Ecevit, 'Karaoğlan' lakabını nasıl aldı?
Bülent Ecevit bugün ölümünün 13. yılında anılıyor. Peki Türk siyasetine önemli izler bırakan Ecevit'e 'Karaoğlan' unvanı nasıl verildi?
Bülent Ecevit bugün ölümünün 13. yılında anılıyor. 'Türk siyasetinin Karaoğlanı' olarak bilinen ve 2006 yılında kaybettiğimiz Bülent Ecevit'in bu ünvanı nasıl aldığını gazeteci Barış Yarkadaş aktardı.
Gazeteci Barış Yarkadaş, 2004 yılında yayınlanan “Hepsi Yaralar, Sonuncusu Öldürür” isimli kitabında, babaannesi Şahzade Şahin’in Bülent Ecevit’e ilişkin açıklamalarına yer vermişti.
CHP üyesi olan Şahin, Ecevit’e “Karaoğlan” ismini veren kişinin kendisi olduğunu anlatmıştı. 1 Haziran 2018'de hayata gözlerini yuman Şahzade Şahin, Ecevit’e Karaoğlan adının verildiği günü Yarkadaş'a şöyle anlatmıştı.
ECEVİT’İN İLK GEZİSİ
"Şimdi tam olarak hatırlamıyorum ama sanırım 1972 ya da 73 yılıydı. Türkiye yine zor günlerden geçiyordu. Ekonomi kötüydü. Biz tek çareyi CHP olarak görüyorduk. Birinci eşim Aydın Yarkadaş, Kars’ın Susuz ilçesinde partinin başkanıydı. Ben de CHP Kadın Kollarındaydım. Bir ara Kadın Kolları Başkanlığı da yaptım. Aydın Bey, İsmet Bey’in (İnönü) yakın çalışma arkadaşıydı. İsmet Bey, Kars’a geldiğinde evimize misafir olmuş, çayımızı içmişti. Kendisine saygı duyardık. Sonra dönem değişti. Bülent Ecevit diye bir genç çıktı. İsmet Paşa’nın yerine başkan oldu. O dönem baban da (Rasim Yarkadaş) Bülent Bey’le tanıştı. Birlikte çalışmaya başladılar. Ecevit, genel başkan seçildikten sonra ilk gezisini Kars’a yaptı. Bizim yaşadığımız ilçeye, Susuz’a geldi.”
“BİZİ BU DAR GÜNLERDEN KURTAR KARAOĞLAN!”
Şahin, o dönem partide kendisinin de görevler aldığını ve Susuz’daki kadınlarla birlikte siyasi çalışmalar yürüttüğünü, yeni genel başkanın eşi Rahşan Ecevit’in de parti içinde aktif olarak yer alacağını öğrendiklerini söyledi.
Şahin, torunu Barış Yarkadaş'la birlikte Ecevit'in cenaze törenine de katılmıştı. İşte o görüntüler: |
Rahşan Hanımın partide çalışacak olmasına sevindiklerini söyleyen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“O gün, yani Ecevitlerin Susuz’a geldiği gün, Bülent Bey’in yanında Rahşan Hanım da vardı. Kendilerini hep gazetede görmüştük. Ama hiç tanışma fırsatımız olmamıştı.
Baban, Ecevitleri köy evimize getirdi. Biz misafirlerimizi karşılamak için kapıya çıktık. Karşımda esmer bir genç gördüm. Birden Bülent Bey’e sarıldım ve ‘Bizi bu dar günlerden kurtar ay Karaoğlan’ dedim. Yanımızda gazeteciler de vardı. Ertesi günün gazetelerinde, ‘Bir kadın Ecevit’e Karaoğlan dedi ve boynuna sarıldı’ diye yazdılar. Sonra, köylümüz Yazar Dursun Akçam, Kan Çiçekleri kitabında bizim Ecevitlerle ilgili anılarımıza ve sözlerimize yer verdi. Ama bu Karaoğlan meselesini ilk kez anlatıyorum.”