Erdoğan'dan ABD'ye yaptırım yanıtı: 'Batar mıyız, biter miyiz, çok mu meraklıyız?'
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu.
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu.
Erdoğan, ABD'nin Türkiye'ye yaptırım kararı alması hakkında "Bizde açtığınız her yaranın daha büyüğü sizin ekonominizde açılır. Sizin kayıplarınızın telafisi o kadar kolay olmaz. Ülkemize gelecek olan veya bizi arayacak olan herkes Türkiye'nin bu gayet samimi yaklaşımını göz önünde bulundurarak hazırlıklarını yapmalı.
Bize ülkelerine girme yasağı koyanların iyi düşünmesi lazım. Bize düşen nedir? Hayırlı olsun. Gelmezsek nolur batar mıyız, biter miyiz? Çok mu meraklıyız? Bakan arkadaşlarıma vize yasağı koyuyorlar. Bir ülkeye bir devlete bu yakışır mı? Siyaset duygusallık sanatı değildir." diye konuştu.
Erdoğan, Barış Pınarı Harekatı hakkında ise "Size bir teklifimiz var bizim terörist bile olsa kimseyi öldürmek gibi bir niyetimiz olamaz. Hemen bu gece tüm teröristler malzemelerini bırakıp kurdukları tuzakları imha edip belirlediğimiz güvenli bölgeden dışarı çıksınlar. Mümbiç'ten Irak sınırına kadar olan bölgede bu dediğimiz yapıldığında harekâtımız zaten sonlanmış olacaktır." dedi.
Erdoğan'dan flaş Halkbank açıklaması!
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
ERDOĞAN'DAN AKP MİLLETVEKİLLERİNE FIRÇA
Milletvekili arkadaşlarımız iştirak konusunda Meclis'te zayıf olduğunu grup başkan vekillerimizden öğrendim. Burada hassas olmamız lazım. Hele hele bu dönemde çok daha hassas olmamız lazım. Arkadaşlar, sizleri bahçelerden toplayın gruba getirmemesi lazım. Bu bizim gibi güçlü partiye yakışmıyor.
BARIŞ PINARI HAREKATI
Suriye'de 9 Ekim saat 16:00'da başlattığımız harekât hamdolsun başarıyla devam ediyor. Türkiye bu noktaya bir anda gelmemiştir. Bu işin bölücü terör örgütüyle mücadelemiz bakımından yaklaşık 40 yıllık, Suriye konusu bakımından yaklaşık 8 yıllık mazisi var.
Müttefiklerimizin yüzümüze başka konuşup arkamızdan başka şeyler yaptıkları açığa çıkmıştır. Suriye meselesi Kuzey Afrika ve Orta Doğu coğrafyasını yeniden dizayn edilmesini amaçlayan bir projenin ürünüdür. Gerçi biz Suriye yönetimine ortada hiçbir çatışma yokken demokrasiden adaletten yana tavır takınması için çok çabaladık. Özellikle vatandaş dahi sayılmadıkları için horlanan Kürt kardeşlerimize, baskı altında utulan Türkmen kardeşlerimize hakkaniyetle davranılması için ısrarcı olduk .Bunu bizzat Esed'in kendisini defaatle söylemiş bir liderim. Ancak baskı ve zulüm yolu seçildi.
ERDOĞAN'DAN ARAP LİGİ'NE TEPKİ
Ey Arap ligi acaba siz ne kadar Suriyeliyi kabul ettiniz? Yav siz Suriye'yi Arap liginden çıkardınız. Şimdi de Türkiye'ye hakaret etmek için Suriye'yi almak gibi bir projeyi hayata sokmaya çalışıyorsunuz. yaşanan bu kaos ortamını fırsat bilen güçler DEAŞ altında bir cinayet makinesi icat etmiş ve ortaya salmıştır. Arap liginin bu mültecilerle ilgili bir kuruş destek verdiği bakî mi?
İslamla yakından uzaktan ilişkisi olamayan bu vahşi örgüt İslam ve Müslümanların en büyük düşmanıdır ve yüz karasıdır. Bugün dahi hâlâ bölgede Müslümanlar lehine atılabilecek her adımın önüne DEAŞ faktörü bir engel olarak çıkartılmaya devam ediliyor. Üstelik onları fiilen yönlendiren ülkeler bugün karşımıza güya en büyük DEAŞ düşmanı görüntüsüyle çıkmaya çalışıyor. Biz kimin ne rol oynadığını gayet iyi biliyoruz.
"YAPMAMIZ GEREKENİ YAPTIK"
Önümüzde iki yol vardı ya Avrupa'da ve Amerika'da yazılan bu senaryoda Batı'da Ya bize biçilen role teslim olacak, yanı başımıza gelenlere rıza olacak, kasap bıçağına boynumuzu uzatacaktık ya da mücadele edecektik. Türk milletinin mazisinde teslim olmak asla yoktur. Biz de yapmamız gerekeni yaptık.
DEAŞ tehdidi ortadan kalktığında karşımızda garip bir manzara bulduk. Anlaşılır gibi değil. Bir tarafta rejim milyonlarca insanı katlederek devam ediyordu diğer tarafta ise PKK, YPK ve Avrupa ile Amerika'nın sınırsız desteği ile 1 milyon insanı yerinden ederek sınırlarımız dibinde bir terör koridoru oluşturuyordu.
"BUNLARI İYİ TANIYIN, BUNLARA GÜVENMEYİN"
Bu defa çok daha aleni bir direnç hatta saldırı ile karşı karşıyayız. Bu günlerde birkaç batılı lider Barış Pınarı Hareklâtı'nı durdurmak için bizi arıyorlar. Ama bu güne kadar bizi teröristler tarafından ülkemize atılan 900'e yakın atılan havan için üzüntülerini bildirmek için kimse aramadı. Hayatını kaybeden 20 vatandaşımız için baş sağlığı dilemek için de kimse aramadı. Bunları iyi tanıyın, bunlara güvenmeyin. Terör örgütünü korumak için bizi arayanlar yarım ağızla dahi olsun bu konuda tek kelime etmediler. Türk ordusunun bu kadar süratle yol almasını ummuyorlardı.
Sadece ve sadece teröristlerin çıkarlarını korumak için karşımıza çıktılar. Ey Batı, ey Arap ligi, ey azıcık da olsa ahlak sahibi olan tüm ülkeler bu devran elbet dönecek.
Ama şunu bilin ki yarın öbür gün siz de bizim gibi benzer sorunlarla karşılaşacaksınız. İşte o zaman birileri de sizin karşınıza mücadelenize destek için değil de teröristlere kol kanat gerçek için çıkacak. İşte o zaman bizi çok iyi anlayacak ama iş işten geçmiş olacak. Sınırlarınızdan içeri düşen bombalarla vatandaşlarınız ölürken, terör örgütü mensupları müttefik dediğiniz ülkelerde ellerini kollarını sallayarak dolaşırken bakalım teröristleri destekleyenlere siz ne diyeceksiniz, nasıl davranacaksınız. Unutmayın bu dünya etme bulma dünyasıdır. Türkiye binlerce yıllık milletinin sarsılmaz birliği sayesinde bu mücadeleyi Allah'ın izniyle başarıya ulaştırır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ama bakalım o kara gün gelince siz ne yapacaksınız. Kendinizi güvende sandığınız sırça köşkünü paramparça olup üstünüze çökmeye başladığında vatandaşlarınız yakanıza yapıştığında bakalım teröristlere bugünkü gibi sahip çıkmayı sürdürebilecek misiniz! Teröristler canınızı yakmaya başladığınız da bu asil millet yanınızda olacaktır. Onun için diyorum ki bu mücadelede Türkiye'nin karşısında değil yanında yer alın. En azından karışmayın. Hele hele NATO üyesi ülkelere sesleniyorum; bu PKK-YPG ne zaman NATO'nun üyesi oldu da benim haberim olmadı.
ERDOĞAN: MACRON'A AYNAYA BAK DEDİM
Buna karşılık bize bu ithamı yöneltenleri geçmişleri sivil katliamıyla doludur. Macron'a söyledim Ruhanda'da yüz binlerce insanı katleden siz değil misiniz ya? dedim. Sen bana bunları nasıl söylersin, aynaya bak aynaya dedim. Bunlar için Afrika'nın kitabını şöyle bir açtığınızda Afrika'nın kitabında neler var neler var. Bunların hepsi maalesef bu Türk kara kaplı defterlerle bunların mazisi dolu. Utanmadan bizi sivil katliamıyla itham edenlere ben şunu söylemek istiyorum. Sivil katliamı görmek istiyorsanız Afganistan'a, Arakan'a bakın.
Terör örgütünün kadın çocuk yaşlı demeden ülkemiz topraklarında yaptığı terör eylemlerine bakın. Sivil katliamı görmek istiyorsanız aynanız karşısına geçin ellerinize bulaşmış masum kanlarına bakın. Türkiye'yi sivilleri katletmekle suçlayanların gözü kör, yüreği taşlaşmış, vicdanı kararmış demektir.
Biz teröristleri takip ettik, sivillerden uzaklaştıkları anda da imha ettik. Bu şekilde adete adım adım ilerleyerek şu ana kadar 1220 km alanı temizledik. Bakınız değerli kardeşlerim buradan herkesin kolaylıkla anlayabilmesi için şu altı hususu anlatmak istiyorum;
Bir, Türkiye Suriye'de ne Kürtleri ne Arapları değil sadece ve teröristleri hedef alıyor. Ülkemiz işgal ve istila değil terörle mücadele harekâtı yürütüyor. Suriye halkıyla birlikte zalimlere karşı mücadele ediyoruz. Siz ne derseniz deyin biz teröriste terörist demeye ve öyle muamelede bulunmaya devam edeceğiz. Sırt ülkemize zarar vermek için teröristleri makamlarında ağırlayanlar bunu utancını ömür boyu yaşayacaklardır. Bu teröristlerle bizim aramızda arabuluculuk yapmaya çalışanlar var siz siyaset biliminde ne zamandan beri devletin terör örgütleriyle birlikte masaya oturduğunu duydunuz. TC. tarihinde böyle bir şey yoktur ve bundan sonra da bizden böyle bir şey beklemeyin. Bunun için de arabulucu falan aramıyoruz ha.
İki, Türkiye operasyon bölgesinde kalacak DEAŞ'lıların sorumluluğunu üstleneceğini ifade ettik. Buna rağmen YPG-PKK'nın şantaj malzemesi olarak kullandığı DEAŞ'lıların serbest bırakmaya başlamıştır. Kimin eli kimin cebinde belli. Kontrol altına aldığımız yerlerde DEAŞ'lıları da etkisiz hale getirmeyi sürdüreceğiz.
Dört, daha önce ilan ettiğimiz 35 kilometrelik sınıra ulaşana kadar harekâtımız sürecektir. Bu sırada yolumuza taş döşeyenleri de not ediyoruz. Bal bal demekle ağzımız tatlanmıyor. Bizim araya ihtiyacımız var. Böyle bir şey olursa buranın lojistik desteğini de sağlarız.
Beş, Girdiğimiz yerlerde 1-2 milyon Suriyelinin geri dönme çalışmalarına hemen başlamak istiyorum. Uluslararası kuruluşlardan isteğimiz ellerindeki imkanları bu projeye harcamaktır.
Altı, Türkiye teröristlerle anlaşma yapılmayacağını bilecek kadar tecrübe ve dirayet sahibidir.
Bizi arayıp teröristler için talepte bulunanlara şunu söylüyorum, madem teröristlerin ezilen başlarının derdindesiniz öyleyse size bir teklifimiz var bizim terörist bile olsa kimseyi öldürmek gibi bir niyetimiz olamaz. Hemen bu gece tüm teröristler malzemelerini bırakıp kurdukları tuzakları imha edip belirlediğimiz güvenli bölgeden dışarı çıksınlar. Mümbiç'ten Irak sınırına kadar olan bölgede bu dediğimiz yapıldığında harekâtımız zaten sonlanmış olacaktır. Zarar gelmemesini talep eden herkesin bu teklife onay vermesi gerekir. Yok dert terör örgütünün ülkemize yönelik saldırılarının devamı ise hiç kimse kusura bakmasın böyle bir şeye rıza göstermeyiz. Bu yöndeki tekliflere de üstü örtülü tehditlere de eyvallah etmeyeceğimiz bu güne kadar tavrımızla herhalde anlaşılmıştır.
ERDOĞAN'DAN YAPTIRIM YANITI
Suriye'deki gelişmeler sebebiyle bizi ekonomik yaptırımla tehdit edenlere de diyoruz ki azdan az gider çoktan çok gider. Bizde açtığınız her yaranın çok daha büyüğü sizin ekonominizde açılır. Bizim sakalımız çok daha gür şekilde yerine gelir ama sizin kayıplarınızın telafisi o kadar kolay olmaz.
Vize yasağı koyuyorlar. Ya bu siyasetten zerre kadar nasibini almış kişilere bu yakışır mı. Siyaset duygusallık sanatı değildir, insan ve ülke yönetme sanatıdır. Ülkemizin zor bir dönemden geçtiğini biliyoruz en büyük gücümüz milletimizin kendisidir. Allah'ın yardımı milletimizin desteği, dostlarımızın duası yanımızda olduğu müddetçe buradan da çıkacağımıza şüphe duymuyoruz. Biz burada NATO'nun 5. maddesini uygulanması ve Adana Mutabakatı sebebiyle bu harekâtı yürütüyoruz.
Rusya'yı rejimin davet ettiğini biliyorum. burada kim davetlidir? Kim rastgele gelmiştir ortada. Kökü sağlam ağacı unutmayın, rüzgâr deviremez. Hamdolsun biz kökü binlerce yıl ötesine uzanan sağlam bir milletiz. Gerekirse 7 düzeli karşımıza almak pahasına bu milletin haysiyetini yere düşürmeyiz. Kardeşim şehitler tepesi hiç boş kalmayacak olsa da gücümüzün son takatine kadar bu yoldan dönmeyeceğiz.