Meclis'te menü Erdoğan'dan onay almadan çıkmıyor
AKP Mardin Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, TBMM’nin ilk kadın idare amiri oldu.
AKP'de bulunan dört amir, haberleşme, kolluk işleri, güvenlikten ve AKP’li Ceyda Bölünmez Çankırı da sosyal hizmetlerden sorumlu. MHP ulaşım, HDP tören hizmetlerinden sorumlu.
Sabah gazetesinden Pınar Yıldız Yüksel’e konuşan AKP’li Ceyda Bölünmez Çankırı, Meclis lokantasından çevre düzenlemesine kadar çalışmalarını anlattı. AKP’li Çankırı’nın menüyü belirlerken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan onay alması dikkat çekti.
İşte o röportaj…
- Kadın eli Melis'te nerelere değdi?
- Toplam altı lokantamız var. Bunların dördü Meclis'in içinde. Ayrıca kış bahçelerimiz ve kafeteryalarımız da bulunuyor. Bir de protokol yemeklerinin olduğu kabul salonumuz var. Ufak tefek dokunuşlarla farklılıklar yaratmaya çalışıyoruz. Milletvekillerimizden takdir alıyoruz. Yeri geliyor, "Böyle olsaydı daha iyi olurdu" diyerek eleştirenler de oluyor. Bunları dikkate alıp düzeltmeler yapıyoruz. Kesinlikle parti ayırmadan hizmet veriyoruz. Her türlü fikre açığız. Ciddi bir yol aldık.
VATANDAŞIMIZI YEMEK YEDİRMEDEN GÖNDERMEYİZ
- Günlük çıkacak yemek listesine kim karar veriyor? Nasıl belirleniyor?
- İçinde diyetisyenlerin ve gıda mühendislerinin olduğu özel bir ekibimiz var. Tüm bu işleyiş içinde aşçısından garsonuna, kalite kontrol elemanından çay ocağına kadar toplam 527 çalışanımız bulunuyor. Salı günleri grup toplantıları olduğu için en yoğun günümüz. On bin kişiye yemek çıkarıyoruz.
- Meclis'in mutfağının güvenliği de çok önemli. Yemeklerin kalite kontrolünü, güvenliğini nasıl sağlıyorsunuz?
- Gıda mühendislerimizin yanı sıra 10 kişilik bir kalite kontrol ekibimiz var. Meclis'te yemekler saat 12.00'de servis edilmeye başladığında her birinden de numuneler alınıyor. Cam kavanozlara konan bu numuneler, olası bir durum için 72 saat saklanıyor. Bu numunelere şahit numune deniyor.
- Tabii, milletvekillerinin misafirleri de çok oluyordur...
- Gelen misafire yemek yedirmek çok önemli, "Milletvekiline gittim de bir yemek yedirmedi" diyerek geri dönmesin kimse. Bu bizim kültürümüzde var. TBMM'nin de böyle bir ritüeli bulunuyor. Burası milletin evi, milletin evinden yemek yedirmeden vatandaşımızı göndermek olmaz.
- Her çarşamba bir ilimizin yöresel yemeklerinin yapıldığını duydum...
- Çarşamba günleri doğudan batıya kuzeyden güneye ayırmadan bir ilimizin mutfağını sunuyoruz vekillerimize. Amacımız o ilin yemek kültürünü tanıtmak. Aynı zamanda o ille ilgili bir broşür hazırlayıp masalara koyuyoruz. Yapılan yemeklerin tarifleri de oluyor içinde. O ilin valisine sorup ilin en iyi aşçısını getirtip meclisimizin mutfağında pişirtiyoruz yemekleri. Malzemeleri buradan temin ediyoruz. Bu bir ikram değil tercihe dayalı seçenek aslında. Ancak bunu tüm restoranlarımızda değil de sadece milletvekillerimizin kullandığı 200 kişilik restoranımızda yapabiliyoruz şimdilik.
“CUMHURBAŞKANIMIZA ANLATTIĞIMDA ÇOK HOŞUNA GİTTİ”
- Bugüne kadar en çok hangi ilin yemekleri beğenildi? En çok övgü alan mutfak hangisiydi?
- Bir il belirtmem uygun olmaz. Bu projemizi Cumhurbaşkanımıza anlattığımda çok hoşuna gitti. "Güzel olabilir" dedi. İlk geleneksel mutfak günümüzü salı günü yapmıştık, "7 bölge 7 yemek" konseptiyle çıktık. Hatay mutfağından bir zeytinli salata, Mardin'den sembüsek dediğimiz kapalı lahmacunumuzu ikram ettik. Ege bölgesinden şevketi bostan yaptık. Sayın Başbakanımız ve Devlet Bahçeli çok memnun kalmıştı. Hatta hep salı günü yapılmasını istediler.
- Peki, Meclis'te yemek yemenin fiyatları nedir?
- Kişi başı 10-15 TL civarı. Burada milletvekilleri tek kişiye yemek yedirmiyor. Misafirleri çok fazla oluyor. Hem kaliteli hem uygun hizmet vermeye çalışıyoruz.
- Kadın eli neleri değiştirdi Meclis'te?
- Genel Kurul Salonu'ndaki ihtiyaçları tespit edip çözümler ürettik. Salonumuz altı yüz milletvekiline göre tekrar dizayn edilecek. Telefonların kolaylıkla şarj edilebilmesi ve kişisel bilgisayarların çıkabileceği masalar için görüşmeler yapıyoruz. Bir kadının koruma içgüdüsü daha fazla olduğu için detayları hemen fark edebiliyorum. Genel Kurul Salonu'nda bir kamera gördüm, bayağı alçak. Kafa çarpabilir. "Köşesini bir kapatalım" dedim. Parmak okuma sisteminin okumadığını fark edip daha iyi temizlenmesini sağladım.