CHP'de o başkandan sert 'mavi manifesto' çıkışı

CHP İzmir’de delege seçimleri öncesi ilçelerde ‘değişim’ mesajı veren ve mavi listelere destek olunması çağrısı yapılan ‘manifesto’ parti gündemine oturdu.

CHP'de o başkandan sert 'mavi manifesto' çıkışı

CHP İzmir’de 8 Kasım’da başlayacak olan delege seçimleri öncesi, sosyal medya aracılığıyla dikkat çeken bir manifesto yayınlandı.


7 maddelik manifestoda örgüte ilçelerde mavi listelere destek çağrısı yapıldı. Manifestoda kongreler sonunda mevcut ilçe yönetimleri yerine göreve gelmesi gereken yeni kadroların tarifi yapıldı.


Manifestoyla ‘değişim’ mesajı verilirken, manifestonun mevcut İl Başkanı Deniz Yücel ve ilçe başkanlarına karşı yayınlandığı öne sürüldü.


Sosyal medya aracılığıyla yayınlanan manifesto ‘Ülkemiz için, partimiz için, iktidarımız için’ başlığı ile verilirken, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu ve İl eski Başkanı ve PM eski Üyesi Rıfat Nalbantoğlu’yla birlikte hareket etmesi beklenen isimlerin manifestonun paylaşımını yapıyor olması dikkat çekti.

GRUŞÇU’DAN DİKKAT ÇEKİCİ ÇIKIŞ


Partide gündeme oturan ‘mavi manifesto’nun ardından, CHP Konak İlçe Başkanı Çağrı Gruşçu, sosyal medya hesabından dikkat çekici bir çıkışa imza attı.
Gruşçu, ‘Maskeli balo’ benzetmesi yaparken, “Bireysel menfaatleri uğruna ilkelerimizi mundar edenler partimiz içinde kutuplaşma ve ayrışma sürecinin de kurdelesini kesmiş görünüyorlar” ifadesini kullandı.
Gruşçu paylaşımında şu ifadeleri kullandı:


Değerli yol arkadaşlarım,


Biz; Cumhuriyet Halk Partililerin ülkemizin ve partimizin geleceğine ilişkin çok önemli sorumlulukları vardır. Bu sorumlulukların bilinciyle partimizin kıymetli kültürüne ve tarihsel değerine katkı sunmak isteyen her bir yurttaşımızla ortak paydalarda buluşarak kol kola, omuz omuza girerek partimizi iktidara taşıma mücadelesi veriyoruz.


Ülkemiz her geçen gün sorunların daha çok ağırlaştığı bir dönemden geçiyor. Yoksulluğun iliklere kadar işlediği, işsizliğin gençlerimizi intihara sürüklediği, ailelerin ağır ekonomik ve sosyal şartların altında ezildiği için yuvalarını dağıttığı acı bir dönemdeyiz. Cumhuriyetimizin temel değerleri örselenmekte, kanla irfanla yoğrulan her bir karış toprağımız ne yazık ki bir grup tefeciye teslim edilmek üzeredir. İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifemiz olan istiklalimizi ve cumhuriyetimizi kurtarmak ve korumak gelecek nesillere borcumuzdur.
Yükümüz ağır, hedeflerimiz büyüktür!


Bizler, bu gök kubbe altında yaşayan her bir canlının özgür, barış içinde, mutlu ve huzurlu yaşayabildiği bir iklimi yaratmayı partililik sorumluluğuyla bağdaştırırız. Bu nedenle Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ülkemizin dağ köylerine kadar ulaşan birlik, beraberlik ve kardeşlik söylemlerini sokağa yansıtmak için var gücümüzle çalışmaya devam etmeliyiz.
Birbirimizi severek ve birbirimize güven duyarak parti içindeki uzlaşı iklimini daha da perçinlemeliyiz. Çünkü, birbirine inanan ve samimiyetle yaklaşan her bir partili yoldaşımız, yurttaşlarımıza da aynı inanç ve samimiyeti aşılayabilir. İktidar partisinin toplumu kutuplaştırma, ötekileştirme ve ayrıştırma politikalarına göz yummayacağımız gibi partimiz içinde yaratılacak kutuplaşma ve ayrışma süreçlerine de asla destek olmayacağız.


Uzun yıllar sonra ülkemizin başta büyükşehirleri olmak üzere birçok il ve ilçesi Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarınca yönetiliyor ve bu da ülke nüfusumuzun yüzde 65’ine hitap ediyor. Bunun farkında olmak ve değerini iyi bilmek zorundayız. Bu değer aynı zamanda partimizin uzun yıllar bedel ödemiş, iktidarın baskı ve zulmüne boyun eğmemiş, yağmur çamur demeden her bir insanımızın gözünün içine bakarak, elini samimiyetle sıkarak, yeri geldiğinde kardeş, yeri geldiğinde yol arkadaşı olmuş değerli ve onurlu Cumhuriyet Halk Partisi örgütünün eseridir.


Ancak, her ne kadar parti içi uzlaşı ikliminin sürdürülmesinden, birlik ve beraberlikten, parti örgütünün emeğinden söz ediyorsak da uzun yıllardır partimizde emek, liyakat ve niteliğin üstüne basarak partimizdeki genç ve kadınları bir yükselme basamağı olarak gören, bireysel menfaatleri uğruna ilkelerimizi mundar edenler partimiz içinde kutuplaşma ve ayrışma sürecinin de kurdelesini kesmiş görünüyorlar.
Bilinmelidir ki, ödenen bu bedellerin ve verilen bu emeğin parti içi kısır çekişmelerle, kutuplaşma ve ayrışmaya zemin hazırlayanlar nedeniyle zayi olmasına asla müsaade etmeyeceğiz.


Parti örgütümüzün demokrasiye ve iktidara inanmış her bir neferinin alın teri sayesinde kentin yönetiminde kendisine görev tevdi edilmiş olanlar kentimizin sosyal, ekonomik ve kültürel sorunlarının çözümü için çalışmaya devam etmelidirler!
Siyaset, partimizin kıymetli örgütünün seçerek göreve getirdiği ilçe ve il yönetimlerinin görevidir. Yıllardır parti içi siyaseti bulundukları makam ve mevkilerinde tahakküm altına alan, parti örgütlerini görmezden gelen hatta kendisini parti örgütlerinin üzerinde gören bir anlayışa bugüne değin sessiz kalmadık; kalmayacağız!


Daha önce partililer olarak sıkça izlediğimiz bu filmin tekrarını veya yenisini izlemeye hiç niyetimiz yok.


MASKELİ BALO


Maskelerini takarak selden kütük kapmaya çalışanlar, bireysel çıkarları için örgütümüzün neferlerini basamak olarak kullananlar, demokrasi havariliği yapıp günü geldiğinde parti içi demokrasinin gereklerini rafa kaldıranlar, kürsülerde mangalda kül bırakmayıp ‘Devrimlerden, Denizlerden, Mahirlerden, Yusuflardan’ dem vurarak eylemde sınıfta kalanların maskeleri düşmüştür artık! Partimize gönül ve emek vermiş her bir yol arkadaşımın içi rahat olsun ki bu ‘maskeli balo’ sona erdi.
Her kongre süreçlerinde rengârenk listelerle ancak içleri renksiz, bilindik ve alışıldık söylemlerle bireysel iktidarını yaratmaya çalışanların, partimizin iktidara yürüme mücadelesine nasıl bir katkı sunacağını sorgulamak ve yorumlamak örgütümüzün vicdanına kalmıştır.
Biz, tarihsel kökleri cumhuriyetin kuruluşuna dayanan en büyük değerimiz olan partimizi, Cumhuriyet Halk Partisi’ni bugüne kadar olduğu gibi bireysel değil ilkesel mücadelemizle iktidara taşımaya and içtik. Örgütümüzün hizmetkârları olarak bu sözümüz gerçekleşinceye ve her bir yurttaşımızın yüzünün güldüğü günleri görünceye kadar bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz.


İktidara koşarken uzlaşı ve birliktelikle gerçekleşecek ilçe ve il kongrelerinin yanı sıra güçlü bir kurultay oluşturarak sorunları dağları aşan ülkemizin insanlarına umut olmak için; güçlü ve aydınlık Türkiye’nin teminatı olmayı sürdüreceğiz.
İlkeleri için bedel ödeyen tüm emekçi yoldaşlarıma selam olsun!

Etiketler
Ağrı İzmir Seçim