanın yeterli olmadığına dikkat çeken Tanrıkulu, "yaşam hakkı, tüm hakların üzerinde korunması gereken bir haktır" dedi.

CHP'li Tanrıkulu'nun sunduğu kanun teklifi ise şöyle;

GENEL GEREKÇE

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda cürümlerin, 5326 sayılı Kabahatler Kanununda da kabahatlerin düzenlendiği bilinmektedir. Yapılan yasal düzenlemelerle kabahatlerde hapis cezası kaldırılmış ve idari para cezası uygulanmaktadır. İdari para cezası adli sicile işlememektedir. Oysaki Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesinin 1. maddesinde, zorunluluk olmaksızın bir hayvanın öldürülmesi yaşama karşı suç sayılmakta; 6. maddesinde ise, insanların yanına aldıkları bütün hayvanların doğal ömür uzunluklarına uygun sürece yaşama hakkına sahip olduğu ifade edilmiştir. Yine 12. madde de çok sayıda hayvanın öldürülmesi soykırım suçu olarak ifade edilmiştir.

5199 sayılı Hayvan Hakları Kanununun 4. maddesinde bütün hayvanların yaşama hakkına sahip olduğu belirtilmiş ve 8.maddesinde hayvan türlerine karşı soykırım yasağı konulmuştur. Ancak bu yükümlülüklere uymamak 5199 sayılı Kanunda kabahat kapsamında değerlendirilmiş, pek de caydırıcı nitelikte olmayan idari para cezaları ile yaptırıma bağlanmıştır. Hayvanları Koruma Kanunu bakımından konuyu ele alındığında, bu kanundaki düzenlemeler suç olarak değil, kabahat şeklinde düzenlenmiştir. Diğer bir ifade ile suç oluşturmadıkları için denetimi ve cezalandırılması, Kanunun, 17. maddesinde belirtildiği üzere Bakanlığa aittir. Bu yetki Bakanlıkça mahallin en büyük mülki amirine yetki devri suretiyle verilir. Öncelikle, Türkiye Cumhuriyet Devleti, 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ile hayvanların yaşam haklarını güvence altına almıştır. Hayvan Hakları Bildirgesi gereği hayvan hak sahibi olan bir varlıktır. Yani hayvanlar bir eşya ya da mal değil, bir canlıdır. 2 Ekim 1997’de üye devletlerce imzalanarak Mayıs 1999’da yürürlüğe giren Amsterdam Antlaşması ile hayvanların duygulu varlıklar olduğu benimsenmiştir. Sevgi, merhamet, sahiplenme gibi birçok duyguyu yaşarlar ve hissederler. Hayvanları eşya olarak gören, alınıp – satılan ya da istediği zaman istediği yere atabileceğini düşünen zihniyetin değişmesi ve hayvanların da yaşama hakkı olduğunun kabul edilip, hayvanların yaşamını sürdürmesi için gerekenlerin yapılması en önemli görevlerden biridir. Türkiye Cumhuriyet Devleti bildirgeyi imzaladığından, bu bildirge tüm vatandaşlarımız için bağlayıcıdır. Yaşam hakkı, tüm hakların üzerinde korunması gereken bir haktır.

Türkiye’de son dönemlerde neredeyse her gün yaşanan hayvana eziyet, şiddet, tecavüz ve benzer olayları artık toplumda infial yaratacak seviyeye ulaşmıştır. Bu eylemlerin, faillerinin, sadece idari para cezası alarak bırakılması, toplumda güven duygusunu zedelemektedir. Toplumun büyük kesiminin ihtiyaç duyduğu yasa değişikliğinin yapılması kaçınılmaz hal almış olduğundan, bu Kanun Teklifi hazırlanmıştır.

5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ

MADDE 1- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Üçüncü Kısımın II. Bölüm başlığı ‘’HAYVANLARA VE ÇEVREYE KARŞI SUÇLAR’’ şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 181 nci maddesinin başlığı “Çevrenin kasten kirletilmesi ve hayvanlara kötü muamele” şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddeye aşağıdaki altıncı fıkra eklemiştir.

“(6) 5199 sayılı Hayvan Hakları Kanununda öngörülen cezalar saklı kalmak kaydıyla hayvanları zehirlemek için zehirli gıda ve kimyasalları doğrudan veya çevreye bırakarak dolaylı yoldan verenler iki yıldan az olmamak üzere hapis cezası ile cezalandırılırlar. Bu şekilde işlenen suçların toplu şekilde işlenmesi halinde verilecek ceza yüzde elliden iki katına kadar artırılır.”

MADDE 3- 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 184 ncü maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

“MADDE 184/A- (1) Sahipli veya sahipsiz hayvanları her kim kasten öldürürse üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Sahipli veya sahipsiz hayvanlara her kim kasıtlı olarak kötü davranır, işkence yapar, aç ve susuz bırakır, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakır, bakımlarını ihmal eder, fiziksel ve psikolojik acı çektirir, hayvanları, gücünü aştığı açıkça görülen fiillere zorlar, hayvanların kesin olarak öldüğü anlaşılmadan, vücutlarına müdahalelerde bulunur, hayvanlara tecavüz eder, işkence yapar, sağlık nedenleri ile gerekli olmadıkça bir hayvana zor kullanarak yem yedirir, acı, ıstırap ya da zarar veren yiyecekler ile alkollü içki, sigara, uyuşturucu ve bunun gibi bağımlılık yapan yiyecek veya içecekler verir ise fiilin şiddetine göre iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Hayvanları başka bir canlı hayvanla dövüştürenler bir yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(4) Sahipli veya sahipsiz hayvanların, her kim ölümüne, yaralanmasına, kalıcı olarak beden bütünlüğünün bozulmasına taksirle neden olursa bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(5) Hayvanlara karşı yukarıda sayılan suçları işleyen kişiler çocukların bulunduğu ortamda, okul kantini ve servislerinde, hastane ve sağlık kuruluşlarında çalıştırılamaz.

(6) Hayvanlara karşı işlenen suçlara bu Kanuna göre göre verilen cezalar 5199 sayılı Hayvan Hakları Kanununda öngörülen cezaların verilmesine engel teşkil etmez.”

MADDE 4- - 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 151 nci maddesinin 2 nci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır

MADDE 5- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 6- Bu Kanunu Bakanlar Kurulu yürütür.

Etiketler
Milletvekili Saldırı TBMM Sezgin Tanrıkulu